text
stringlengths
296
93k
summary
stringlengths
48
2.09k
Ankara Valiliği, Türk-İş Genel Merkezi çevresindeki eylemlerini sürdüren Tekel işçilerinin, "çevreyi rahatsız ettikleri" gerekçesiyle bölgeyi tahliye etmelerini istedi. Ankara Valiliğinin "çevreyi ve esnafı rahatsız ettikleri" gerekçesiyle Tekel işçilerinin bölgeyi tahliye etmesi yönünde Tekgıda-İş Sendikasına yazı gönderdiği öğrenildi. Sendika Genel Sekreteri Mecit Amaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, valiliğin daha önce de bu yönde yazılar gönderdiğini ve bu yazılara yanıt verdiklerini söyledi. Amaç, valilikten dün gelen yazıya da pazartesi günü cevap vereceklerini belirterek, "Biz demokratik haklarımızı kullanıyoruz. Burada kimseyi rahatsız etmiyoruz. Esnaf bize yardımcı oluyor. Gündüz iş yeri olarak kullandıkları yerleri, gece dinlenmemiz için bize tahsis ediyorlar" diye konuştu. Türk-İş Genel Merkezi önündeki eylemcilere gün boyu çeşitli sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler, sendikalar ve öğrenci gruplarından destek ziyaretleri yapıldı. Ziyaretçiler, işçilere gıda maddeleri, giyecek ve battaniye dağıttı. DSP İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş, burada yaptığı konuşmada, işçilerin haklı mücadelesini desteklediklerini söyledi. "Biliyorum ki İş Güvencesi Yasası’nı çıkaran Ecevit de yanınızda" diyen Ağırbaş, emeğin değerini bilen bir parti olarak işçilere desteklerini sürdüreceklerini kaydetti.
Ankara Valiliği'nden Türk-İş Genel Merkezi çevresinde eylem yapan TEKEL işçilerine ilginç talep geldi...
BURSA'nın Gemlik İlçesi'nde Endüstri Meslek Lisesi öğretmeni 58 yaşındaki Kenan Doğan'ın, karne dağıtımında okula gelmemesi üzerine çilingir yardımıyla kapısını açan arkadaşları tarafından evinde ölü olarak bulundu. Evli ve 4 çocuk babası öğretmenin kalp krizi sonucu yaşamını öldüğü belirlendi. Osmaniye Mahallesi Zambak Sokak'ta oturan Endüstri Meslek Lisesi öğretmeni Kenan Doğan, üniversite öğrencisi oğlunu ziyaret etmek isteyen eşini 2 gün önce Ankara’ya uğurladı. Daha sonra kendisini Ankara'dan arayan eşinin telefonlarına bir türlü cevap vermeyen Kenan Doğan, karne dağıtım günü de okula gelmeyince öğretmen arkadaşları çilingir yardımıyla evin kapısını açtırdı. Eve giren öğretmenler, Kenan Doğan'ın cesedi ile karşılaştı. 3 yıl önce kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören ve 15 yıldan bu yana görev yaptığı Gemlik Endüstri Meslek Lisesi'nde sevilen elektrik öğretmeni Kenan Doğan'ın kalp krizi geçirdiğini belirledi.
Okula gelmemesi üzerine çilingir yardımıyla kapısını açan arkadaşları tarafından evinde ölü olarak bulundu
Beyoğlu'nda toplanan darbe karşıtı binlerce kişi, "Kafes-Balyoz darbe planı yapanlar yargılansın, Kozmik sırlar açıklansın" sloganıyla yürüyüş düzenledi. Yoğun kar yağışı ve soğuk havaya rağmen Taksim Meydanı'na kadar yürüyen darbe karşıtları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un istifasını istedi. Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu öncülüğünde Tünel Meydanı'nda toplanan yaklaşık 5 bin kişilik grup, 'Kafes Balyoz darbe planı yapanlar yargılansın', 'Darbelere karşı sivil direniş' yazılı büyük bir pankart açtı. 'Döviz Kozmik sırlar açıklansın', 'Ordu ülkeyi yordu', 'Özgürlük istiyoruz', 'Darbedar Ordu, derbeder halk' yazılı dövizler taşıyan grup, daha sonra İstiklal Caddesi'nde yürümeye başladı. Üzerinde 'Emasya kalksın, darbeci AYM+HSYK kalksın' yazılı büyük bir çuval giyen bir kişi, grubun önünde yürümeye başladı. İstiklal Caddesi'nde yürüyen darbe karşıtları, sık sık, 'Darbelere karşı omuz omuza', 'Yaşasın halkların kardeşliği', 'Başbuğ istifa', 'Cuntacılar halka hesap verecek', 'Asker kışlaya' şeklinde slogan attı. Bu arada, eylemciler, CHP Beyoğlu İlçe binası önünde durarak CHP'yi protesto etti.
Beyoğlu'nda toplanan darbe karşıtı binlerce kişi, darbelere karşı yürüyüş düzenledi.
İstanbul'da taksicilik yapan esnafın başvurabileceği en üst mesleki kuruluş olan odanın başkan adaylarından Türkiye Havalimanı Taksileri Kooperatifler Birliği Başkanı Yahya Uğur, 45 yıldır ikinci kez yapılacak çok adaylı seçimlerle İstanbul'un özlenen taksicilik anlayışı ile buluşacağını söyledi. 2 adaylı seçimin ilk kez 2005 yılında yapıldığını belirten Uğur, 2010 yılının taksici esnafı adına yeniden doğuşun ilk adımı olabilmesini İstanbul'da taksiciliğin mutlaka kurumsal bir yapıya entegre edilmekle olabileceğini belirtti. Avrupa Kültür Başkenti bir şehrin taksicilerinin sosyal sorumluluk sahibi, topluma hizmet bilincini özümsemiş, esnaf ahlakına yakışır bir anlayışta olması gerektiğini söyleyen Uğur, son yıllarda halkın taksicilere olan güvensizlik algısının düzeltilerek saygınlığın yeniden tesis edilmesi gerektiğini kaydetti. Güzellikleri ile dünyaya örnek olan İstanbul'un halkına ve misafirlerine en iyi taksicilik hizmeti vermesi gereken şehir olması gerektiğini belirten Uğur, taksici esnafına önce kendi içlerine dönük muhasebe yapmalarını ve dönüşüm sağlayacak projeler sunacaklarını söyledi. Seçimleri kazandığı takdirde taksici esnafın kendisine sahip çıkan bir yönetim anlayışıyla tanışacağını söyleyen Uğur, değişimi ve sorunların çözümünü sadece devletin kurumlarından beklemenin esnafın problemini çözmede yetersiz olacağını ifade etti. Temel hedeflerinin halkın memnuniyeti olduğunu belirten Uğur meslekte yapılması gereken değişim için geç kalınmaması gerektiğini vurguladı. Taksi sahiplerine seslenen Uğur, asıl sahiplerinin halk olduğunu, halkı ile bütünleşmeyen, sorunları ile yüzleşmeyen bir mesleğin tükenmesinin kaçınılmaz olduğunun altını çizdi. Bizim hedefimiz genç bir kıza annesinin herhangi bir olumsuz durum karşısında taksiciler güvenilir esnaftır onlardan yardım iste diyebilmesini sağlamaktır diyen Uğur, sektörün durumundan Emniyet Müdürlüğü'nün, Belediyelerin, halkın ve şoförlerin şikayetçi olduğunu söyledi. Bugüne kadar taksilerdeki gelişme sağlanması için hiçbir oda yöneticisi öneri getirmemiş diyen Uğur, değişim ve dönüşüm kendi içimizde başlamalıdır dedi. İnsanların taksi şoförleri ile yaşadıkları sorunları iletmekte muhatap bulamadıklarını söyleyen Uğur, müşterisine karşı saygısızlık yapmış, suç işlemiş bir şoförün durak değiştirmesinin sorunu çözemeyeceğini savundu. Meslekten uzaklaştırılmış bir şoför henüz görmedim diyen Uğur, sorunların buradan kaynaklandığını söyledi. İçimizde ki birkaç kötü emelli insan yüzünden camiamızın lekelenmesine göz yumamayız diyen Uğur, taksici esnafın gereken iradeyi ortaya koyacağına inandığını söyledi. Taksinin sahibi ve şoförlerinin kimliklerinin gerektiğinde ulaşılabilir olmasını sağlayacak teknolojik alt yapının mevcut olduğunu söyleyen Uğur, taksici sorununa muhatap bulamazken halk ne yapsın diye soruyor. Mevcut yönetim tarafından 45 yıldır bir aile şirketi gibi kendi içinde yönetilen odanın kendi esnafına yabancılaştığını kaydeden Uğur, internet sitesi bile olmayan bir odanın mensubuyuz dedi. 2010 Kültür Başkenti bir şehirde proje olarak internet sitesi kuracağım demekten utandığını ifade eden Uğur, bir mesleğin yok oluşunun önüne ancak taksicilerin geçebileceğini söyledi. Korsan taksiyi bitirmenin yolu halka en iyi hizmeti sunmaktan geçer diyen Uğur, halkı yanınıza, arkanıza almadan korsanla mücadele etmeniz mümkün değildir dedi Uğur,halkın taksicisine sahip çıktığı bir mesleğe devletin gereken desteği yasal düzenlemelerle zaten sağlayacağını söyledi. Korsana karşı geçen yıl ekim ayında düzenlenen mitingin taksicisine sahip çıkmayan yönetime karşı yapılmasının daha isabetli bir çözüm olduğunu ekleyen Uğur, taksiciler esnaf odasında çalışan bir kişinin korsan taksicilik yaparken yakalanmasının yakalanmasının izahının yapılamayacağını söyledi. Yahya Uğur' un En Önemli Projeleri - İstanbul'un hangi odasına kayıtlı olursa olsun tüm Taksicilere 24 Saat ücretsiz Hukuk Danışmanlığı verilecek - Müşteri memnuniyeti sağlanarak halkın desteği devletin yardımı ile korsan taksicilik önlenecek - Taksicilerin rahat çalışabilmeleri için ilgili belediyeler ile ortaklaşa cep duraklar inşa edilecek - Taksi durakları şoför ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde modernize edilecek - Şoför ve Müşteri güvenliğini sağlamak için araçlara teknolojik takip sistemi kurulacak - Taksici esnafı arasında iletişim sağlanarak birlikte topluma faydalı sosyal ve toplumsal sorumluluk projeleri gerçekleştirilecek - Taksicilere 24 saat hizmet verecek bakım servisleri açılacak -Taksicilerin sorunlarının demokratik ve denetime tabii olması için ilgili meslek kuruluşlarınının seçeceği taksiciler meclisi oluşturulacak - İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Yönetim Kurulu Üyelerinden 1 kişinin nöbet tutacağı 24 saat açık oda hizmeti verecek - Sosyal tesislerimizin taksici esnafına açılarak ailecek tatil imkanı sunulacak - 24 saat çekici hizmeti, kaza denetim aracı hizmeti sunulacak - Taksicilerin ortak sesini ve ortak aklının ortaya çıkacağı istanbul taksiciler meclisi kurulacak - Yahya Uğur Kimdir:Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Mezunu olup 5 yıldır Türkiye Havalimanı Taksiciler Kooperatifler Birliği Kurucu Başkanlığını yapıyor.
İstanbul'da taksicilik yapan esnaf umudunu 24 Ocak Pazar günü yapılacak seçiminde arayacak.
İstanbul'u etkisi altına alan soğuk hava ve kar yağışının öğleden sonra etkisini artırması üzerine Atatürk Havalimanı uçuş trafiğinde aksamalar yaşanıyor. Alınan bilgiye göre, İstanbul'da öğleden sonra yer yer saatteki hızı 90 kilometreyi bulan rüzgarla tipiye dönüşen kar yağışı nedeniyle Atatürk Havalimanı pistleri ve apronda kar temizleme çalışmalarına hız verildi. Pistlerdeki çalışmalar nedeniyle uçakların iniş ve kalkışları gecikmeli olarak yapılırken bazı hatlarda uçak seferleri yarım saat ile 3,5 saate varan gecikmelerle gerçekleştiriliyor.
Kar yağışının öğleden sonra etkisini artırması üzerine Atatürk Havalimanı uçuş trafiğinde aksamalar yaşanıyor.
Türkiye'nin en köklü kulüplerinden olan ve 100. yılına iyi bir başlangıç yapamayan 1910 yılında kurulan ve kulüp başkanı Ahmet Gökçek'in, ''100. yılımızı gelecek sezon kutlamaya başlayacağız'' açıklamasının ardından bütün hazırlıklarını 2010-2011 sezonu için yapan sarı-lacivertliler, teknik direktör Roger Lemerre'in de isteğiyle dünyaca ünlü birçok isimle anlaşma aşamasına geldi. İskoçya'nın Glasgow Rangers takımında kiralık olarak forma giyen, ancak sergilediği performansla İskoçya'da en kötü transfer ilan edilen Fransız fubolcu Rothen'den vazgeçen Ankaragücü, rotayı Camel Meriem'e çevirdi. Fransa Milli Takımı'nda, teknik direktör Lemerre döneminde 10 numaralı formayı giyen Cezayir asıllı Fransız futbolcu Camel Meriem ile anlaşma aşamasına gelindiği, 29 yaşındaki futbolcuyu Ankaragücü'ne gelmesi için Lemerre'in de ikna ettiği öğrenildi. Meriem, Blackburn Rovers'ın da transfer listesinde bulunuyor. Sarı-lacivertlilerin ayrıca Almanya'nın Wolfsburg takımında forma giyen Portekizli Ricardo Costa ile de ön anlaşma yaptığı bildirildi. Galatasaray ve Valencia'dan gelen transfer tekliflerini geri çeviren Costa'nın, Ankaragücü'nde hayata geçirilmek istenen ''büyük projenin'' içinde yer almak isteği öğrenildi. Portekiz basını Costa'nın, transferin son günü de olsa sarı-lacivertli takımla anlaşma sağlayacağını yazdı. Alınan bilgiye göre, Bundesliga temsilcisi Wolfsburg'un yöneticilerinin de Costa'yı Ankaragücü'ne vermeye razı olduğu, ancak Brezilya Milli Takımı stoperi Miranda ya da Belçika'nın Club Brugge takımında forma giyen Paraguay Milli Takımı'nın kaptanı Alcaras ile anlaşılması durumunda, Costa'yı Ankaragücü'ne verecekleri öğrenildi. Kulübe yakın kaynaklardan alınan bilgiye göre, Fenerbahçe'nin de transfer listesinde bulunan Arjantin liginin gol kralı Uruguay Milli Takımı'nın santrforu Santiago Silva da sarı-lacivertlilerin transfer listesinde yer alıyor. Silva geçen sezon oynadığı 18 maçta 14 gol kaydetti.
Ankaragücü, Ahmet Gökçek başkanlığında kurulan yeni yönetimle birlikte büyük düşünmeye başladı.
Edinilen bilgiye göre, Körfez ilçesi Mimar Sinan Mahallesi Menderes Caddesi’ndeki bir apartmanın 4. katındaki evinden camiye gitmek üzere çıkan Yusuf Erdalay’ın (57) bindiği asansörün halatları boşaldı. Zemine düşen asansör 1. kata geldiğinde kat arasında durdu. Asansörden çıkmak istediği sırada kabinin yeniden hareket etmesiyle kabin ile kat arasında sıkışan Erdalay, olay yerinde yaşamını yitirdi. Ceset, sıkıştığı yerden itfaiye ekiplerince çıkartılarak Körfez Asri Mezarlık Morguna kaldırıldı.
Kocaeli"de bir kişi halatları boşalan asansörden inmek isterken, kat arasında kalan asansörün yeniden çalışmasıyla sıkışarak yaşamını yitirdi.
Bilinen ve çok basit bir yöntemdir… Kamuoyunu etkileyen güvenilir, ikna yeteneği yüksek bilge bir kişiyi gözden düşürmek için Medyanın etkin kalemleri ve sözcüleri devreye sokulur… O bilge kişi hakkında “küçük düşürücü” hikâyeler uydurulur… Hakkında “yalan – iftira – düzmece” suçlamalar üretilir… Bütün bunlar da mümkün olduğunca “komik” bazı olaylar ve davranışlarla desteklenir… Amaç, o “bilge kişinin” aslında ciddiye alınmaması gereken, “sıradan, gayrı ciddi, güvenilmez” biri olduğuna kamuoyunu inandırmaktır… Bu her ülkede, herkes veya her olay için böyle yapılmıştır… İstisnası hiç yoktur… *** Terörle ve medya tekeliyle mücadele eden eski bir başbakanın “dil sürçmeleri” alt alta yazılır, “işte bugünkü gafları” denilerek gazete köşelerinden eksik olmaz, TV skeçlerinde bile işlenirdi… Halk da bunlara güler, Başbakan’a olan güvenini kaybeder ondan bir “komedi unsuru” gibi söz etmeye başlardı… *** Bu yöntem son zamanlarda “Askeri darbe” plânlarına yönelik haberlerin ve “Ergenekon” adı verilen “Çete” kovuşturmasının inandırıcılığını yok etmek için yapılıyor… Meselâ, genellikle karafatma böcekleri tarafından istilâ edilmiş ekmek fırınlarını, pastaneleri ve at – eşek etinden sucuk yapan “sur altı” imalâtçılarını(!) gündeme taşımakla ünlü Arena programında bile bu kez TARAF’ın ortaya çıkardığı “Balyoz” operasyonu ile alay ettiler… *** Yıllar önce Dersim olayları patlak verdiğinde, dönemin hükümeti ayaklanmayı bastırmak(!) için Silâhlı Kuvvetleri görevlendirmişti… Askerler, Dersimli binlerce Kürt vatandaşımızı öldürdü, on binlercesini de evlerinden barklarından sürgün etti… Bunların da çoğu yollarda sefalet içinde ya açlıktan ya da bulaşıcı hastalıktan öldü… Murat Suyu’nun kan kırmızısı aktığı, İksor Vadisi’ndeki mağaralarda en büyüğü 14 yaşında olan 243 çocuğun imha edildiği o günlerde de hükümet yanlısı kimi mizah dergileri ve gazetelerde bu vahşet alaya alınıyor, iş sulandırılıyordu… Bugün tek fark; hükümet yanlısı medya bu antidemokratik planlara karşı ortak tavır alıp diklenirken, hükümete karşıt medyanın ise bu plân ve programları alaya alması, işi sulandırmasıdır… *** Mizah yeteneği hiç olmayan Uğur Dündar ve “mizah” adı altında “sulandırma” konusunda üstatlaşan Yılmaz Özdil’in, son Balyoz Operasyonu belgelerini de karafatmalar tarafından istilâ edilmiş ekmek fırını tadında anlatmaları da göstermektedir ki, Çetin Doğan Paşa “suçüstü” yakalanmıştır… [email protected]
Murat Suyu'nun kan kırmızısı aktığı, İksor Vadisi'ndeki mağaralarda en büyüğü 14 yaşında olan 243 çocuğun imha edildiği
Siyaset, sanat ve iş dünyasının ardından esnaf da plandan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Özellikle balyoz satan küçük esnaf, isimlerinin böyle bir iddia çerçevesinde anılmasından rahatsız oldu. Esnaf, "Satışlara olumlu ya da olumsuz yönde bir etkisi olmadı. Ancak en kötü demokrasiler bile darbeden iyidir." diyerek tepkilerini dile getirdi. BALYOZUN AD ERDOĞAN'IN ARACINDA KİLİTLİ KALMASIYLA GÜNDEME GELDİ Taraf gazetesinde yayınlanan darbe iddialarını içeren Balyoz Eylem Planı, balyoz satıcısı esnafı da etkiledi. Eskiye oranla satışı büyük oranda azalan, sadece belli başlı iş yerlerinde talebe göre üretilen balyoz, ilk olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara'da makam aracının içinde kilitli kalması ile gündeme geldi. Korumaları tarafından kapıları kilitlenen aracın içinden uzun süre çıkarılamayan Başbakan Erdoğan, çevredeki bir inşaatta bulunan balyoz ile makam aracının camları kırılarak araçtan çıkarılmış ve hastaneye alınmıştı. Bu olayın ardından uzun süre balyoz konusu konuşulmuş, hatta bir milletvekili olayda kullanılan balyozu satın alarak siyasi mesaj vermeye çalışmıştı. Bu olayın ardından inşaat işçilerinin vazgeçilmezi olan balyoz, çok farklı bir konuyla yeniden gündeme geldi. Taraf gazetesinin duyurduğu ve kamuoyunda büyük tepkilere neden olan ve darbe iddialarını içeren Balyoz darbe planı, yeniden dikkatleri bu yöne çevirdi. Her kesimden konuya ilişkin tepkiler dile getirildi. Demokratik yönetimlerinde yeri olmayan darbe iddialarına karşı siyaset, sanat, iş ve üniversite çevrelerinden demokrasi dışı tutumlara ve anlayışlara karşı tepkiler yükseldi. BALYOZ ESNAFI RAHATSIZ Konunun direkt olarak etkilediği başka bir kesim ise küçük esnaf oldu. Geçimini kıt kanaat sağlayan hırdavatçılar da, balyoz satıcıları olarak isimlerinin böyle bir iddia ile anılmasından rahatsız oldu. Plana ilişkin bilgilerin kamuoyunda yer almasının ardından basın yayın organlarından gelişmeleri takip ettiklerini belirten balyoz satıcıları, olayın balyoz satışlarına dönük direkt etkisinin olmadığını söyledi. Hırdavatçı Mustafa Demir, yıllardan beri bu işi yaptıklarını belirterek, basında yer alan bilgilerin balyozu daha popüler hale getirmediğini söyledi. Küçük esnaf olarak kendi isimlerinin demokrasi dışı girişimlerle anılmasından rahatsızlık duyduklarını, en kötü demokrasinin bile darbe girişimlerinden daha iyi olduğunu anlattı. Hükümetlerin demokratik teamüller çerçevesinde görev yaptıklarının söyleyen Demirci, iddiaları tasvip etmediklerini anlattı. Bazı hırdavatçılar ise kendi sorunlarının siyasi olayların bile önüne geçtiğini dile getirdi. Esnaf, Uluslararası para Fonu Başkanı Başkanı'na ayakkabı fırlatılması gibi sansasyon oluşturan olayların ardından ilgili esnafın olumlu yönde etkilendiğini ancak bu olayda kendilerine şu ana kadar olumlu bir yansıma olmadığını dile getirdi.
Kamuoyunda büyük tepkilere neden olan 'Balyoz darbe planı'na toplumun her kesiminden tepkiler devam ediyor.
Turkcell Süper Lig'de yapılan Eskişehirspor-Manisaspor maçının ilk yarısı 0-0 sona erdi. MAÇIN İLK YARISI 4. dakikada Eskişehirspor atağında Volkan'ın sol kanattan kullandığı kornerde, top ceza sahası dışındaki Bülent Kocabey'de kaldı. Bülent'in ceza sahası içine yaptığı ortada, Nadareviç topa vuramayınca meşin yuvarlak kaleci İlker'de kaldı. 12. dakikada, Mehmet Güven'in topuna hareketlenen İsaac, ceza sahası içinde meşin yuvarlakla buluştu. İsaac'ın şutunda top kalenin solundan auta çıktı. 22. dakikada Erkan'ın pasında sağ kanatan hareketlenen Koray, topu yaklaşık 30 metre sürdü. Koray'ın ceza sahası içine girer girmez attığı şutta, meşin yuvarlak az farkla auta çıktı. Karşılaşmanın ilk yarısı 0-0 berabere tamamlandı. MAÇIN İKİNCİ YARISI 50. dakikada Eskişehirspor atağında Volkan'ın pas verdiği Alper, çalımlarla ceza sahası içine girdi. Alper'in şutunda kaleci İlker, topu bloke etti. 54. dakikada Şener'in sağ taraftan kullandığı köşe atışında Kalabane topla buluştu. Kalabane'nin şutunda Ivesa topu kornere çeldi. 58. dakikada Şener, sağ kanattan götürdüğü topu, Yaser'e verdi. Yaser, kaleci Ivesa ile karşı karşıya kaldı. Yaser'in şutunda Ivesa, meşin yuvarlağı kornere attı. 69. dakikada Eskişehirspor atağında Caner Celep'in pasında Manisaspor defansı topu kontrol edemedi. Manisaspor defansından geçen top, Adem'de kaldı. Adem'in şutunda meşin yuvarlak, kaleci İlker'in sağından geçerek, direkten döndü. Pozisyonu iyi takip eden Adem, direkten dönen topu kafayla filelere gönderdi: 1-0 88. dakikada, Şener, sağ kanattan taşıdığı topu ceza sahası içine ortaladı. Mehmet Nas, topa gelişine vurdu. Fakat kaleci Ivesa, meşin yuvarlığı kornere gönderdi. Karşılaşma 1-0 ev sahibi takımın galibiyetiyle tamamlandı. Stat: Atatürk Hakemler: Abdullah Yılmaz xxx, Serdar Diyadin xxx, Mehmet Metin xxx Eskişehirspor: Ivesa xxx, Koray xx, Nadareviç xx, Sezgin xx, Volkan xx, Ragıp x, Alper x (Dk. 75 Veysel x), Bülent Kocabey x (Dk. 66 Caner Celep x), Erkan x (Dk. 59 Adem xx), Mehmet Yılmaz xx, Ümit xx Manisaspor: İlker x, Yiğit xx (Dk. 75 Mehmet Nas x), Gabriel x, Mehmet Güven x, Simpson xx, Kalabane x, İsaac x, Yaser x, Eren x, Şener xx, Ergin xx (Dk. 77 Dilaver x) Gol: Dk. 69 Adem (Eskişehirspor) Sarı kartlar: Dk. 25 Ragıp, Dk. 38 Mehmet Yılmaz, Dk. 73 Sezgin, 90 4 Ümit (Eskişehirspor), Dk. 19 Yiğit, Dk 38. Gabriel, Dk. 39 İlker, Dk. 80 Mehmet Güven, Dk. 80 Eren, Dk. 86 Şener (Manisaspor)
Turkcell Süper Lig'de Eskişehirspor, kendi evinde ağırladığı konuk Manisaspor'u 1-0 yendi.
Başbakan Erdoğan, 2 yıl önce Kırıkkale karayolu çalışmalarını incelediği sırada yanına gelerek kendisini evine davet eden Havva Elber'i unutmadı. Elmadağ Viyadükleri açılışı sonrasında Elmadağ Belediyesi'ne uğrayan Başbakan Erdoğan'ı burada karşılayan Havva Elber, Başbakan'ın kendisine verdiği sözü hatırlatarak evine davet etti. Geçimini yoğurt satarak sağlayan Havva Elber'in davetine olumlu cevap veren Erdoğan, Belediye Başkanı Gazi Şahin'i ziyareti sonrasında Elber'in yaşadığı gecekonduya gitti. Başbakan, burada Havva Elber'in rahatsız olan 90 yaşındaki babasına da geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Elber ailesiyle bir süre sohbet eden Erdoğan, kendisine ikram edilen çayı içti. Havva Elber, Başbakan'ın evine yaptığı ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Allah başımızdan eksik etmesin. Başbakanımız hem Türkiye'nin hem de dünyanın Başbakanı..." dedi. Başbakan Erdoğan, vatandaşların sevgi gösterileri arasında gecekondudan çıktı. Bu arada, Erdoğan, makam aracına binerken gazetecilerin 'Balyoz' darbe planı ile ilgili sorularına, gülümseyerek, "Dün konuştum." diye cevap verdi. Başbakan Erdoğan, daha sonra İstanbul'a gitmek üzere ilçeden ayrıldı.
Başbakan Erdoğan, 2 yıl önce Elmadağlı Havva Elber'e verdiği sözü tutarak gecekondu evini ziyarete gitti.
Başbakan Erdoğan, Ankara-Kırıkkale Elmadağ rampaları bölünmüş yolunu hizmete açtı. Açılıştan sonra Erdoğan'ın da içinde bulunduğu Başbakanlık otobüsü, tören alanından yeni açılan yola yokuş aşağı inerken ön tamponu yola çarptı. Çarpmanın etkisiyle tampon iki yerinden çatlayarak kırıldı. Mini kaza Erdoğan'ın talimatlarıyla atlatıldı. Başbakan Erdoğan, şoföre tekrar geri gelmesini söyledi ve geri gelen otobüs ikinci defa yola çıkmaya çalıştı. Ancak yola tamponu terkrar sürterek çıkabildi.
Başbakan Erdoğan'ın konvoyunda ufak bir kaza yaşandı.. Erdoğan o otobüsün içindeydi..
Darbeden sonra devlet kadrolarını değiştirerek kendi adamlarını kurumların başına getirmeyi planlayan balyoz cuntası pes dedirtti. 1885 kamu görevlisi hakkında ayrıntılı özel fişler hazırlayan cunta, 'sakıncalı' gördüğü kişilerin yerlerine uygun gördükleri kişileri atayacaktı. İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ'NE BAYTAR ATAYACAKLARDI! 'Bizden olsun da, ne olursa olsun' mantığıyla hareket eden darbeciler, insanların sağlığıyla ilgilenen İl Sağlık Müdürlüğü'ne veterineri atayacaktı. Lahika-4 belgesinde cuntaya göre 'sakıncalı' olan Uzman Dr. Aziz Öğütlü İl Sağlık Müdürlüğü görevinden alınarak, yerine Veteriner Hekim Albay Bayram Bahadıroğlu atanacaktı. İŞTE O BELGE...
Kurumların başına kendi adamlarını yerleştirmeyi planlayan Balyoz cuntasının adam seçimi pes dedirtti...
Turkcell Süper Lig'in 18. haftasında bugün oynanması gereken Kasımpaşa-Bursaspor ve Beşiktaş-İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşılaşmaları, İstanbul'daki olumsuz hava koşulları nedeniyle ertelendi. Karşılaşmaların oynanacağı tarih ve saatler Futbol Federasyonu tarafından daha sonra ilan edilecek. İnönü Stadı'nda saat 17.00 civarında bir açıklamada bulunan hakem Cüneyt Çakır; müsabakaları kötü hava şartlarında erteleme yetkisinin 2 saate kalan kadar Federasyonda olduğunu, son 2 saate girildiğinde kendilerinde olduğunu belirterek, Federasyonun sadece bu maç için değil, Kasımpaşa-Bursaspor maçı için de ileri bir tarihe erteleme kararı aldığının kendilerine de ulaştığını söyledi. Çakır, yaptıkları incelemede maçın oynanmasının bu şartlarda imkansıza yakın olduğunu ve bu şartlarda sporcu sağlığını düşünmek zorunda olduklarını da belirterek, "Şu an futbol oynanacak durumda değil. Kar yağışının tipi şeklinde devam edecek olması da göz önünde bulundurulduğunda bu karar alındı" şeklinde konuştu. Bindiği otomobilin tekeri kaydı Bu arada hakem Çakır stattan araç ile ayrılırken bindiği otomobilin tekerleri kaydı. Güçlükle kalkabilen araç daha sonra yola koyuldu.
Bu akşam oynanacak Beşiktaş-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı yoğun kar yağışı nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Marmara'nın doğusu ile Bolu, Düzce, Zonguldak, Bartın, Elazığ, Bingöl, Diyarbakır, Batman, Mardin ve Siirt çevrelerinde kuvvetli yağış uyarısında bulundu. Meteoroloji'den verilen bilgiye göre, yağışların; Marmara'nın doğusu (İstanbul, Yalova, Bursa, Bilecik, Kocaeli, Sakarya) ile Bolu, Düzce, Elazığ ve Bingöl çevrelerinde kuvvetli karla karışık yağmur ve kar, Diyarbakır, Batman, Mardin ve Siirt çevrelerinde kuvvetli yağmur şeklinde olması bekleniyor. Bu illerde yaşanabilecek olan ulaşımda aksama, sel, su baskını, taşkın ve benzeri olumsuz şartlara karşı ilgililerin ve vatandaşların tedbirli ve dikkatli olmaları istendi.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü Marmara'nın doğusu ile diğer bölgelerdeki bazı illere yağış uyarısı yaptı.
Avrupa’dan gelen soğuk ve kar yağışı başladı. İstanbul'da yağışların bir hafta sürmesi bekleniyor. Marmara'da bugün sıcaklık, ortalama -8 derece hissedilecek. Kar, Pazar günü Trakya hariç bölgede devam edecek. Pazartesi de aralıklı olarak kar var. Sıcaklık ortalama -7 derece olacak. Pazartesi ve Salı en soğuk günler olacak. İstanbul'da sabah saatlerinden itibaren etkili olan kar ve fırtına hayatı olumsuz etkiliyor. Kadir Topbaş kar yağışı ile ilgili yaptığı açıklamada "Bize gelen bilgilere göre, saat 18:00'den sonra kar yağışı artacak ve kent merkezini daha da etkisi altına alacak. Gece saatlerinde sıcaklık daha da düşecek, biz bütün tedbirleri aldık". dedi İSTANBUL EKSİYE İNİYOR Kar yağışı bugün gün boyunca etkili olacak. Kar yağışı, yarın Anadolu Yakası’nda yoğun olarak sürecek. Pazartesi günü de kar var. Sıcaklık önümüzdeki günlerde hep 0 derece ve altında olacak, DENİZ ULAŞIMI İPTAL Fırtına ve yoğun kar yağışı deniz ulaşımını da aksatıyor. İDO feribot ve dış hat deniz otobüsü seferleri ile Haliç ve Bostancı şehir hatları vapur seferleri iptal edildi. Önemli telefonlar Elektrik kesintisi ve arızaları için: 186 Su kesintileri ve arızaları için: 185 Doğalgaz arızaları için: 187 İlkyardım ve sağlık hizmetleri için: 112 İtfaiye hizmetleri için: 110 Trafik, Emniyet ve Asayiş hizmetleri ile ilgili olarak polis: 155 Jandarma: 156 Karayolları hizmetleri için: 159 İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü için: 0212 297 65 58 İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü: 0212 455 56 00 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Afet Koordinasyon Merkezi: 0212 444 25 66. ELEKTRİK KESİNTİLERİ YAŞANIYOR Tipi ve kar yağışı nedeniyle boğaz geçişi enerji hatlarında meydana gelen arıza nedeniyle istanbul'un bazı bölgelerinde 50 dakika süreyle elektrik verilemedi. Şehrin büyük bölümüne hala elektrik verilemiyor. Elektrik kesintisi nedeniyle İstanbul metrosu Taksim-Atatürk Oto Sanayi istasyonları arasında ulaşım aksadı. Kesinti nedeniyle bazı bölgelerde doğalgaz kesintileri de meydana geliyor. Vatandaşlara elektrik kesildiğinde kombilerini mutlaka kapatmaları uyarısı yapıldı. Akom: 3 bin 474 personel çalışıyor İstanbul'da olumsuz hava koşullarıyla mücadele çalışmalarında 3 bin 475 personelin görev yaptığı, sabaha kadar tuzlama ve solüsyon çalışmaları yapan ekiplerin 1320 ton tuz kullandığı kaydedildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezinden (AKOM) yapılan açıklamada, kentin, dün gece yarısından sonra kar yağışının etkisi altına girdiği, kar yağışının Pazartesi akşamına kadar süreceğinin tahmin edildiği hatırlatıldı. YÜKSEK KESİMLERDE 35 SANTİM BEKLENİYOR Şehir merkezinde kar kalınlığının 5-10 santimetre, yüksek kesimlerde ise 15-35 santimetre aralığında olmasının beklendiği ifade edilen açıklamada, meteorolojik ihbarın alınmasıyla birlikte alarma geçen AKOM'un sabaha kadar tuzlama ve solüsyon çalışmaları yaptığı vurgulandı. Olumsuz hava koşullarıyla mücadele çalışmalarında, Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğünden 1632, itfaiyeden 1350, Park ve Bahçeler Müdürlüğünden 359, Katı Atık Müdürlüğünden 134 olmak üzere toplam 3 bin 475 personelin görev yaptığı bildirilen açıklamada, 288 kar küreme ve tuz serpme, 6 kar kaplanı, 149 küreme traktörü, 90 itfaiye kar küreme, 30 solüsyon tankeri, 76 küreme-greyder, 59 küreme-loder, 5 kombine, 20 vinç-kurtarıcı ve 47 kamyon-nakliye aracıyla hizmet verildiği dile getirildi. Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü tarafından sabaha kadar yapılan çalışmalarda 1320 ton tuz kullanıldığı belirtilen açıklamada, şunlara yer verildi: İKİ KAZA MEYDANA GELDİ ''Trakya kesiminde başlayan kar yağışı nedeniyle öncelikle E-5 ve çevre yolları kontrol altına alındı. Bu bölgelerde kar yağışıyla birlikte tuz serpme ve solüsyon çalışması yapıldı. İlerleyen saatlerde küreme araçları devreye girerek trafiğin aksamasını önledi. Sabaha karşı kar yağışı şehir merkezinde de etkili olmaya başladı. Kritik bölgelerde konuşlandırılmış olan ekipler, ring yaparak tuzlama ve solüsyon çalışmaları yaptı. YOLCU OTOBÜSÜ DEVRİLDİ İstanbul Silivri E-5 Karayolu girişinde, tipi nedeniyle park halindeki bir otomobile çarpan yolcu otobüsü devrildi. Kaza bölgesinde çalışma yapan karayolları ekiplerine Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü ve itfaiye ekipleri yardıma gitti. Hafif yaralı 10 kişi hastanelere sevk edildi. Yol kısa sürede trafiğe açıldı. İkinci kaza ise Kağıthane Nurtepe TEM bağlantı yolu üzerinden Okmeydanı istikametinde meydana geldi. Bir minibüs, dikkatsizlik ve aşırı hız nedeniyle bir kamyonete arkadan çarptı. Kaza sonucu itfaiye ekipleri yaralı 10 kişiyi kurtarıp sağlık ekiplerine teslim etti.'' EVSİZLER TOPLANIYOR Açıklamada, Sağlık Daire Başkanlığı ekiplerinin sokaklarda yaşayan 253 vatandaşı otel ve spor salonunda misafir ettiği, sağlık kontrolünden geçirilen vatandaşların bütün ihtiyaçlarının karşılandığı dile getirildi. İKİ KİŞİ DONARAK ÖLDÜ Tekirdağ'ın Şarköy ilçesine bağlı Uçmakdere köyünde yaşayan 75 yaşındaki bir kişi donarak öldü. Aydın'ın Bozdoğan ilçesinde 81 yaşındaki Kore gazisi Nuri Turhan, bahçesine giderken dağda kayboldu. Geç saatlere kadar eve dönmeyen Turhan'ın yakınları, dağlık bölgede arama başlattı. Nuri Turhan, dağlık arazide çamura saplanmış ve donmuş halde bulundu. Alzheimer hastası olduğu bildirilen Kore gazisi, sağlık ocağında yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. KADİR TOPBAŞ'IN UYARILARI SONRAKİ SAYFADA [PAGE] İstanbul'da sabah saatlerinden itibaren etkili olan kar ve fırtına hayatı olumsuz etkiliyor. Kadir Topbaş kar yağışı ile ilgili yaptığı açıklamada "Bize gelen bilgilere göre, saat 18:00'den sonra kar yağışı artacak ve kent merkezini daha da etkisi altına alacak. Gece saatlerinde sıcaklık daha da düşecek, biz bütün tedbirleri aldık". dedi Avrupa’dan gelen soğuk ve kar yağışı başladı. İstanbul'da yağışların bir hafta sürmesi bekleniyor. Marmara'da bugün sıcaklık, ortalama -8 derece hissedilecek. Topbaş AKOM'dan açıklama yaptı İstanbul'da sabah saatlerinden itibaren giderek şiddetini artıran kar, hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM)'nde bir basın açıklaması yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, şu an için trafikte bir sorunun almadığının altını çizerek, "Köy yolları dahi tüm yollar açık. Trafikte bir rahatlık var. İstanbullular, Evden çıkmamayı veya toplu taşıma araçlarını kullanmayı tercih ettiler" dedi. 770 araç 3475 personelle hizmet verdiklerini kaydeden Topbaş, " 25 önemli noktaya yerleştirdiğimiz sensörlerle bu noktaların buzlanmalarını ölçerek solüsyon ve tuz atma işlemi yapıyoruz. Hava sıcaklığı -2 ve -6 olmasına rağmen herhangi bir buzlanma yok. Bu mücadele doğru yapılmamış olsaydı. Viyadük ve köprülerde buzlanma olurdu. Ama herhangi bir problem olmadı bu nedenle ekibime teşekkür ediyorum" diye konuştu. ARAÇLAR UYDU SİSTEMİ İLE KONTROL ALTINDA Şu anda karla mücadele eden 770 aracın 500'ünü uydu sistemi ile takip edildiğini belirten, Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bütün araç bilgilerini sürücüleri bu sayede kontrol edebiliyoruz. Özellikle Çatalca ve Silivri'de kar yağışı biraz daha etkili. Takriben 258 sokakta yaşan insanımızı barındırmaktayız. 1350 ton tuz ve 100 ton solüsyon kullandık. Bu sensörlerin bize bir faydası da çok fazla tuz atmıyoruz. Geçmiş yıllarda akşamdan başlayan bir tuzlama çalışması olurdu. İsraf yapılırdı" DENİZ ULAŞIMINDA SORUN DEVAM EDİYOR Sabah Boğaz'da bulunan elektirik hatlarında meydana gelen kesintiyede de dikkat çeken Topbaş, "45- 50 dakika metroda bir duraksama oldu. İGDAŞ ve İSKİ'de bazı problemler oldu. Ancak bu sorun şimdi yok. İETT gerekli tedbirleri aldı. Metromuz çalışıyor. Anonslara uyanlara teşekürler. Kar lastiği kullanımı ve toplu taşım araçları bu noktada önemli" diye konuştu. Okulların tatil olması ve hafta sonu olması nedeniyle sorunların çok fazla büyümediğine dikkat çeken Topbaş,konuşmasını şöyle sürdürdü, "Bugün 18.00 itibariyle kar yağışı biraz daha artacak. Uyarılar dikkate alınmalı. biz buzlanma ve donmaya karşı gerekli tedbirleri aldık" "METROYA GÜÇ KAYNAĞI OLUŞTURULAMAZ" "Metrodaki durma? ile ilgili bir soruya Topbaş, "45-50 dakika metroda bir duraksama oldu. Sefer yapamadık. Orada güç kaynaklarımız var. Ancak dünyanın bir çok kentinde böyle. Metroyo bir jeneratör veya güç kaynağı oluşturamassınız. Şu anda hiç bir problem yok. Tabi yüksek gerilim hatları var. Etkili rüzgardan dolayı etkiliniyor. Bu hatların yer altına alınmasını sayın başbakan da söylemişti. Bu kapsamda çalışmalar devam ediyor" şeklinde yanıt verdi. DOĞALGAZ SORUNLARI İGDAŞ Genel Müdürü Bilal Aslan da, İGDAŞ ekiplerinin kentteki doğalgaz şebekesini 24 saat kontrol altında tuttuğunu bildirdi. Aslan, yaptığı yazılı açıklamada, doğalgazı kesintisiz ve güvenli bir şekilde kullanıcılara ulaştırmak için çalıştıklarını dile getirerek, vatandaşların doğalgazla ilgili sorunlarda "444 36 36" numaralı çağrı merkezini ya da "187 Doğalgaz Acil Servisi"ni arayabileceklerini belirtti. ÖNLEM VE UYARILAR! ** Yaşlı, çocuk, hamile ile kalp ve akciğer hastalığı olanlar mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalı. ** Kapalı alanlarda mangal gibi aparatlar, baca zehirlenmelerine karşı sobalar dikkatli kullanılmalı. ** TEM Otoyolu ve D-100 (E-5) karayolunda gişe ve kavşak noktalarında kontroller yapılarak, zincirsiz hiçbir aracın girişine izin verilmeyecek. Aksi takdirde sürücülere cezai işlem uygulanacak, trafikten men edilecek ** Emniyet şeridi ihlallerine izin verilmeyecek, emniyet şeridi ihlalleri yapan sürücülere cezai işlem uygulanacak ** Trafik yoğunluğunu azaltmak için, kamyon ve tırların gerekli hallerde trafiğe girişleri kısıtlanarak, otoyol güzergahındaki tır parklarında bekletilmeleri sağlanacak ** Boğaz köprülerinde önceden bilgi vermek kaydıyla "şerit azaltma" işlemine gidilebilir, tenteli ya da havaleli araçların köprülerden geçişleri kısıtlanabilir ** Yerleşim birimleri dışındaki yollarda mahsur kalabilecek vatandaşların ihtiyaçlarını gidermeye yönelik belediyeler ile Kızılay tarafından sıcak içecek, kumanya ve battaniye hazırlığı yapılacak ** Vatandaşların elektrik, su kesintisi, ısınma ve aydınlatma gibi günlük ihtiyaçların karşılanması hususunda tedbirli ve dikkatli olmaları istendi. Vatandaşlar, elektrik enerjisinin sağlıklı verilemediği hallerde, oluşabilecek düzensiz voltaj durumlarında, elektrikli ev aletlerini kontrollü bir şekilde kullanmalı. ** Vatandaşlar sokakta kalan kimsesiz çocuk, özürlü, yaşlı ve gençlerin korunması için İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne, İstanbul Büyükşehir Belediyesine telefonla ulaşmalı. ** Site, apartman ve iş yeri sorumlu yönetici ve sahipleri mevcut alanlarını, giriş ve çıkış yollarını kar ve buzdan temizlemeli ** Tamirhane ve benzeri kapalı mekanlarda ısınma amacıyla otomobil çalıştırılmamalı, gribal enfeksiyon geçiren kişiler insanların toplu halde bulunduğu mahallere girmemeli İKİ KAZA MEYDANA GELDİ TRAFİK KİLİTLENDİ [PAGE] YOLCU OTOBÜSÜ ŞARAMPOLE YUVARLANDI: 1 BEBEK HAYATINI KAYBETTİ Yolcu otobüsü şarampole yuvarlandı. 1 bebek öldü 6 kişi yaralandı.. O-2 Otoyolu Kınalı mevkiinde yolcu otobüsünün şarampole yuvarlanması sonucu bir bebek öldü, 2'si ağır, toplam 6 kişi de yaralandı. Kaza, saat 03.00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Edirne-Ankara seferini yapan 34 ZZ 7109 plakalı otobüs, O-2 Otoyolu Kınalı Kavşağı'nı İstanbul yönünde geçtikten sonra, aşırı fırtına ve buzlanma nedeniyle kontrolden çıkarak şarampole yuvarlandı. İçinde personel dahil 7 kişi bulunan otobüste soyadı belirlenemeyen Meral adlı bir kadın ve bebeği ile 30 yaşlarında bir erkek yolcu koltukların arasında sıkıştı. Kaza sonrası otobüsün sürücüsü, muavin ve 2 yolcu kendi imkanları ile otobüsten çıkmayı başardı. Ancak koltukların arasında sıkışın anne, bebek ve diğer yolcuyu kurtarmak için bölgeye itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Hava sıcaklığının eksi 4 derece olması ve yollardaki buzlanma kurtarma ekiplerine zor anlar yaşattı. ANNESİNİN KUCAĞINDAKİ BEBEK ÖLDÜ İtfaiye önce anneyi yaralı olarak kurtardı, ancak kucağındaki bebeğin öldüğü belirlendi. İtfaiye diğer yolcuya, otobüsün kaportasını portatif metal kesme makinasıyla keserek ulaştı. Silivri'deki hastanelere kaldırılan yaralılardan ölen bebeğin annesinin ve son kurtarılan yolcunun durumunun ağır olduğu belirtildi. Kaza nedeniyle trafiğe kapatılan yol, bir süre sonra kontrollü olarak tekrar trafiğe açıldı. OTOBÜS BARİYERLERE ÇAPTI: 7’Sİ AĞIR 20 KİŞİ YARALANDI… Tem Bağlantı Yolu Okmeydanı mevkiinde, yolcu taşıyan otobüs kaygan zemin ve aşırı hız nedeniyle kontrolden çıkarak bariyerlere çarptı. Kazada 7'si ağır yaklaşık 20 kişinin yaralandığı belirtildi. Kaza saat 06.00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, korsan olarak çalıştığı ve Gazi Mahallesi'nden yola çıkıp güzergahtaki yolcuları topladığı iddia edilen 34 LDS 55 plakalı otobüs, Tem Bağlantı Yolu Okmeydanı istikametinde seyrederken kontrolden çıkıp bariyerlere çarptı. Bütün koltukları dolduğu için ayakta da yolcu taşıyan otobüsün ön koltuklarında oturan 4 kişi araçta sıkıştı. Sıkışan yolcuları kurtarmak için olay yerine itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri sıkışan yolcuları kurtarmak için uzun süre uğraştı. Sağlık ekipleri ise ilk müdahaleyi yaptıkları yaralıları Okmeydanı Eğitim Araştırma ve Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırdı. 7 kişinin ağır, 13 kişinin de hafif yaralandığı kazaya kaygan zemin ve aşırı hızın neden olduğu belirtildi. Kazadan yara almadan kurtulan yolcular, otobüsün korsan çalıştığı ve erken saatlerde işe gitmek isteyen vatandaşları belli güzergahlardan aldığını iddia etti. Yolcular aracı dikkatsiz kullandığı ve olumsuz hava şartlarında sürat yaptığı gerekçesiyle otobüs sürücüsünü suçladı. Polis de kaza mahallinde incelemelerde bulundu. Yapılan incelemelerin ardından yolun kapanmasına neden olan otobüs kaldırılarak yol trafiğe açıldı. Kazada ağır yaralananların isimleri şöyle: Doğan Beytaş, Murat Meral, Hıdır Sürücü, Hüseyin Çelik, Ahmet Güneş, Hüseyin Bedir ve Özgür Özcan. [PAGE] İSTANBUL'DA 5 BİN TON TUZ KULLANILDI! İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezinden (AKOM) alınan bilgiye göre, dün geceden bu yana etkili olan kar yağışı, kentte yerleştirilen 147 kamerayla AKOM'daki ekip tarafından izleniyor. Belediye ekiplerince dün geceden bu yana yapılan yol açma çalışmaları kapsamında, kent genelinde 5 bin 14 ton tuz ve 42 ton solüsyon kullanıldı. Evsiz ve sokakta kalan 271 kişi belediye tarafından misafir edilirken, bunlardan 66'sı memleketlerine gönderildi, durumu ağır olanlar da hastanelere sevk edildi. Ayrıca şiddetli fırtına nedeniyle 28 çatı uçtu, 22 telefon ve elektrik direği ve 2 su kulesi yıkıldı, 16 ağaç devrildi. Hava sıcaklığının gece eksi 5, hissedilen sıcaklığın ise eksi 12 dereceye kadar düşeceği bildirildi. Kar İstanbul'da hayatı fena vurdu! Okumak için bir sonraki sayfaya geçiniz [PAGE] Yer yer kalınlığı 35 santimetreye ulaşacağı tahmin edilen karla mücadele için İstanbul Büyükşehir Belediyesi 770 araç ve 3475 personel ile hizmet verdi. Akşam boyunca meydana gelen iki ayrı kazada ise 20 kişi yaralandı. Elverişsiz hava şartları nedeniyle bazı bölgelerde doğalgaz kesintilerinin yaşandığı belirtilirken, vatandaşların gaz kesintilerinde kombilerini kapatması gerektiği ifade edildi. İstanbul'da dün sabah saatlerinde başlayan fırtına şeklinde esen rüzgar ile yağmur, gece yarısından itibaren İstanbul'un yüksek kesimlerinde kar şeklinde düşmeye başladı. Silivri, Çatalca, Avcılar, Büyükçekmece, Beylikdüzü gibi ilçelerde etkisini gösteren kar gecenin ilerleyen saatlerinde İstanbul'un her noktasında kendini gösterdi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün hava tahminlerine göre kar yağışı pazartesi akşamına kadar devam edecek. Şehir merkezinde kar kalınlığının 5-10 santimetre, yüksek semtlerde ise 15-35 santimetre aralığında olacağı tahmin ediliyor. Bazı istasyonlarda ölçülen yağış miktarı ise şöyle: Çavuşbaşı 52,8 kilogram (kg), Aksaray 37 (kg), Kartal 46,2 (kg), Sarıyer 36,2 (kg), Şile 43 (kg), Terkos 30 (kg), Hadımköy 27 (kg), Florya 28 (kg). Yoğun kar yağışı ile birlikte AKOM ekipleri de alarma geçti. Gece boyunca tuzlama ve solüsyon çalışmaları yapıldı. İlerleyen saatlerde küreme araçları devreye girerek, trafiğin aksamasını önledi. Çalışmalarda 3475 personel görev alırken, toplamda 770 araç hizmet verdi. Yolların kayganlaşmasını önlemek için bin 320 ton tuz kullanıldı. Hızı 85 kilometreye varan rüzgar nedeniyle 17 ağaç ve 22 telefon ve elektrik direği devrildi, 28 çatı uçtu. Kayganlaşan yolda birçok maddi hasarlı kaza meydana geldi. İstanbul'da iki büyük kaza oldu. Silivri E-5 Karayolu girişinde tipi nedeniyle park halindeki bir otomobile çarpan yolcu otobüsü devrildi. Kazada 10 kişi hafif şekilde yaralandı. Bir diğer kaza ise Kağıthane Nurtepe TEM Bağlantı yolu üzerinde meydana geldi. Kazada 10 kişi yaralı olarak sağlık ekiplerine teslim edildi. Bu arada İBB Sağlık Daire Başkanlığı ekipleri, sokaklarda yaşayan 271 vatandaşı otel ve spor salonlarına taşıdı. Sağlık ve temizlik kontrolü yaptırılan ve yeni elbiseler verilen evsiz vatandaşlardan bazıları hastaneye sevk edildi. "ELEKTRİKLER KESİLİNCE MUTLAKA KOMBİLERİ KAPATIN" Boğaz geçişi enerji hatlarında meydana gelen arıza nedeniyle İstanbul'un bazı bölgelerine 50 dakika elektrik verilemedi. Elektrik kesintisi nedeniyle İstanbul Metrosu Taksim-Atatürk Oto Sanayii İstasyonları arasında ulaşım aksadı. Elektriklerin verilmesiyle seferler normale döndü. Elektrik kesintileri nedeniyle bazı bölgelerde doğalgaz kesintilerinin meydana geldiği ifade edildi. AKOM'dan yapılan uyarıda elektrikler kesildiğinde vatandaşların kombilerini mutlaka kapatmaları gerektiği vurgulandı. Kombilerin kapatılmaması durumunda ani yükleme ile bina girişlerinde bulunan regülatörlerde atmaların meydana geldiği belirtildi.
Tipiyle yağan kar İstanbul'u esir aldı. Ulaşımda aksamalar yaşanıyor. Ürküten uyarı Topbaş'tan geldi.
Başbakan Erdoğan, Ankara-Kırıkkale yolu Elmadağ rampalarının açılış töreninde yaptığı konuşmada, şiddetli soğuğa rağmen hep birlikte açılış yaptıklarını, bu yolun Ankara'yı 43 ile bağlaması nedeniyle önemli olduğunu ifade etti. Milyonlarca vatandaşın her yıl bu yolu memleketine gitmek için kullandığını anımsatan Erdoğan, ''Burası aslında sadece Karadeniz'i, Güney ve Doğu Anadolu'daki 43 ile değil, aynı zamanda Doğuyu Batıya ve Avrupa'yı da Türkiye'nin doğu komşularına bağlaması açısından uluslararası nitelikte önemi olan bir kavşak noktasını teşkil ediyor'' diye konuştu. Erdoğan, geçmişte bu yolun çilelerle geçildiğini, bu yolda nasıl ocakların söndüğünü, insanların sakat kaldığını Ankaralı ve Kırıkkalelilerin çok iyi bildiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Artık bu acı hatıraları, meşakkatleri, çileleri bugün tarihin tozlu raflarına havale ediyoruz'' dedi. Bu yolun geçmişteki durumunun başkent Ankara'ya yakışmadığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Avrupa'yı Asya'ya bağlayan bu yol, bizim büyüklüğümüze, imajımıza, vizyonumuza denk düşüyor muydu? Elbette hayır. Ama yıllarca Ankara'dan başını dışarıya uzatamayan siyasetçiler bu yolu görmediler. Görmezden geldiler. Bu yoldaki feryatlara, ağıtlara, kulaklarını tıkadılar. İşte 1998'de başladı, ondan sonra kapandı iktidarımıza kadar, yani 4 yıl geçti. Biz göreve geldik. Yüzde 20'si yapılabilmişti. Yoğun bir çalışmayla bunu bitirdik ve şimdi de hizmete alıyoruz. 2008 yılının Ramazanında geldim. Burada işçi kardeşlerimle birlikte iftar yaptık. O zaman talimatı verdik. Bu yolu hızlandıralım, hemen bitirelim, dedik. Şu ana kadar toplamda 223 milyon TL harcandı. Ama bu yolun sağladığı emniyet, konfor, özellikle de vakit ve yakıttan yılda 113 milyon liralık bir tasarruf sağlanacak. Hepsinden önemlisi babalarını bekleyen yavrular veya evladını bekleyen anneler, acı haberler, inşallah almayacaklar. Yoldan kaynaklanan kazalar minimize olacak. Elmadağ, Türkiye'nin hafızasında bu ölüm virajlarıyla değil, tarihi güzellikleriyle anılır hale gelecek.'' ''YOL YOKSA 'BEN MEDENİYİM' DİYEMEZSİNİZ'' Başbakan Erdoğan, kar, yağmur, dolu, rüzgar, bora demeden yapıların temellerini attıklarını, inşa ettiklerini ve bitirip hizmete açtıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Kar, bora, fırtına, sükun bulacak evelallah ve durmadan bizler yolumuza devam edeceğiz. Millete hizmette hiçbir engel tanımıyoruz. Hiçbir mazeretin arkasına sığınmıyoruz. Dikkatinizi çekiyorum Türkiye genelinde, sadece 7 yılda 11 bin 337 kilometre yol inşa ettik. Bu rakam tek başına bir şeyi ifade etmeyebilir. Ama bakın, biz geldiğimizde 2002 sonunda, Türkiye'nin toplam bölünmüş yol uzunluğu 79 senede 6 bin 101 kilometre idi. Biz 7 senede, 11 bin 400 kilometre yaptık. Şu anda Türkiye'nin bir ucundan öbür ucuna konforlu, emniyetli, kaliteli şekilde seyahat etmek mümkün hale geldi. Yol medeniyettir. Yolunuz yoksa 'Ben medeniyim' diyemezsiniz. Bu yollar medeniyetin ifadesidir. Onun için bu noktada onurluyuz, gururluyuz. Yarın Sakarya'da bir başka önemli yolumuzu daha hizmete açıyoruz. Arkadaşlarım hafta başı geldiler. Bakanım da geldi. Dediler ki 'Lapa lapa kar yağacak. Ne yapacağız?' Arkadaş bu işi aksatamayız. Kar, bora, fırtına devam edecek. Biz de işimize devam edeceğiz. Durmak yok, yola devam, dedik.'' İstanbul'u, Marmara'yı, Akdeniz'e, Ege'ye bağlayan Birecik-Adapazarı arasındaki ölüm virajlarını da ortadan kaldırdıklarına işaret eden Erdoğan, ''Türkiye'de artık ciddi manada sorunlu yol kalmıyor'' dedi. Erdoğan, vatandaşları soğukta fazla bekletmek istemediğini dile getirerek, şöyle konuştu: ''Sizin gönülleriniz çok sıcak. Bunu hissediyorum zaten. Bizi izlemeye devam edin. Milli birlik ve kardeşlik projemizi, demokratik açılım sürecimizi, bu kardeşliğin gönül bağlarıyla birbirine bağladığımız, 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarında, 72 milyon tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak aramıza fitne, fesat sokmak isteyenlere fırsat vermeden, birbirimizi 'Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü' anlayışıyla sevmek suretiyle yolumuza devam edeceğiz. Çetelere, mafyalara, çeşitli kirli planlara asla prim vermeyeceğiz.'' Başbakanlığa ait otobüsle yeni açılan yolda bir süre incelemelerde bulunan Erdoğan, daha sonra Elmadağ Belediyesini ziyaret ederek Başkan Gazi Şahin'den bilgi aldı. Törene, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkanları Yardımcısı Bülent Gedikli ve Haluk İpek ile Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Ankara Valisi Kemal Önal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve diğer yetkililer katıldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Çetelere, mafyalara, çeşitli kirli planlara asla prim vermeyeceğiz'' dedi.
Ve beklenen kar İstanbul'u beyaza bürüdü.. Hafta sonu olması nedeniyle trafikte büyük sıkışmalar yaşanmadı.. Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) İstanbul’da hava sıcaklığı bu gece ve sabaha karşı sıfır derecenin altına düşeceğinden yollarda buzlanma riski artacağı için sürücüleri uyardı. Yola çıkacak sürücülerden özellikle gizli buzlanma ve siyah buza karşı dikkatli ve düşük hızda araç kullanmaları istendi. TRAFİK KAMERALARINDAN YOLLARI CANLI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
İstanbul buz devrini yaşıyor. Kar kıyamet içindeki mega kentte ulaşımı merak mı ettiniz? Yol durumu bir tık ötede..
Metrobüsler buzlanma yüzünden durdu. Ulaşım konrollü olarak sağlanıyor. Vatandaşlar metrobüsten inerek köprüyü yürüyerek geçmek zorunda kalıyor. Karayolları denetiminde olan köprülere İstanbul Büyükşehir Belediyesi de müdahale ediyor. Şehirhatları vapur seferleri iptal edildi. İstanbul’u etkisi altına alan kar yağışı şiddetini arttırdı. Özellikle Boğaz hattı ve Kuzey Bölgelerde etki olan yağış nedeniyle Boğaziçi Köprüsünde trafik aksadı. istanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada şu bilgilere yerverildi ”Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğunda olan Boğaz Köprüleri’nde kar nedeniyle trafik aksayınca Büyükşehir ekipleri köprüde çalışma yapma teklifi Krayolları tarafından kabul edilmedi. Ancak trafik durma noktasında gelince Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü ekipleri köprüde çalışmalara başladı. Kar kaplanı ve 10 araç bölgeye sevk edildi. Emniyet şeritlerinin işgal edilmesi nedeniyle araçlar köprüye ulaşmakta zorluk çekti. Köprülerde meydana gelen tıkanıklık şehir içi trafiğini etkileme noktasına geldi” TRAFİK KAMERALARINDAN YOLLARI CANLI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Soğuk hava İstanbul'u felç etti. Yoğun kar yağışı ve buzlanma Boğaziçi köprüsünde ulaşımı durma noktasına getirdi.
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, şike iddiaları hakkında konuştu. Cavcav, 32 yıllık futbol hayatında hiçbir zaman kanunsuz işlere kalkışmadığını belirterek, "Eğer şike yaptığım ispatlanırsa, kendimi Atatürk heykelinin yanında asarım" dedi. Basında şike yaptığı yönünde haberler çıkmasının ardından iddialara sert bir şekilde yanıt veren Gençlerbirliği Kulüp Başkanı İlhan Cavcav, ''Teşvik primleri veriliyor ama bunlara bizim şahit olmamız mümkün değil. Son 7-8 senedir bunlar da kalmadı. Benim hakkımda birçok iddia atıldı. Ben sayısal loto da toto da oynamam ve sevmem. Hayatımda ne zar tuttum ne de kumar oynadım. Bunlar iddiadan başka bir şey değil. Laf at izi kalsın yapıyorlar. Tekliflerle çok karşılaştık ama birini bile kabul etmedim. Bir kişi bile çıkıp da kabul ettiğimi söyleyemez. Eğer şike yaptığım ispatlanırsa Ulus'taki Atatürk heykelinin yanında kendimi asarım. Benim çocuklarım, torunlarım var. Yarın öbür gün dedeleri hakkında söylenen sözler onları üzecektir. Bir gazete benim hakkımda şike yaptığım konusunda yazılar yazmış ve ben bunun yalan olduğunu söyledim. Hangi kulüp başkanı futbolcularına maçı kaybetmesini söyleyebilir. Milli Piyango bileti alıyorsunuz. Burada da mı şike yapıyorsunuz. Kamuoyunda kimsenin namus ve şerefiyle oynamaya hakkı yok. Ben bunları dava edeceğim. Almanya'dan değil aydan dosya getirsinler kimse bunları kanıtlayamaz. Zaman zaman teklifler gelmiş ve bunların kaydı telefonda yapılmıştır ama asla kabul etmedim. 32 senelik futbol yaşantımda hayatımda şike yapmadım, yapmam da, Gerekirse uluslararası mahkemelere gideceğim. Benim damadım atılan iftiraların ardından gelip burada ağladı. Kendisi adam gibi adamdır, O da mahkemeye gitti. Bu iddialar tamamen hayal mahsulüdür. Tamamen kamuoyunun kafasını karıştırmak adına yapılan işlerdir ve Türk futboluna zarar vermektedir. En büyük zararı kulüpler ve dolayısıyla halk görür. Basına büyük iş düşüyor ve bir haberden yüzde yüz emin olmadıkları zaman araştırmadan haber yazmamaları gerekir. Spor medyasından bunu önemle rica ediyorum'' dedi.
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı Cavcav, kendisinin şike yaptığı yönünde basında çıkan haberlere sert tepki gösterdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, Ateş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi. Muş Alparslan Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin İl Milli Eğitim Müdürlüğü onayı ile ana sınıfı bulunan okullarda 5-6 yaşındaki çocukların "Allah’a yakınlık algısı"nı araştırdığı iddialarının doğru olup olmadığını soran Ateş, velilere de şu soruların yöneltildiğini kaydetti:" VELİLERE SORULAN SORULAR -Yaptıklarınızdan dolayı kendiniz hesaba çeker misiniz? Günahlarınıza pişman olup tövbe eder misiniz? İmkanınız olsa senede bir zekat verir misiniz? Günlük hayatınızda dini önemli bulur musunuz? İnancınıza göre hareket etmediğinizde rahatsız olur musunuz? Dini sohbet ve ortamlara katılır mısınız? Dini faaliyetlere katkı ve desteğiniz olur mu? Dini bilgilerinizi başkalarına aktarır mısınız? Ramazan ayı boyunca oruç tutar mısınız? Genel olarak Kur’an okuma alışkanlığınız var mı? Günlük namazları düzenli kılar mısınız? Sıkıntıya düştüğünüzde Allah’a dua eder misiniz? ERDOĞAN'DAN BU SORULARA CEVAP İSTEDİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Alparslan Üniversitesi tarafından velilerin yanıtlanması istenen soruları nasıl karşıladığını da soran Ateş, Başbakan’ın şu soruları yanıtlamasını istedi: "-Bir üniversite böyle bir araştırmayı nasıl, ne amaçla yapmıştır? İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu onayı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın talimatı ile bu onayı verdiği doğru mudur? Laik eğitim sisteminde böyle bir araştırmayı yapan ve yaptıranlar hakkında yapılan bir işlem var mıdır? Sorumlular hakkında bir işlem yapacak mısınız?" İŞTE KÜÇÜK ÇOCUKLARA SORULAN SORULAR - Yaptıklarınızdan dolayı kendiniz hesaba çeker misiniz? - Günahlarınıza pişman olup tövbe eder misiniz? - İmkanınız olsa senede bir zekat verir misiniz? - Günlük hayatınızda dini önemli bulur musunuz? - İnancınıza göre hareket etmediğinizde rahatsız olur musunuz? - Dini sohbet ve ortamlara katılır mısınız? - Dini faaliyetlere katkı ve desteğiniz olur mu? - Dini bilgilerinizi başkalarına aktarır mısınız? - Ramazan ayı boyunca oruç tutar mısınız? - Genel olarak Kur'an okuma alışkanlığınız var mı? - Günlük namazları düzenli kılar mısınız? - Sıkıntıya düştüğünüzde Allah'a dua eder misiniz?
CHP'li Yılmaz Ateş, Muş"ta 5-6 yaşındaki çocuklara "Allah"a Yakınlık Algısı" testi yapılmasını TBMM gündemine taşıdı.
Fenerbahçe Kulübü, yaptığı açıklamada, transferde Brezilya'nın Santos takımında forma giyen Madson ile ilgilenmediğini açıkladı. Kulübün internet sitesinde yapılan açıklamada, medyada bu yönde yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtilerek, ''Santoslu oyuncuyu transfer edeceğimiz yönündeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Madson'u renklerimize katmak adına herhangi bir görüşmemiz veya çalışmamız olmadığı gibi adı geçen Brezilyalı oyuncuyu transfer etmek gibi bir düşüncemiz de bulunmamaktadır'' denildi.
Fenerbahçe Kulübü, Santos takımında forma giyen Madson ile ilgili medyada çıkan haberlerle ilgili açıklama yaptı.
Mersin'de tek kişilik eylemleriyle tanınan, kendini şair olarak tanıtan Oktay Avcu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) il örgütü önüne, "CHP, Cumhuriyet Darbe Partisi" yazılı bir pankart bırakarak eylem yaptı. Avcu'nun tek kişilik eylemini polis ve basın mensupları dâhil 20 kişi takip etti. Avcu, askere sivil yargı yolu açan düzenlemenin iptali konusunda CHP'nin suçlu olduğunu iddia ederek, parti il binasının önüne siyah çelenk bıraktı. CHP'nin sözde sosyal bir parti olduğunu dile getiren Avcu, partinin yeni adının 'Cumhuriyet Darbe Partisi' olması gerektiğini savundu. Türkiye'nin bir asker devlet olmadığını ve hiçbir zaman da olmayacağını belirten Avcu, "Jitem ile faili meçhullerle, şüpheli GATA raporlarıyla suçlanan bir kurumun mahkemesi ne kadar tarafsız, adil olabilir. Suçlu olmadığını iddia eden asker, sivil yargıdan neden kaçıyor? Öyleyse asker yargılanmasın, sorgulanmasın, askere suç serbest, asker suçlu olmaz. Siviller suç işler. Asker yaparsa sayılmaz. CHP, Cumhuriyet Darbe Partisi olmuştur. Bu ülke asker devleti değildir olmayacaktır. Suçlu her yerde suçlu masum her yerde masumdur."dedi. Avcu, daha sonra parti önünden ayrıldı. Parti binası önünde bulunan çelenk ise bir partili tarafından çöpe atıldı.
Mersin'de tek kişilik eylemleriyle tanınan, kendini şair olarak tanıtan Oktay Avcu, CHP'ye karşı bayrak açtı
Elveda Rumeli dizisiyle oyunculuğa adım atan Berrak Tüzünataç, saatinde başlamayan çekimlere bir türlü alışamadı. Bu yüzden de hafta başında başrolünde oynadığı “Bu Kalp Seni Unutur mu” dizisinin setinde olay çıkardı. İddialara göre o gün şunlar yaşandı: Kar yağışı nedeniyle kendisine Sevgili Berrak ve Nejat; Mezarlıklar “kendilerini vazgeçilemez zannedenlerle doludur”… İkiniz de gençsiniz… Biriniz çok güzel, diğeriniz ise yakışıklısınız… Ve yeteneklisiniz de ama unutmayın… Bir filmin senaristi de o kendi yazdıklarının Tanrı’sıdır… İkamenizi bulduğu ana senaryo gereği ikinizi de öldürebilir veya uzun bir yolculuğa gönderebilir… Aklınızı başına toplayın; gençliğinizin ve işinizin kıymetini bilin… Adnan Berk Okan çekimlerin erken başlayacağı söylenen Tüzünataç saat 13.00’de sette oldu. Ancak setin hazır olmadığını görünce “Ben 2 saat sonra gelirim” diyerek oradan ayrıldı. Geldiğinde ise her şeyin yine aynı olduğunu gördü. Çekimlerin saat 17.00’de başlayacağını öğrenen genç oyuncu çılgına döndü. Masaları devirip bağırmaya başlayan duvarlara tekme atan Berrak Tüzünataç sinirlerine hakim olamayıp seti terk etti. Tüzünataç’ın daha önce de “Ejder Kapanı” filminin setine alkollü geldiği iddia edilmişti. Sevgilisi Nejat İşler’in de “ Kapalıçarşı”nın setine alkollü geldiği için dizinin kadrosundan çıkartıldığı öne sürülmüştü.
Erken geldiği dizi setinde ekibin hazır olmadığını gören Berrak Tüzünataç, masaları devirip duvarları tekmeledi.
Turkcell Süper Lig'in 18. haftasında bugün oynanması gereken Kasımpaşa-Bursaspor ve Beşiktaş-İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşılaşmaları, İstanbul'daki olumsuz hava koşulları nedeniyle ertelendi. İlk yapılan açıklamada Kasımpaşa maçının yarın aynı saate ertelendiği duyurulmuştu ancak salı günü oynanacak kupa maçları nedeniyle bu karşılaşmalar ileri bir tarihe ertelendi. Karşılaşmaların oynanacağı tarih ve saatler Futbol Federasyonu tarafından daha sonra ilan edilecek.
İstanbul'da yoğun kar yağışı sporu da vurdu.. Kasımpaşa-Bursaspor karşılaşması hava muhalefetine takıldı.
Ağrı Doğubayazıt ve Hakkari Yüksekova yine karıştı. Her 2 ilde de göstericiler PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşulları ve Barış ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) yapılan baskıları protesto ettiklerini söylerek olaylar çıkardı. Polis göstericilere müdahale etti. DOĞUBAYAZIT'ta BDP Milletvekili Pervin Buldan'ın da katıldığı basın açıklamasından sonra göstericiler polise ve bazı işyerlerine taşlı saldırıda bulundu. Doğubeyazıt Belediye Başkanı Canan Korkmaz, Diyadin Belediye Başkanı Celal Tanrıverdi'nin de hazır bulunduğu Doğubayazıt BDP İlçe binası önündeki basın açıklamasına 400 kadar vatandaş katıldı. Iğdır BDP Milletvekili Pervin Buldan, burada yaptığı konuşmada partililere yönelik gözaltı ve tutuklamaları eleştirdi. Büyük Ağrı Caddesi üzerdinde toplananlar polisin uyarısının ardından dağıldılar. Ancak, küçük gruplar halinde ara sokaklara girenler, Ağrı- İran transfit karayolunu ulaşıma kapatmak istediler. Polisin anında müdahalesiyle kaçan göstericiler Iğdır Caddesindeki Doğubayazıt E Tipi Cezaevini taşladılar. Polisi sık sık taş yağmuruna tutan gösteriler bazı işlerlerinin de camlarını kırdılar. Polis, göstericilere tazyikli su ile biber gazı sıktı. Olaylar nedeniyle esnaf işyerlerini kapattı. Olaylarla ilgili olarak kaç kişinin gözaltına alındığı konusunda bilgi verilmedi. YÜKSEKOVA YİNE KARIŞTI Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşulları ve Barış ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) yapılan baskıları protesto ettiklerini söyleyen grup olay çıkardı. Polisin müdahale ettiği eylemciler, taş ve molotofkokteylleriyle güvenlik güçlerine saldırdı. Olaylar üzerine ilçede esnaf kepenk kapattı. Yüksekova- Şemdinli karayolu üzerinde öğlen saatlerinde toplanan yaklaşık 40 kişilik PKK sempatizanı grup, yola barikat kurup ateş yaktı. Sık sık terör örgütü ve Öcalan lehine slogan atan gruba, polis dağılmaları yönünde uyarıda bulundu. Göstericiler uyarılara taş ve molotofkokteylleriyle karşılık verip ilçe merkezine yürümek isteyince polis gaz bombası ve tazyikli su ile göstericilere müdahale etti. Ara sokaklara kaçan göstericiler ile polis arasında kovalamaca başlayınca esnaf işyerlerini kapattı. Kısa sürede ilçenin çeşitli yerlerinde toplanan gruplar ateş yakıp eylem yaparken, güvenlik güçleri müdahale etti. Olaylar ara sokaklarda uzun süre devam etti.
Ağrı Doğubayazıt ve Hakkari Yüksekova yine karıştı. Öcalan ve BDP'ye baskı iddiasıyla sokaklara döküldüler.
Ligin dibinden kurtulma mücadelesi veren rakibini son dakikalarda attığı gollerle mağlup eden sarı-lacivertliler, 19. haftada deplasmanda Sivasspor ile yapacağı maçın hazırlıklarına da ara vermeden başladı. Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri'nin karla kaplı zemininde, teknik direktör Christoph Daum yönetiminde kar yağışı altında gerçekleştirilen antrenmanda, sarı-lacivertli futbolcular koşu ve koordinasyon çalışması yaptı. Daha sonra Denizlispor maçında görev alan oyuncular yenilenme antrenmanı gerçekleştirdi. Diğer oyuncular ise dar alanda çift kale maçla antrenmanı sürdürdü. İdman, kademeli koşularla sona erdi. Kaleciler ise kaleci antrenörleri Holger Gehrke ve Murat Öztürk ile ayrı bir çalışma gerçekleştirdi. Fenerbahçe'nin bugünkü antrenmanında, sakatlıkları bulunan Deivid ve Volkan Babacan takımdan ayrı çalışma yaptı. Neşeli oldukları gözlenen futbolcular, idman sonrası birbirleriyle kartopu oynayıp, karın keyfini çıkardılar. Yarını izinli geçirecek Fenerbahçeli futbolcular, 25 Ocak Pazartesi günü Fenerbahçe Lefter Küçükandonyadis Tesisleri'nde laktat testinden geçecek.
Sezonun ikinci yarısının açılış maçında Denizlispor'u 3-1 yenerek liderliğini sürdüren Fenerbahçe'de yüzler gülüyor.
İtalyan polisinin Camorra'ya karşı yürüttüğü operasyonlar sırasında ele geçirilen belgeler arasında, bazı futbolcularla mafya liderlerinin birlikte çekilmiş fotoğrafları da bulundu. İlk İtalyan basınında, daha sonra dünyanın birçok yerinde yayınlanan fotoğrafların Madrid'deki bir lokantada çekildiği ve futbolcuların, kim olduklarını bilmeden mafya liderleriyle birlikte poz verdikleri ifade edildi. Verilen bilgilerde, Camorra liderlerinin bir futbol hayranı olarak futbolcularla fotoğraf çektirdiği, futbolcuların arasında Fabio Cannavaro ve Roberto Carlos'un olduğu belirtildi. Mafya liderlerinin, ünlü futbolcularla olan fotoğraflarını bir hazine gibi evlerindeki en özel bölümlerde sakladıkları da kaydedildi.
Roberto Carlos'un, İtalya'nın Napoli'nin ünlü mafya grubu olan Camorra'nın liderleriyle birlikte fotoğrafı yayınlandı.
Devre arasında takıma kattığı oyuncularla Türk medyasının yanı sıra dış basında da adından oldukça söz ettiren Galatasaray, transfere doymuyor. Defansta yaşadığı sıkıntıyı Lucas Neill'le çözen ve sonrasında da Manchester City takımından Brezilyalı Joao Alves'i yıl sonuna kadar kiralayan sarı-kırmızılı takım şimdi de Tottenham'ın Meksikalı orta saha oyuncusu Giovanni Dos Santos'u kadrosuna katıyor. Jo transferinden sonra Türkiye'ye dönmeyen Haldun Üstünel, Tottenham Kulübü ile masaya oturdu ve uzun uğraşlar sonunda mutlu sona ulaştı. Galatasaray, Meksikalı oyuncuyu sezon sonuna kadar opsiyonu ile kiralayan sarı-kırmızılı takımın transferi resmi sitesinden açıklaması bekleniyor.
Devre arasında takıma kattığı oyuncularla adından bahsettiren Galatasaray yeni bir bomba isim peşinde..
Fenerbahçe Kulübü’nün olağan Yüksek Divan Kurulu toplantısı yapıldı. Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde, Yüksel Günay başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, kulüp başkanı Aziz Yıldırım’ın yanı sıra kulüp yönetim kurulu üyelerinden Nihat Özdemir, Semih Özsoy, Abdullah Kiğılı, Serhat Çeçen, Cihan Kamer, Vedat Olcay, Şekip Mosturoğlu, Yasemin Merçil, Hakan Dinçay, Turhan Şahin, Hüseyin Ersan Topbaş, Murat Özaydınlı ve Mahmut Uslu hazır bulundu. İstanbul’daki elverişsiz hava şartları nedeniyle 90 üyenin katılımıyla başlayan toplantıda daha sonra 205 sayısına ulaşıldı. Hava koşulları nedeniyle üyelerin görüşlerini bildirdiği bölüm kısa tutularak, toplantı erken bitirildi. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantıda gündem onaylandıktan sonra, kulüpte 25, 40, 50 ve 70 yılını dolduran üyelere plaket verildi. Üyelikte 50. yılını dolduran Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay’a plaketini kulüp başkanı Aziz Yıldırım verdi. Daha sonra yönetim kurulu üyeleri kürsünün önüne gelerek, söz konusu yılları dolduran üyelere plaket dağıttı. ÖZDEMİR: "ŞAMPİYONLUK KUPASINI KALDIRMAK ANA HEDEFİMİZDİR" Yönetim kurulu faaliyet raporunu okuyan kulüp başkan vekili Nihat Özdemir, futbol takımının dün akşam ağır hava ve saha şartlarına rağmen Denizlispor’u yenerek ikinci yarıya iyi bir başlangıç yaptığını belirterek, "Bu başarımızı devam ettirip, sezon sonuna kadar liderliğimizi sürdürerek şampiyonluk kupasını kaldırmak ana hedefimizdir" dedi. Ziraat Türkiye Kupası’nda uzun yıllar süren hasrete son vermek istediklerini ifade eden Özdemir, "Bundan sonra oynayacağımız çeyrek final, yarı final ve inşallah final sonrasında uzun yıllardan beri alamadığımız Türkiye Kupası’nı da alarak müzemize koyacağız" diye konuştu. "TRANSFER İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR" Fenerbahçeli yönetici, ara transfer döneminde Turkcell Süper Lig’in yıldızlarından Gökhan Ünal’ı renklerine kattıklarını hatırlatarak, transfer çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Özdemir, "Gerekli mevkilere, gerekli transferleri yapmak için ciddi izleme ve görüşme çalışmalarımız devam etmektedir. Teknik direktörümüz Daum, sportif direktörümüz Aykut kocaman, teknik heyetimiz ve sporcularımız tam bir uyum ve takım ahengi içinde bizi de memnun eden örnek bir çalışma düzeni içindedir" şeklinde konuştu. Özdemir, sportif direktör Aykut Kocaman’ın transferle ilgili görüşmeleriyle ilgi basın mensuplarının toplantı sonundaki sorularına, "Az bir süre kaldı. En iyisini yapacağız" şeklindeki sözlerle yanıt verdi. Kenan Evren Lisesi’nin karşılığında yapılacak 3 okuldan ilkinin Küçükbakkalköy’de yapımı tamamlanarak, Milli Eğitim İl Müdürlüğü’ne devredildiğini, çalışır duruma geldikten sonra stadın yanındaki Kenan Evren Lisesi’nin yeni yerine taşınacağını bildiren Özdemir, ikinci okul için Üsküdar’da çalışmaların başladığını kaydetti. Ataşehir’de spor salonu yapılmak için satın alınan arazinin bedelinin nakit ödendiğini belirten Özdemir, bu yatırımın kulüp ile Ülker Grubu işbirliği ve sponsorluğuyla gerçekleştirildiğini hatırlatarak, "Kendilerine teşekkür ederiz. Bu olay Türk spor tarihinin, kulüp ve kurumlarının en büyük yatırımıdır" dedi. Taraftar kart projesinde 175 bin 800 sayısına ulaştıklarını bildiren Fenerbahçeli yönetici, Fenercell projesi için de "En yakın rakiplerimizi katlayarak, 150 bin aboneye ulaşmış durumdayız" şeklinde ifadeler kullandı. "TARAFTARIMIZIN STADA GELİP TAKIMIMIZI DESTEKLEMESİ ŞARTTIR" Nihat Özdemir, toplantının sonunda üyelerin konuşmalarının ardından yaptığı son konuşmada, futbol takımının ana hedeflerine ulaşması için taraftar desteğine ihtiyacı olduğunu kaydederek, taraftarları stada çağırdı. Bir üyenin görüşlerine yanıt vererek, seyircilerin yaptıkları olaylar nedeniyle aldıkları seyircisiz oynama cezalarını da hatırlatan Özdemir, şöyle konuştu: "Bu maçlardan birisinde Kasımpaşa’ya 3-1 mağlup olduk ve şampiyonluk yarışında çok önemli kaybımız oldu. Hepimize görev düşmektedir. Ayrıca taraftarlarımızın da maça gelmesi gerekmektedir. Ana hedefimizi ortaya koyduk. Bilinmelidir ki, bu hedeflere ulaşmamız için taraftarımızın stadyuma gelip takımımızı desteklemesi şarttır. Bunu taraftarımızdan bekliyoruz." ALTYAPIYA İNGİLİZ ANTRENÖR EĞİTMENİ Nihat Özdemir, futbol altyapıda görevli antrenörlerini eğitmesi için bir İngiliz eğitmen ile anlaştıklarını açıkladı. İngiliz eğitmen ile görüşmelerin tamamlandığını, altyapıdaki antrenörlerinin eğitim alacağını kaydetti. DENETLEME KURULU FAALİYET RAPORU Denetleme Kurulu, faaliyet raporunda 2009 yılı bütçesinin gerçekleşme tutarları ve borçlar hakkında bilgiler verdi. Kulüp bütçesinin 2009 yılında gelirler hanesinin 272.229.213 lira, giderler hanesinin de 277.078.815 lira olarak gerçekleştiği bildirildi. 2009 yılı bütçesinin 210 milyon lira olduğu hatırlatılarak, bütçe aşımı olmadığı kaydedildi. Denetleme Kurulu, 2015 yılına kadar tahakkuku yapılan borç tutarının 183 milyon 446 bin 373 lira olduğunu açıkladı. Bu tutarın yanı sıra kulübün gayrı menkullere 32 ayda ödemesi gereken taksit tutarının 4 milyon 182 bin 148 lira, Kenan Evren Lisesi’nin yerine yapılan okul inşaatı için harcanan bedelin 7 milyon 51 bin 249 lira ve şahıslara olan borcun 12 milyon 206 bin 246 lira olduğu açıklandı. Kurul, sponsor sözleşmelerine göre beklenen gelirler ile geçen yıllardaki gerçekleşen gelir tutarları göz önüne alınarak, Fenerbahçe Sportif A.Ş’den beklenen kar payı gelirlerini, 2010 yılında 115.5 milyon, 2011 yılında 105.4 milyon, 2012 yılında 106.9 milyon, 2013, 2014 ve 2015 yıllarında da 109.8 milyon lira olarak açıklarken, bu rakamlara, maç, kombine kart, loca ve isim hakkı gelirleriyle henüz sözleşmesi yapılmayan gelirlerin dahil olmadığı vurgulandı. Bu arada, Ataşehir’de Ülker Grubu işbirliği ve sponsorluğuyla yapılacak spor kompleksi için kulüp yönetim kuruluna teskere verilmesi oy birliğiyle kabul edildi. Yönetim kurulu konuyu genel kurula taşıyıp, onay alacak.
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Toplantısı'nda Nihat Özdemir transferle ilgili taraftara müjde verdi
Transfer çalışmalarını sürdüren Fenerbahçe'nin, İngiltere Premier Lig takımlarından Blackburn Rovers'ta forma giyen Morten Gamst Pedersen'i renklerine bağlamak istediği iddia edildi. AYRILMA YOLUNDA İngiliz Daily Mirror gazetesi, sarı-lacivertli takımın Norveçli kanat oyuncusunu transfer etmek için çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, ''Pedersen takımdan ayrılma yolunda, sözleşmesi 6 ay sonra sona erecek. Eğer 1 milyon sterlin verilirse Pedersen Türkiye'ye gitmeyi tercih edebilir'' ifadelerini kullandı. İlerleyen günlerde 29 yaşındaki futbolcunun Fenerbahçe ile ön anlaşma imzalayabileceğini savunan gazete, ''Pedersen, Blackburn Rovers'ta geleceğinin az olduğunu biliyor ve Rovers'ın da transfer döneminde para kazanmak için yeni yüzlere ihtiyacı olabilir'' yorumunu yaptı. PEDERSEN KİM 2004-05 sezonundan bu yana Blackburn Rovers'ta oynayan 1.83 metre boyundaki Pedersen, bu sürede 176 maçta forma giydi ve 26 gol attı. Norveçli futbolcu bu sezon ise 17 maçta takımının başarısı için ter dökerken, iki kez de rakip fileleri havalandırdı. 2000-04 yılları arasında Norveç Futbol Ligi takımlarından Tromsö'de oynayan Pedersen, 54 kez milli takımda oynadı ve 12 gol atmayı başardı. Ara transfer döneminde Galatasaray, İngiltere Premier Lig'den Lucas Neill ve Jo'yu renklerine bağlamıştı.
Fenerbahçe transfere çalışmalarına hız verdi. Rotayı premier lige çeviren yönetim Norveçli futbolcuyla temasta.
Dedikodulara göre geçtiğimiz günlerde Kurtlar Vadisi'nin Memati'si Gürkan Uygun ve eşi Şebnem Ceylan, bir gece klübüne eğlenmeye gitti. Yoğun iş temposu ve çekimleri yüzünden yorgun olan Uygun, eşini kırmamak için eğlenceye katıldı. Ayakligazete.com'un haberine göre; ancak yorgunluğuna yenik düşen ünlü oyuncu, içeride çalan müziğe bile aldırmadan gece kulübünde uyudu. Memati'yi gece kulübünde uyurken görenler şaşkınlığa uğradı.
Kurtlar Vadisi'nin Memati'si Gürkan Uygun, eğlenmeye gittiği gece kulübünde uyuya kaldı
Şafak Sezer, yeni filmine yaş sınırı getirilmesine kızdı: "Yasağı koyanlar, küfür etmiyorsa Bağdat Caddesi'nde etek giyer gezerim" "Kutsal Damacana 2: Itmen" adlı filmleri vizyona giren Mustafa Üstündağ ve Şafak Sezer, filmlere getirilen yaş sınırlamasından ve küfür kullanımına yönelik eleştiriler karşısında isyan etti. Ayakligazete.com'un haberine göre; filmde ağır küfürler kullandıldığı gerekçesiyle 13 artı yaş sınırı getirilmesi beklenirken, bu duruma filmin başrol oyuncuları Şafak Sezer ve Mustafa Üstündağ'dan gelen tepki ise hayli ilginç oldu. "Biz eğleniyoruz, sonra devlet gelip yasa koyuyor, sınır koyuyor. Kimseye zorla gelin demiyoruz, istemeyen gelmesin" diyen Şafak Sezer, filmde "lan" kelimesinin kullanılmasının bile küfürden sayılmaya başladığını belirtti. Mustafa Üstündağ da konuya esprili üslubuyla yaklaşarak, "Bizim amacımız bir sonraki filmde 25 yaş sınırı yemek. 35, 40'a kadar yolu var" derken, tartışmaya son noktayı şu iddialarıyla koydu: "Şunu garanti ediyorum. Bu filmlere 13 artı yaş sınırını veren kişi, çoluğuna, çocuğuna, eşine dostuna küfür etmediyse, adam değilim. Hatta Kadıköy'de 'öyle' gezerim." Bunun üzerine Şafak Sezer de iddiaya katıldı ve, "O zaman buluşalım. Ben de Bağdat Caddesi'nde etek giyip gezmezsem" karşılığını verdi.
Kutsal Damacana 2: Itmen" adlı film vizyona girdi ama getirilen yaş sınırı Şafak Sezer'i kızdırdı.
Savcılar soruşturma başlattıSes kayıtları ve ıslak imzalı olduğu belirtilen belgelerde ismi geçen kişilerin ifadelerine başvuracak. Özel yetkili Savcılar Balyoz Darbe Planı ile ilgili soruşturma başlattı . İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na bağlı özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yürütülen soruşturmanın savcısı olarak Bilal Bayraktar görevlendirildi. Belgelerin çok fazla olması sebebiyle de Cumhuriyet savcısı Bayraktar'a iki savcı yardım edecek. Özel yetkili savcılar soruşturma kapsamında ellerindeki 5 bin sayfalık belgeleri araştıracak. Bu süreçte, özellikle ses kayıtları ve ıslak imzalı olduğu belirtilen belgelerde ismi geçen kişilerin de ifadesine başvurulabileceği belirtiliyor.
Özel yetkili Savcılar Balyoz Darbe Planı ile ilgili soruşturma başlattı . Planda adı geçen kim varsa hepsinin ifadesine başvurulacak..
Kamu personeli ve bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri, sevk olmaksızın sağlık kuruluşlarına müracaat edebilecek. Kamu personeli ve bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri, 15 Ocak'tan itibaren TC kimlik numarası ve kimlik tespiti için gerekli bir belge (nüfus cüzdanı, evlenme cüzdanı, pasaport) ile sağlık karnesi ve sevk belgesi olmaksızın sağlık kuruluşlarına müracaat edebilecek. Yeni düzenlemede il kavramı kaldırılarak memurlara ve yakınlara yurt içinde SGK ile anlaşmalı herhangi bir eczaneden ilaç alma hakkı da getiriyor. Bu sayede SGK hem tasarruf sağlayacak hem de ülke genelinde görev yapan binlerce mutemedin iş yükü azalacak. Eczane ve optik provizyon sistemiyle sosyal güvencesi olan çalışanların ve emeklilerin ilaç alımını kontrol altına alan SGK, memurları da 'Medula' adı verilen elektronik takip sistemine dahil etmiş olacak. SGK'ya bağlı kamu personeli için sigortalı ve hak sahiplerinin sevk işlemlerinde artık Ek-4/A belgesi ile işlem yapılacağını belirten Gümüşhane Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Müdürü Aytaç Üzülmez konuyla ilgili şunları söyledi: "Refakatçi olup olmadığı refakatli kişi var ise sosyal endikasyonu veya tıbben gerekli olduğu muhakkak yazılacak. İl dışına sevklerde, ilde tedavi branş uzmanı olmadığı zaman, sevk gerekçesi belirtilmesi gerekiyor. Hastanın kontrollü olması halinde bile sevk zincirine uyulacak. Aksi halde en yakın il için yol ve zaruri masraf ödenir. Sevkin yapıldığı tarihten itibaren 3 iş günü içerisinde sevkin yapıldığı sağlık hizmet kurumuna müracaat etmeleri gerekir." Uygulamadan duydukları memnuniyeti dile getiren Gümüşhane Devlet Hastanesi Müdürü Hami Özçubukçu ise uygulamanın tasarrufla beraber bürokratik işlemleri azaltacağını kaydetti. Memurlara yapılan sağlık işlemlerinin giderlerinin takibi ve ödenmesinin SGK kontrolüne geçtiğini anlatan Özçubukçu, tedavi sürecinin kayıt altına alınması ve sistemin kontrolü tek elden yürütülecek olmasının memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Özçubukçu, konuşmasına şöyle devam etti: "Devlet memurlarının tedavi masrafları mutemetler üzerinden ödendiği için işlemlerin kontrolü çok zordu. Birçok kurumda da kontroller net yapılamıyordu. Devlet memurlarındaki mutemetlerin sağlık hizmetleriyle bilgi eksikliği vardı. Kontrol SGK'ya geçtiğinde ciddi denetim oldu. Uygulama sağlık giderlerini kontrol altına aldığı ve devlet menfaatini koruduğu için olumlu karşılıyoruz."
Kamu personeli ve bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri, sevk olmaksızın sağlık kuruluşlarına müracaat edebilecek.
Buna göre, önce Anayasa’da değişiklik yapılacak, sonra da referanduma götürülecek. Sabah gazetesinin haberine göre; hükümet, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin ardından "B planı"nı devreye sokuyor. Buna göre, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanabilmesi için Anayasa'da değişikliği yapılacak. 145'inci maddesinde yapılacak değişiklikle "askerlerin sadece görevleri ile ilgili suçlar" için askeri mahkemelerde yargılanması öngörülüyor. Söz konusu düzenlemenin önümüzdeki ay TBMM'ye gelmesi bekleniyor. Muhalefet destek verirse, yasa değişecek. Aksi durumda ise referandum planı devreye sokulacak. Anayasa gereği Anayasa değişiklikleri 330 ila 367 arasında oy alırsa referanduma sunulmuş sayılıyor. AK Parti, önümüzdeki günlerde referandum süresinin 60 güne indirilmesini öngören yasa teklifinin de Meclis'ten geçmesini sağlayacak. Böylece "askere sivil yargı" ile ilgili referandum en geç Mayıs ayı sonunda gündeme gelecek.
Hükümet askere sivil yargı yolunu açabilmek için yeni bir formül üzerinde çalışıyor.
Gaziantepspor'u yarın Ali Sami Yen Stadı'nda ağırlayacak sarı-kırmızılılar, taraftarı önünde rakibini yenerek, moralli bir şekilde ikinci yarı startını almayı hedefliyor. Galatasaray, Gaziantepspor karşısına, sakatlıkları bulunan Baros, Kewell ve Sabri ile hem sarı kart cezalısı durumunda bulunan, hem de Fildişi Sahili Milli Takımı ile Afrika Uluslar Kupası organizasyonunda mücadele eden Keita'dan yoksun çıkacak. Ayrıca, sarı-kırmızılı ekibin yeni transferleri Lucas Neill ile Jo Alves'in, teknik direktör Frank Rijkaard'ın görev vermesi halinde yarınki maçta forma giyebilecekleri belirtildi. Ali Sami Yen Stadı'nda saat 19.00'da başlayacak Galatasaray-Gaziantepspor karşılaşmasını hakem Aytekin Durmaz yönetecek.
Lider Fenerbahçe'nin 1 puan gerisinde bulunan Galatasaray, sezonun ikinci yarısına iyi bir başlangıç yapmak istiyor.
Balyoz Darbecileri ilk aşamada 150 yüksek bürokratı tutuklamayı planladı. 81 validen 23'ü görevden alınacak. Sekiz savcı emekli edilecekti. Toplam 1885 birinci dereceli memur hakkında ayrıntılı özel fişler hazırlanmıştı Balyoz Güvenlik Harekat Planı'nda 81 ilin valileri de tek tek fişlenmiş. 23 ilin valilerinin, darbe ertesinde tasfiyesi kararlaştırılmış. Bu isimlerden en dikkat TARAF ’ın habercilerinin; görevden alınacak ve yerlerine atanacak Valiler listesi ile camii bombalama olayında kullanılacak askeri personeli yaka numarasına kadar "uydurup" yazabileceğine inanların akıllarından şüphe etmeyeceksek, hangi hasletlerinin(!) eksik olduğundan şüphe edeceğiz?.. Adnan Berk Okan çekicisi, 2003'te Batman Valisi olan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir numaralı kurmayı Efkan Ala. Ala'nın yerine personel genel müdür yardımcısı Ejder Kaya'nın atanması öngörülüyor. Görevden alınması öngörülen diğer valliler şunlar: Hüseyin Yavuzdemir (Ağn), Muharrem Göktayoğlu (Aydın), Hüseyin AvniCoş (Bingöl), Oğuz Kaan Koksal (Bursa), Recep Yazıcıoğlu (Denizli), Nusret Miroğlu (Diyarbakır), Mustafa Malay (Erzurum), Hasan Basri Güzeloğlu (Gümeşhane), İsmet Gürbüz Civelek (Hatay), Atilla Osman Çelebioğlu (İçel), Ahmet Kayhan (Konya), Yıldırım Kartal (Muş), Alattin Turan (Nevşehir), Kemal Yazıcıoğlu (Ordu), Mustafa Demir (Samsun), Aslan Yıldırım (Trabzon), Şükrü Kocatepe (Urfa), Bahrettin Demirer (Kırıkkale), Ali Güngör (Baran), Musa Küçükkurt (İğdır), Tevflk Başakar (Kilis) ve Cengiz Bulut (Düzce). Bu valiler irtica yanlısı, Nakşibendi, Nurcu, Fethullah Gülenci ve dengesiz gibi sıfatlarla fişlenmiş. Planda bu 23 ilin valiliklerine şu kişilerin atanması öngörülüyor: Müsteşar Yardımcısı Sebati Buyuran (Ağrı), eski Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı, yeni Genel Sekreter Aydın Nezih Doğan (Aydın), Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürü Cengiz Aydoğdu (Bingöl), Sakarya Valisi Cahit Kıraç (Bursa), Kırıkkale Valisi *•' Ali Serindağ (Denizli) -Ali Serindağ'ın ismi CHP'li Önder Sav'la yaptığı görüşmeyle gündeme gelmişti. Sav'ın 'yes-no' skandalı Serindağ'la yaptığı görüşmeyle patlak vermişti-, Siirt Valisi Nuri Okutan (Diyarbakır), Mülkiye Başmüfettişi Refik Ali Uçarca (Erzurum), Mahalli İdareler Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Can (Gümüşhane), Müstaşar Can Dilekçi (Hatay), Mardin Valisi Temel Koçaklar (İçel), Yalova Valisi Yusuf Erbay (Konya), Nüfus Vatandaşlık Genel Müdür Yardımcısı Mesut Yılmaz (Muş), Sivil Savunma Genel Müdür Yardımcısı Erol özgürel (Nevşehir), Personel Genel Müdür Yardımcısı M. Kemal Çokakoğlu (Ordu), Muğla Valisi Hüseyin Aksoy (Samsun), Teftiş Kurulu Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Çilesiz (Trabzon), Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Cavit Erdoğan (Urfa), İller İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Alp Aslanargun (Kırıkkale), Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Aydın Erbul (Bartın), Mülkiye Başmüfettişi Serdar İğdeler (İğdır), Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Üçler I (Kilis), Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren (Düzce). Yerinde kalan 58 vali ise "Atatürk ve Cumhuriyet'e bağlı, çağdaş, işbirliğine açık, muhafazakar ama uyumlu" şeklinde ayrı ayrı fişlenmiş.
Balyoz cuntası valiler kararnamesini de hazırlamış. Listede dikkat çekici isimler var. İşte liste...
Teofilo için Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde düzenlenen imza törenine, kulüp genel sekreteri Hasan Yener ile bazı yöneticiler katıldı. Yener, burada yaptığı açıklamada, Trabzonspor olarak hem ligde hem de kupada zirve yarışı yapma adına kadrolarını güçlendirmek için sürekli arayış içinde olduklarını ifade ederek, ''Yönetim kurulumuz oluşturduğu kadroyla sürekli zirve yarışı içinde olacağının mesajını vermiştir. Bu yöndeki arayışlarımız her zaman sürecektir. Yine bir gol kralını kadromuza kattık. Bu transferin gerçekleşmesi için başkanımız Sadri Şener ve mali işler sorumlumuz Mahmut Aksu büyük gayret göstermiştir'' dedi. Teofilo Gutierrez ise büyük bir mutluluk içinde olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ''İki kulüp arasında anlaşma sağlanıp buraya geldiğim için sevinçliyim. Trabzonspor benim için büyük fedakarlıklar yaptı. Başkanın bizzat oraya gelmesi bile fedakarlıktı. Elimden geleni yapacağımın sözünü burada bir kez daha veriyorum. Çok yoğun bir heyecanla yarını bekliyorum. Buranın bir futbol şehri olduğunu biliyorum. Tıpkı benim ülkemdeki gibi coşkulu bir ortam var. Yaptığım çalışmaların karşılığını hep aldım. Çalışmaya devam ettiğim sürece karşılığını almaya devam edeceğime inanıyorum.'' Uyum sürecinin sorunsuz devam ettiğini kaydeden Gutierrez, ''Kamp dönemine gelmem benim işimi kolaylaştırdı. Arkadaşlarım beni sahiplendiler. Teknik direktörümüz de farklı bir zihniyete sahip. Bunu ilk günden itibaren fark ettim. Bu da futboluma olumlu yansıyacaktır. Hazır durumdayım. Fiziksel olarak bir sıkıntım yok. Teknik heyet görev verirse görev yapmak isterim. Ancak oynamasam bile Sivasspor maçı benim için farklı bir başlangıç olacak'' diye konuştu. Teofilo, bordo-mavili kulüp ile 3.5 yıllık sözleşme imzaladı.
Trabzonspor, Kolombiya'nın Atletico Juneiro Kulübü'nden transfer ettiği futbolcu Teofilo ile sözleşme imzaladı.
Ergenekon davasının tutuksuz sanığı 69 yaşındaki emekli orgeneral Şener Eruygur hafızasını yitirdi. Eruygur'un avukatı müvekkilinin hiçbir şey hatırlamadığını hatta okuma yazma yeteneğini dahi kaybettiğini öne sürdü.. Avukatı ise Eruygur'un bundan sonra ifade veremeyeceğini de iddia etti. Mahkemeye ifade veremez dilekçesi gönderildi Eruygur'un avukatı Ergenekon davasına bakan mahkemeye gönderdiği dilekçede müvekkilinin sağlık sorunu yüzünden ifade veremeyeceğini söyledi. Gazetelere boş boş bakıyor! ATV Haber Eruygur'un avukatı İdiz Esen'e sordu. Esen'e göre cezaevinde merdivenlerden düşüp başını vurmasının ardından hafızasını büyük ölçüde yitirdi. Hatta okuma yazma yeteneğini bile kaybetti. Üstelik anlamlı kelimeler bile kuramıyor. Eruygur gazete okuyamadığı için hakkındaki iddiaları takip edemiyor. Avukatına göre son olarak gündeme gelen örtülü ödenekten para alınmasına ilişkin iddialardan da habersiz. Avukat Esen, "müvekkilim gazetede fotoğraflarını görüyor ama yazılarını okuyamıyor. Keşke düzelse de iddiaları yanıtlayabilse. Bu halde ifade vermesi mümkün değil" dedi.
Hafızasını kaybetti okuma yazmayı unuttu. Ergenekon sanığı Şener Erguygur'un avukatı mahkemeye dilekçe gönderdi.
Baydemir'e ölüm tehditleri geldi.. Emniyet 'PKK'nın işi' derken, BDP'liler aksini düşünüyor. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'e tebligat göndererek can güvenliği konusunda uyardı ve talep etmesi halinde kendisine güvenlik verilebileceğini belirtti. Baydemir ise emniyetten koruma talebinde bulunmadığını belirterek, “Beni hak ve halk koruyacaktır” dedi. BDP Grup Başkanı Nuri Yaman, “Hrant Dink’e de aynısı yapılmıştı ve valiliğe çağrılmıştı sonra nasıl öldürüldüğünü hepimiz tanık olduk” diye konuştu. BDP'YE GÖRE DEVLET GÖZDAĞI VERDİ Ziyaret sırasında gazeticilere açıklamalarda bulunan BDP Grup Başkanı ve Muş Milletvekili Nuri Yaman, şunları söyledi: “Bu tebligat sayın başkanımızın can güvenliği ile ilgilidir. 3 yıl önce de Hrant Dink’i valiliğe çağırarak, kendisini uyarmışlardı. Daha sonra Hrant Dink’in nasıl ölüme gittiğini hepimiz tanık olduk. Başkana gelen tebligat gözdağı ve “endine çeki düzen ver’ uyarısıdır. Kendisine isterse devletin güvenliği sağlaması konusunda uyarı yapılmış ama kendisi buna ihtiyaç duymadığını söyledi.” 'PKK VURACAK' Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e güvenlik uyarısıyla gönderilen tebligatta, bölücü terör örgütünün Baydemir'e yönelik, silahlı saldırı hazırlığı içerisinde olduğu yönünde bilgi yer aldığı görüldü
Osman Baydemir'in can güvenliği tehlikede. Emniyet'in uyarısı BDP ile polisi karşı karşıya getirdi
Erman Toroğlu'nun Maraton Programı'ndan ayrılmasının kesinleşmesi ile birlikte kendisine teklifler yağdığı da öğrenildi. Yeni sezonda Lig TV dışında tüm Süper Lig maçlarının 15'er dakikalık özet yayın haklarının ihalesini kazanan TRT'nin Erman Toroğlu'na teklif götürdüğü ortaya çıktı. Bilindiği gibi TRT'nin Stadyum programında halen Galatasaray'ın eski yıldızı Hakan Şükür ve Ömer Üründül görev yapıyorlar.. Erman Hoca teklifi kabul ederse iki olan yorumcu sayısı 3'e çıkacak. Bu arada yeni sezonda iddialı bir giriş yapmak isteyen ATV'nin de Erman Toroğlu ile Hıncal Uluç ikilisini bir araya getirerek, yıllar öncesinin ''Kale arkası'' programını hayata geçirmeye çalıştığı ifade edildi.
Erman Toroğlu'nun Maraton Programı'ndan ayrılmasının kesinleşmesi ile birlikte kendisine teklifler yağdığı da öğrenildi...
600-700 kilometrelik mesafeleri 1TL gibi rakamlara taşımaya başlayınca çığırından çıkan haksız rekabete mesafeye göre taban fiyat uygulaması ile son verildi. Ulaştırma Bakanlığı tarafından karayoluyla yapılan yolcu taşımacılığı piyasasında artan haksız rekabetin önlenmesi amacıyla 5 ay süreyle uygulanmak üzere taban ücret tarifesi belirlendi. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren “Karayoluyla Şehirlerarası Yolcu Taşımacılığı Alanında Uygulanacak Taban Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ”, Bl ve D1 yetki belgesi sahipleri tarafından karayoluyla yapılan tarifeli şehirlerarası yolcu taşımalarında kilometre esasına göre uygulanacak. Tebliğle belirlenen taban ücret tarifesine KDV dahil olacak ve uyguladıkları ücret tarifesi tebliğe uymayan yetki belgesi sahipleri, tebliğin yayımından itibaren Bakanlığa başvurarak en geç 20 gün içerisinde her türlü iş ve işlemlerini tamamlayarak uygun ücret tarifesini alıp uygulayacak. Yetki belgesi sahipleri, Karayolu Taşıma Yönetmeliği çerçevesinde indirimli yolcu bileti kesme haklarını, tebliğle belirlenen taban ücret tarifesinden daha aşağı olmamak üzere kullanabilecek. 10 liraya Türkiye'nin heryerine bilet Kamil Koç ise bir kampanyasında “Ocakta her gün 2010 koltukta 10 TL'lik fırsat” adı altındaki kampanyası 6-31 Ocak arasında geçerli olacak. Kampanyaya göre, 46 kişilik araçlarda 4 koltuk (5-16-31-38 numaralı koltuklar), 54 kişilik araçlarda 5 koltuk (bir öncekine ilave 48 numaralı koltuk), nereye giderseniz gidin 10 liraya yolcu taşıyordu. Metro Turizm de bazı güzergahlarında indirime giderek bu kış rekabetine katıldı. Firmanın yaptığı indirimlerle, İstanbul-Ankara arası 30 lira yerine 23 liraya, Bursa-İstanbul arası ise 15 lira yerine 10 liraya yolcu taşıyordu. Karayoluyla şehirlerarası yolcu taşımacılığında uygulanacak taban ücret tarifesi şöyle: “-101-115 kilometre arası: 10 TL -116-130 kilometre arası: 10.50 TL -131-150 kilometre arası: 11 TL -151-175 kilometre arası: 12 TL -176-200 kilometre arası: 13.50 TL -201-250 kilometre arası: 15.50 TL -251-300 kilometre arası: 18 TL -301-350 kilometre arası: 21 TL -351-400 kilometre arası: 24 TL -401-475 kilometre arası: 27 TL -476-550 kilometre arası: 30 TL -551-625 kilometre arası: 33 TL -626-700 kilometre arası: 36 TL -701-800 kilometre arası: 39 TL -801-900 kilometre arası: 42 TL -901-1000 kilometre arası: 44 TL -1001-1100 kilometre arası: 46 TL -1101-1200 kilometre arası: 48 TL -1201-1300 kilometre arası: 50 TL -1301-1400 kilometre arası: 52 TL -1401-1500 kilometre arası: 54 TL -1501-1625 kilometre arası: 57 TL -1626-1750 kilometre arası: 60 TL -1751-1875 kilometre arası: 63 TL -1876-2000 kilometre arası: 66 TL -2001 ve üzeri kilometre arası: 69 TL.”
Ulaştırma Bakanlığı otobüs firmaları arasında yaşanan rekabet savaşlarına el koydu. Artık 1 TL ile yolculuk hayal..
Türkiye'nin önemli kış turizm merkezlerinden Kartalkaya'da Golden Key adlı otelde 16 kişi ilk tahminlere göre karbonmonoksit gazından zehirlendi. Kartalkaya'daki Golden Key otelinde tatilciler ve personel olmak üzere 16 kişi karın ağrısı, baş dönmesi ve mide bulantısı şikayetleri üzerine ambulanslarla Bolu Köroğlu Devlet Hastanesine getirildi. Hastaneye gelen 16 kişiden ikisi yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınırken diğer 14 kişinin tedavileri servislerde devam ediyor. Hastanede tedavisi devam eden tatilciler, olayın nasıl olduğunu hatırlamadıklarını söyledi. Karbonmonoksit şüphesi Bolu Köroğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Hüseyin İka, "Yaptığımız tetkikler neticesinde olay öncelikle karbonmonoksit zehirlenmesi olarak düşünülmektedir. Gerekli tedavileri yapılmaktadır” dedi.
Türkiye'nin önemli kış turizm merkezlerinden Kartalkaya Golden Key otelinde 16 kişi zehirlendi...
Genelkurmay'ın "bilgimiz dahilinde yapıldı" Çetin Doğan'ın savaş oyunu dediği seminerde Güneydoğu'daki olası olayların İsrail gibi sert bastırılması isteniyor. Genelkurmay Başkanlığı Balyoz Harekat Eylem Planı'yla ilgili yaptığı açıklamada 5-7 Mart 2003 tarihli 1. Ordu'daki plan seminerinden haberi olduğunu açıklamış dönemin Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan da bu seminerin rutin bir savaş oyunu olduğunu söylemişti. Soruşurmayı yürüten savcılara talep üzerine teslim edilen seminer ses kayıtlarında daha pek çok tartışma yaratacak ifade, gerçek kişilerle ilgili yorum ve bunun sadece bir savaş oyunu olmadığını gösteren konuşma yer alıyor. Dönemin 5. Kolordu Komutanı olan ve daha sonra MGK Genel Sekreterliği de yapan Korgeneral Şükrü Sarıışık'ın seminerde yaptığı sunumda kullandığı ifadeler dikkat çekici: SÜRATLİ VE SERT TEDBİRLER "Aldığımız istihbarat ve yaptığımız değerlendirmelere göre İstanbul'da yaklaşık 200-210 bin, İzmit'te 21 bin, Adapazarı'nda 12 bin olmak üzere toplam 240-250 bin kişinin irticai ve bölücü unsurlara destek verebileceği değerlendirilmektedir. Özellikle İstanbul ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki olaylara İsrail örneğinde olduğu gibi kesin süratli ve sert tedbirler alınmadığı takdirde bilhassa irtica olaylarının ülke geneline yayılma ihtimali mevcuttur." Seminerde bu konuda Sarıışık ile hemfikir olan dönemin 1. Ordu Komutanı Çetn Doğan ise stratejinin adını koyuyor: Tepelemek. İşte Doğan'ın o sözleri: TEPELEME VAR "Toplumsal olaylarda artık acıma bilmem ne yapma filan yok. Ülkeyi götürmek isteyen bayrak açmış adamlar, yeşil bayrakla dolaşan insanlara karşı öyle tavizdir bilmem nedir efendim dağılınız bilmem ne dağılma değil toparlama var tepeleme var. Başka bir şey yok. Yani bu olaylar yani bu hale gelmez inşallah gelmez. Biz her türlü olasılığa karşı hazırlıklı olma bakımından söylüyorum. Böyle bir olay içerisinde efendim kalkanlarımızı elimize alacağız joplarla bilmem ne yapacağız megafonal ay şöyle kama düzenidir, hat düzenidir hayır bilmem nedir falan filan değil. Tabi teknikler kullanılır. Parçalanması için gereken şey kullanılır ama büyük ölçüde silahlı kuvvetlerin gücü büyük ölçüde ortaya konur. Bütün dünyada böyledir bu zaten. POLİS ÇOK SIKI KONTROL ALTINDA TUTULMALI Söz alan başka bir komutanın hedefinde ise doğrudan Başbakan Erdoğan var: "Ben seneler önce Ankara'da görev yaparken Mehmet Aydın, Fehim Adak, Hasan Aksay, Necmettin Erbakan ile aynı apartmanda oturdum. Bu kişiler bu ekip iş başına geldiği zaman bunların koruması için polisler geliyordu. Bunların hepsi masa üzerinde namaz kılan takunyayla gezen apartman içinden kişilerdi. Komutanın seçimlerden sonra gazetelerde şöyle bir haber geçti. Kırıntı gibi bilmiyorum. Arkadaşlardan okuyan var mı ben okudum. Tayyibi tebrige gidenlerin arasında çok sayıda emniyet mensubunun olduğuna dair şöyle iki haber vardı" MİT'İN BAŞINDA ASKER YOK GÜVENEMEYİZ Savaş oyunu denen seminerde askerlerin MİT'e de güvenmediği anlaşılıyor. Bir komutan "Biz geçmişte 12 Eylül Harekatı'nda listeleri elimizde hazır bulduk. O listeleri hazır bulmamızın altında yatan neden istihbarat kuruluşlarının ki başında gelen MİT'in başında asker bulunmasından kaynaklanıyordu. İçinde bulunduğumuz ortamda bu listeleri sağlıklı bulup bulmama konusunda ben şahsen endişe taşıyorum" diyor
"Savaş oyunu" denilen seminerde Çetin Doğan esip gürlemiş. Olası bir olayda izleyeceği strateji çok sert..
Galatasaray Kulübü, İngiltere Premier Lig takımlarından Manchester City'nin Brezilyalı futbolcusu Joao Alves De Assis Silva (Jo) ile sezon sonuna kadar kiralık olarak resmi sözleşme imzaladı. Önceki gün geç saatlerde İstanbul'a gelen ve dün sabah sağlık kontrolünden geçirilip, tek başına çalışan, bu sabah da takımla birlikte idmana katılan Brezilyalı futbolcu için Florya Metin Oktay Tesisleri Turgay Vardar Basın Odası'nda imza töreni düzenlendi. Kulüp yönetim kurulu üyesi Murat Yalçındağ'ın katıldığı imza töreninde, sarı-kırmızılı kulübün artık geleneksel hale getirdiği üzere, kulübün eski futbolcularından Öner Kılıç da yer aldı. İmza töreni öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan 23 yaşında ve 1.89 metre boyundaki forvet oyuncusu Jo, yeni takımında giyeceği 32 numaralı forması ve Galatasaray bayrağıyla medya mensuplarına poz verdi. İYİ HİSSETMEMİ SAĞLADILAR İmza töreni öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan 23 yaşında ve 1.89 metre boyundaki forvet oyuncusu Jo, bir soru üzerine, Galatasaray'a 4 aylık kiralık olarak geldiğini belirterek, ''Havalimanında taraftarların beni karşılamaları ve takımın antrenmanda bana karşı ilgisi kendimi çok iyi hissetmemi sağlayan, beni motive eden bir etken oldu. İlerleyen günlerde sezon sonunda ne olacağını konuşuruz'' dedi. ÜSTÜNEL'İN SICAK TAVRI Galatasaray'ı tercih etmesinde nelerin etkili olduğuyla ilgili soruya ise Brezilyalı futbolcu, ''Haldun Üstünel ile yaptığım ilk toplantıda bana karşı ne kadar sıcak ve ilgili olduğunu anladım. Galatasaray Kulübü'nün ne kadar büyük bir kulüp olduğunu, taraftarının ne kadar büyük olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu tip faktörler transferimde etkili oldu'' diye yanıt verdi. ADAPTOSYON SORUNU YAŞAMAM Jo, Brezilya'da çok başarılı bir kariyer geçirdiğini ifade ederek, ''Daha sonra Rusya'da da çok güzel başarılara imza attım. İngiltere Ligi çok zor bir lig ama adaptasyon süreci yaşadığımı sanmıyorum. Burada da adaptasyon sorunu yaşayacağımı sanmıyorum. Çünkü burada Elano var. Diğer takım arkadaşlarım da yardımcı olacaktır'' şeklinde konuştu. Brezilyalı futbolcu, Türkiye'ye gelmeden önce 3 gün antrenman yapmadığını, ancak İstanbul'da 2 gündür antrenman yaptığını, teknik direktör Frank Rijkaard görev verirse yarın Gaziantepspor ile yapacakları lig maçında oynamaya hazır olduğunu sözlerine ekledi. YALÇINDAĞ: ''ÖNEMLİ BİR İSMİ DAHA GALATASARAY'A KAZANDIRDIK'' Murat Yalçındağ ise Jo'nun kendini Avrupa'da da kanıtlamış, genç bir oyuncu olduğunu ifade ederek, ''Önemli bir ismi daha Galatasaray'a kazandırdık. Onu Galatasaray'a kazandırdığımız için mutluyuz'' diye konuştu. ''Transferde büyük payı olan başkan yardımcımız Haldun Üstünel'e de katkılarından dolayı yönetim kurulu adına teşekkür ederiz'' diyen Yalçındağ, ''Sezon sonu için Manchester City ile oyuncunun bonservisi konusunda herhangi bir anlaşma sağlandı mı'' sorusu üzerine, ''Hayır, sağlanmadı'' dedi. Murat Yalçındağ, başka transfer olup olmayacağı ile ilgili bir soru üzerine ise teknik heyetin raporuna göre hareket edeceklerini söyledi. FORMASINI ESKİ FUTBOLCU ÖNER VERDİ İmza töreninde Jo'ya 32 numaralı Galatasaray formasını, eski futbolculardan Öner Kılıç verdi. Kılıç, formayı verirken Jo'ya ''Bizler için kutsal olan bu formayı veriyorum. Biz de yıllar önce bu formayı giydik. Formayı sana emanet ediyorum'' dedi. Jo'ya GSBonus kartını veren Murat Yalçındağ, oyuncunun saçlarından dolayı ''Doğal bonus olan Jo'ya bonus kartını veriyorum'' diyerek espri yaptı. Jo, imza törenin sonunda yeni takımında giyeceği 32 numaralı forması ve Galatasaray bayrağıyla medya mensuplarına poz verdi. Bu arada, gazeteciler imza törenine büyük ilgi gösterdi. Brezilya Milli Takımı formasını 10 kez giyen ve 3 golü bulunan 23 yaşında ve 1.89 metre boyundaki Jo, Galatasaray'ın UEFA Avrupa Ligi maçlarında forma giyemeyecek.
Galatasaray Joao Alves De Assis Silva ile resmi sözleşme imzaladı. Formasını eski futbolculardan Öner Kılıç verdi.
Kars Belediyesi hizmet binasına taşlı saldırı yapıldı. Edinilen bilgiye göre, Davut Aksu Caddesi'ndeki Kars Belediyesi hizmet binasının girişindeki camlara gece saatlerinde, kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce taş atıldı. Kapının iki camının kırıldığı saldırı üzerine gece bekçisi, polis ekiplerine haber verdi. Olay yerinde güvenlik önlemi alan İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, çevrede ve binada inceleme yaptı. Belediye girişindeki güvenlik kamerası kayıtlarının incelemeye alındığı öğrenildi.
Kars Belediyesi hizmet binasının girişindeki camlara gece saatlerinde, kimliği belirsiz kişilerce taş atıldı.
GAZETECİLER.COM- Uğur Dündar, Yılmaz Özdil ve Nedim Şener Arena'da buluştu. Balyoz nasıl eğlence konusu oldu? İşte fıkra gibi bir darbe tartışması. Uğur Dündar Pazartesi yayınlanacak Arena programında Nedim Şener ile birlikte Yılmaz Özdil'i ağırladı. Star ana haberde özeti sunulan programda Özdil, Şener ve Dündar Taraf'ın Balyoz Darbe Planı haberini de değerlendirdi. Adnan Berk Okan'ın haberle ilgili yorumunu okumak için tıklayınız Yalnız Arena üçlüsünün olayı bir mizah unsuru olarak ele alması da hayli dikkat çekiciydi. Bir darbe planı iddiasını tartışmaktan ziyade hayli eğlenceli bir konuda geyik yaptılar adeta. YILMAZ ÖZDİL: BU LİSTE YAYINLANDIĞINDA BEN İŞSİZDİM O YÜZDEN KENDİMİ FAYDALANDIRAMADIM! Uğu Dündar: Bu haftaki konuğumuz Hürriyet'in çok sevilen yazarı sevgili kardeşim Yılmaz Özdil'di. Yılmaz Özdil: Yorum adı altında haysiyet cellatlığı yapılıyor. İnsanlardan görüş, bilgi alınmadan listeleniyor. Bir yaptırım da uygulanmıyor. O liste var mıdır, yok mudur belli değil. Ama liste yazıldığında ben işsizdim. Yani aslında kendimizi faydalandırmak isterdim ama işsizdim. Nedim Şener: Neden beni buraya koymamışlar diye üzüldüm ve şaşırdım. Bir arkadaşım dedi 'yedek listeler çıkacakmış abi' dedi. Ben şimdi bekliyorum. Yılmaz Özdil: Sen artık bir dahaki darbeye... NEDİM ŞENER: KEŞKE BEN DE İŞBİRLİKÇİ GAZETECİLER LİSTESİNDE OLSAYDIM! Nedim Şener: Çok önemli isimler var listede. Mesleğin ağır babaları. Bir tanesi de 'beni listeden çıkartın' demiş. Boşluk olacaksa ben Yılmaz Özdil ve Uğur Dündar'ın olduğu listeye girmek isterim şaka ya da ciddi. Yılmaz Özdil: Ben yerimi sana bir tur vereyim, ihtiyaç duyduğunda kullanırsın. Yılmaz Özdil: Bu belgeleri böyle yayınlamak gazetecilik midir? Bu konuda şüphelerim var. Hep derim gazetecilik Türkiye'de bir iştir, meslek değildir. Canı çeken herkesin yapabileceği bir şey yani. Şimdi burada ilk yapılacak iş Çetin Doğan'a bunları sormaktır. Adı geçen gazetecilere ne düşündüğünü sormaktır. Uğur Dündar: 28 Şubat'ta Genelkurmay'dan gelen bir açıklamayı yayınladığımız için 'andıççı' dendi. Sadece bir kere oldu böyle bir şey. YILMAZ ÖZDİL: MEDYADAKİ EN ZAYIF HALKA SİLAHLI KUVVETLERDİR Yılmaz Özdil: Medyadaki en zayıf halka TSK'dır. Zayıflığın nedeni ise; Asker istirdiye gibi yaşar, arkadaşı yoktur. Ayrıca askerin gazeteciye verecek parası yoktur. Bugün bir or general tanıyacağınıza iktidar partisinin bir belediye başkanını tanıyın daha iyidir. Avantanız daha iyi olur. İhaleler falan kaparsınız. Uğur Dündar: Doğan Güreş zamanında görevdeyken Ertuğrul Özkök'ü arıyor ve diyor ki: Uğur Dündar o haberleri yapmaya devam ederse Divan-ı Harp'de yargılanır. Ben de kendisine oğlunu adkere göndermesin söyledim. Oğlu askerlik yapmamış ve ordu evindeki harcamaları basına yansımıştı. TSK'yı bir düşman olarak görenlere şu gözle bakıyorum. Bunlar şalabaktır ya kuyruk acıları vardı ya da kardeşim haindir bunlar. Başka bir ihtimal yoktur. Yılmaz Özdil: İlker Başbuğ'u çok başarılı buluyorum. Ne kadar saldırı, iftira, hakaret, provakasyon yapılmasına rağmen hukuk dışı, demokrasi dışı hiç bir açıklma yapmadı. Bu arkadaşları çıldırtan da bu zaten. Bir mağduriyet psikolojisi oluşturmak istiyorlar ama Başbuğ bu tarz bir açıklama yapmıyor. Artık günde iki tane darbe planı yayınlayacaklar. Gerçekten darbe olsa kimse inanmayacak. ERMAN TOROĞLU GELMEZSE ABONELİĞİMİ İPTAL ETTİRİRİM! Yılmaz Özdil: Erman Toroğlu gelmezse ben aboneliğimi iptal ettiririm. Maçı zaten izleriz kim yayınlarsa yayınlasın. Erman Toroğlu ve Şansal Büyüka'nın namusuna güveniyorum. Bırakın izleyelim kardeşim. Uğur Dündar: Lig TV'yi marka yapan bu iki isimdir. Ben bunları kovmak yerine ikisine de prim veririm. Hem de yüklü bir prim veririm.
Bir zamanların efsane programı Arena bu kez "darbeyi" tartıştı(!) Ciddi konuları öyle konuştular ki izleyenler de şaşırdı!
LCD, plazma ve LED TV'lerin yüksek kaliteli görüntü özelliğinden yararlanılmasını sağlayan HD TV yayınları Türkiye'de boy gösteriyor. HD yayınlara talep ise büyük ekran LCD, plazma ve LED TV'lerin yaygınlaşmasıyla giderek artıyor. Bunun en önemli nedeni, büyük ekran TV'lerde, standart yayınların düşük görüntü kalitesinin bariz şekilde fark edilir hale gelmesi. Şu anda uydu üzerinden yayın yapan D-Smart şirketi, aralarında bazı ulusal kanallar, futbol ve spor kanalları, belgesel kanalları ve sinema kanallarının bulunduğu 8 adet HD kanala sahip. Yine uydudan yayın yapan Digiturk'te de aralarında futbol severlerin izlediği Lig TV, spor, belgesel, sinema ve dizi kanallarının bulunduğu 5 adet kanal, HD olarak yayın yapıyor. Kablo üzerinden hizmet sunan Teledünya firması ise 2 adet sinema kanalı ve 1 adet genel kanal olmak üzere 3 adet HD kanala sahip. HD YAYINI İZLEMEK İÇİN HD yayınları izlemek için, öncelikle TV'nin HD özelliğine sahip olması gerekli. Günümüzdeki hemen hemen tüm LCD, plazma ve LED TV'ler HD özelliğine sahip. Bunu, TV üzerindeki ''HD Ready'' logosundan anlamak mümkün. HD yayınlarda, sinemadaki gibi 5.1 kanal ses yayını bulunuyor. Her ne kadar TV'lerin üzerindeki 2 hoparlörden sesi sorunsuzca dinlemek mümkün olsa da, 5.1 kanal ses özelliğinden faydalanabilmek için, 6 hoparlörlü bir ses sistemine sahip olmak gerekiyor. Son olarak, HD yayınlar sadece uydu ve kablo üzerinde bulunduğu için, HD özellikli bir uydu alıcı veya şifre çözücü cihaza ihtiyaç var. Standart uydu alıcıları ve şifre çözücüleri HD kanalları gösteremiyor. Uydu alıcıları ve şifre çözücü cihazları ise HD kanalları yayınlayan şirketler belli ücretler ve abonelik sistemleri karşılığı sunuyor.
LCD, plazma ve LED TV'lerin özelliğinden tam anlamıyla yararlanılmasını sağlayan HD TV yayınları yaygınlaşıyor
Toronto Raptors, evinde Milwaukee Bucks'ı 101-96 mağlup etti. Toronto'daki Air Canada Centre'da oynanan ve 17 bin 819 basketbolseverin izlediği maçta Hidayet Türkoğlu, 6 sayı, 7 ribaunt ve 5 asistle takımına katkı sağladı. Raptors'un maçtaki en skorer ismi, 27 sayı, 3 ribaunt üreten Jarrett Jack olurken, Chris Bosh 17 sayı, 7 ribaunt, maça yedek başlayan İtalyan Marco Belinelli ise 16 sayı 5 ribauntla oynadı. Bucks'da 22 dakika oynama şansı bulan milli basketbolcu Ersan İlyasova, maçı 5 sayı 3 ribauntla tamamladı. Bucks'da 27 sayı, 2 ribaunt ve 4 asistle takımının en skoreri olan Luke Ridnour'un performansı takımına yetmedi. Milwaukee temsilcisinde Andrew Bogut da 22 sayı 6 ribaunt 3 asistle takımına büyük katkı yaptı. Toronto Raptors, karşılaşmanın 28-25 önde kapadı, devre 57-48 Milwaukee üstünlüğüyle sona erdi. Maçın 3. periyodunu da 73-68 önde kapayan Milwaukee Bucks son çeyrekte farkın kapanmasına ve Raptors'un öne geçmesine engel olamadı ve maç 101-96 Toronto üstünlüğüyle sona erdi. Doğu konferansı Atlantik grubu takımı Toronto Raptors'un 22 galibiyeti, 22 mağlubiyeti, Doğu Konferansı Merkez grubunda mücadele eden Milwaukee Bucks'ın ise 17 galibiyeti, 24 yenilgisi bulunuyor. Ligde alınan diğer sonuçlar şöyle: Orlando Magic-Sacramento Kings: 100-84 Philadelphia 76ers-Dallas Mavericks: 92-81 Washington Wizards-Miami Heat: 88-112 Atlanta Hawks-Charlotte Hornets: : 103-89 Boston Celtics-Portland Trail Blazers: 98-95 (uzatmada) Indiana Pacers-Detroit Pistons: 105-93 Memphis Grizzlies-Oklahoma City: 86-84 Minnesota Timberwolves-New Orleans Hornets:94-96 New York Knicks-Los Angeles Lakers: 105-115 San Antonio Spurs-Houston Rockets: 109-116 Golden State Warriors-New Jersey Nets: 111-79 Phoenix Suns-Chicago Bulls: 104-115 Lige, TSİ yarın sabaha karşı yapılacak 10 maçla devam edilecek.
Hidayet'in forma giydiği Toronto Raptors, evinde Ersan İlyasova'nın takımı Milwaukee Bucks ile karşılaştı
İsveç Milli Takımı forması giyerken ve FC Kopenhag'ın da kaptanlığını yaparken Galatasaray'a transfer olan Linderoth, istikrarlı futbolunu sarı-kırmızılı formaya bir türlü taşıyamadı. Büyük ümitlerle Galatasaray'a getirilen İsveçli oyuncu, ilk sezonuna iyi bir başlangıç yapmasına karşın, ardı ardına yaşadığı sakatlık ve sağlık problemleri nedeniyle daha sonra hayal kırıklığı yarattı. 2,5 SEZONDA 25 MAÇ Tobias Linderoth, Galatasaray forması giydiği 2,5 sezonda, lig, Türkiye Kupası ve Avrupa kupalarında toplam 25 resmi maç oynadı. Galatasaray'a transfer olduğu 2007-2008 sezonunda 7 lig ve 5 Avrupa Kupası maçı oynayan İsveçli oyuncu, 1025 dakika sahada kalırken, 2008-2009 sezonunda forma giydiği 2 lig ve 1 Avrupa Kupası maçında ise toplam 199 dakika süre alabildi. Bu sezon ise 4 lig, 3 Türkiye Kupası ve 3 Avrupa Kupası maçına çıkan İsveçli oyuncu, yalnızca 321 dakika forma giydi. Galatasaray formasıyla toplam 25 resmi maça çıkan ve toplam 1545 dakika süre alan Linderoth, tek golünü ise ilk sezonunda UEFA Kupası'nda Sion'a atmıştı.
Sözleşmesi feshedilen Linderoth 2,5 sezondaki performansıyla beklentilerin çok uzağında bir görüntü çizdi.
Turkcell'in, Turkcell Global Bilgi işbirliğiyle hayata geçirdiği ve Türkiye;de bir ilk olan Turkcell 3G Videocom uygulamasıyla Garanti Bankası müşterileri, bankanın fayda ve fırsat duyurularını ceplerinden anında görüntülü öğrenecek. Turkcell'den yapılan yazılı açıklamada, Turkcell 3G Videocom uygulamasının, çağrı merkezi hizmetlerinde yepyeni bir dönem başlattığı vurgulanarak, önceden hazırlanan video mesajın, müşterilerin 3G görüntülü konuşmayı destekleyen cep telefonlarına otomatik olarak aktarılmasını sağlayan Turkcell 3G Videocom'un, firmalara ileri teknoloji destekli sıra dışı bir iletişim sunduğuna dikkati çekildi. Turkcell 3G Videocom ile daha zengin mesajlar mümkün olduğuna işaret edilen açıklamada, Turkcell 3G Videocom'un ilk kullanıcısı olan Garanti Bankası'nın, artık Turkcell 3G abonesi olan müşterilerine çeşitli haber, fayda ve fırsat duyurularını video ile göndereceği bildirildi. Görüntülü mesajı izleyen müşterilerin, ''Çağrı Merkezini Ara'', ''İnternet Sayfasına Git'' gibi farklı uygulamaları kolaylıkla seçebilecekleri, Garanti Bankası'nın, bu interaktif yanıtlarla aynı zamanda müşterisinden aldığı geri dönüşleri de raporlayabileceği ifade edildi. Turkcell'in izinli veritabanını kullanan Garanti Bankası'nın, dilerse kendi izinli müşterilerine de aynı duyuruları gönderebileceği kaydedildi. Turkcell Kurumsal Müşteriler Yönetiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emre Sayın, Turkcell 3G Videocom kullanıcısı firma ve müşterilerin karşılıklı fayda sağlayacağını belirtti. Sayın, kurumların, Turkcell 3G Videocom ile müşterilerine en ileri teknolojiyi kullandıklarını göstereceğini, müşterilerin ise kullanıcısı oldukları kurumdan haberleri, fayda ve fırsatları ilgi çekici ve kolay hatırlanabilir bir uygulama ile öğreneceğini vurguladı. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Fuat Erbil ise müşterilerinin ihtiyaç ve beklentilerini en iyi şekilde karşılayabilmek amacıyla teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, bu alanda önemli yatırımlar yaptıklarını, 3G'nin hayatımıza girmesiyle birlikte sunmaya başladıkları görüntülü çağrı merkezi ve video servisleri gibi hizmetlere, bugün Turkcell ile birlikte bir yenisini eklediklerini bildirdi. SİSTEMİN ÇALIŞMASI Turkcell Grup bünyesindeki mühendislerin geliştirdiği teknolojiyi anlatan Turkcell Ürün ve Servis Yönetiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcı Cenk Bayrakdar, kurumlara sıra dışı bir iletişim mecrası sunduklarını vurguladı ve sistemin işleyişine ilişkin şu bilgileri verdi: ''Bir sunucu tarafından, cihazı 3G görüntülü konuşmayı destekleyen bir Turkcell hattı otomatik olarak IVR üstünden görüntülü konuşma protokolü ile aranır. Turkcell hat kullanıcısı, telefonuna gelen görüntülü çağrıyı cevapladığı anda sunucu otomatik olarak önceden hazırlanmış videoyu oynatmaya başlar. Video, görüntülü konuşma olarak hat kullanıcısına ulaştırılıp tümü oynatıldıktan sonra görüşme otomatik olarak sona erdirilir. Video gösterimi sonunda telefonun tuşlarıyla kullanıcıya, 'Çağrı Merkezini Ara', 'Internet Sayfasına Git' gibi farklı seçenekler sunulur.''
Turkcell 3G Videocom uygulamasıyla Garanti Bankası müşterileri, duyuruları görüntülü olarak ögrenecek.
NTV SPİKERİ: BAĞDAT’A CİHAN HABER AJANSI MUHABİRİNE BAĞLANIYORUZ. ALO! -İHA MUHABİRİ: İHA KARDEŞİM İHA (TELEFON KAPANIR) -(5 DAKİKA SONRA) NTV MUHABİRİ: ŞİMDİ BAĞDAT’A CİHAN HABER AJANSI MUHABİRİNE BAĞLANIYORUZ. BAĞDAT’TA OLANLARI ANLATIR MISINIZ? -CHA MUHABİRİ: BEN BAĞDAT’IN 25 KM. UZAĞINDAYIM. BURASI BİR SANAYİ MERKEZİ SAYILABİLİR. BAĞDAT’A GİDİP GELMEK ÇOK ZOR OLUYOR. NELER OLUYOR TAM BİLMİYORUM!
Ntv spikeri: bağdat’a cihan haber ajansı muhabirine bağlanıyoruz. alo!-iha muhabiri: iha kardeşim iha (telefon kapanır)-(5 dakika sonra) ntv muhabiri: şimdi bağdat’a cihan haber ajansı muhabirine bağlanıyoruz. bağdat’ta olanları anlatır mısınız?-cha muhabiri: ben bağdat’ın 25 km. uzağındayım....
Meclis uzmanlarının araştırması, “Seferberlik Tetkik Kurulu, Özel Harp Dairesi ve Özel Kuvvetler Komutanlığı” başlığıyla milletvekillerine kaynak olarak sunuldu. Hürriyet gazetesinde yer alan haberde raporun girişinde, “NATO’ya üyeliği kabul edilen Türkiye’de de 1952 yılında Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) adıyla gizli bir teşkilat kurulmuştur. 1961 Anayasası ile beraber ülkede meydana gelen değişiklikler karşısında yeniden düzenlenerek Özel Harp Dairesi’ne (ÖHD) dönüştürülmüştür” denildi. Rapordan bazı bölümler şöyle: * 1990’lara gelirken komünizm tehditleri yerini ABD için radikal İslam’a, Türkiye içinse radikal İslam’la beraber bölücü teröre bırakmıştır. Buna paralel olarak dairenin adı Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) olarak değiştirilmiştir. STK dönemi (1952?1965). ÖHD dönemi (1965?1991). ÖKK (1991-..) * Kontrgerilla örgütleri ABD’nin desteğiyle sosyal, ekonomik, politik, kültürel yapıya ve halkın bilinç düzeyine göre asıl amacı dışında çeşitli işlevleri yürütmektedir. Sosyal uyanışı ve bilinçlenmeyi geciktirici önlemler almaktadır. Yerli işbirlikçi ağını yaygınlaştırmakta, gerektiğinde terör ve siyasi cinayetlerle askeri darbelere ortam hazırlamaktadır. * ÖHD’nin karıştığı iddia edilen olaylar: 6-7 Eylül. 23 Eylül 1969’da Taylan Özgür’ün öldürülmesi. 13 Nisan 1970’de tabip yedek subay Necdet Güçlü’nün öldürülmesi. 27 Kasım 1970’de Kültür Sarayı’nın yakılması. Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürüldüğü Kızıldere operasyonu. 1 Mayıs 1977 Taksim olayları. 29 Mayıs 1977 İzmir-Çiğli’de Bülent Ecevit’e suikast girişimi. 1977 yılında darbe girişimi. 24 Mart 1977’de Ssavcı Doğan Öz’ün öldürülmesi. 16 Mart 1978 katliamı. Mehmet Ali Ağca’nın askeri cezaevinden kaçırılması.
Kozmik oda aramasıyla başlayan tartışma üzerine TBMM Araştırma Merkezi de bir “kontrgerilla” raporu hazırladı.
Şirketin sözcüsü Brian Lyons, araçların gaz pedalı mekanizmasının aşındığını, bazı durumlarda takıldığı için geri çağrılma kararı aldıklarını söyledi. Lyons, şirketin bu sorunla ilgili henüz çözüm bulmasa da geliştirmeye çalıştığını belirtti. Geri çağrılan araçların 2009-2010 yılı RAV4, 2009-2010 yılı Corolla, 2009-2010 yılı Matrix, 2005-2010 yılı Avalon, 2007-2010 yılı Camry, 2010 yılı Highlander, 2007-2010 yılı Tundra ve 2008-2010 yılı Sequoia olduğu belirtildi. Toyota'nın söz konusu modellerinin diğer ülkelerde çağrılıp çağrılmayacağına ilişkin bilgi verilmedi. ABD Ulusal Otoyolu Trafik Güvenlik İdaresi, "sorunun ciddi bir güvenlik konusu olduğunu ve Toyota'nın derhal hareket geçmesinin memnuniyet verici olduğunu" açıkladı. Dünyanın en büyük ya da uygun olmayan zemin döşemesi nedeniyle gaz pedalının sıkışma potansiyeli bulunduğunu ve gaz pedalının sıkışmasının aracın hızının artmasına ve aracın durmasının zorlaşmasına, böylece kaza, ağır yaralanma ya da ölüme yol açacağı gerekçesiyle ABD'de 4.2 milyon aracı geri çağırmıştı. Şirket geçen yıl Ağustos ayında da Çin'de, elektrikli pencere anahtarlarındaki arıza nedeniyle 690 bin aracı geri çağırmıştı. Güvenlikle ilgili sorunların, yüksek kaliteli araçlarla güvenilir bir üretici olarak görülen Toyota'nın bu ününe zarar verdiği belirtiliyor.
Toyota, ABD'de gaz pedalında sorun bulunan 2.3 milyon aracı geri çağırıyor. İşte o sorunlu modeller.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bu yılki Dünya Ekonomik Forumu'na (Davos Zirvesi) katılma kararı aldı. Böylece Yılmaz, ekonomi yönetiminden zirveye katılan tek isim olacak. Yılmaz'ın, 26 Ocak tarihinde enflasyon raporunu açıklamasının ardından, Davos'a hareket etmesi bekleniyor. Davos'ta, panellere katılacak olan Yılmaz, ikili görüşmelerde de bulunacak. Davos Zirvesi'ne, bankacıların yanı sıra, işadamlarının da katılacağı belirtiliyor. Hükümetten Davos'a katılım yok! Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçen yılki "one minute" krizinin ardından "Bir daha da Davos'a gelmem" demişti. Geçtiğimiz günlerde Erdoğan'a, "Davos'a gidecek misiniz?" sorusu bir kez daha soruldu. Erdoğan, "Bizim ağzımızdan söz bir kere çıkar. Ağzımızdan söz çıktı. Biz dedik ki, tabii bunu ben şahsım için söyledim. 'Ben bir daha gelmeyeceğim' dedim. Bitmiştir o iş. Ben bir daha oraya demek ki gitmem" yanıtını verdi. Erdoğan'ın ardından yardımcısı Devlet Bakanı Ali Babacan da Davos'a gitmeyeceğini açıkladı. Önce Davos'a gideceğini söyleyen Şimşek ise, daha sonra Davos'a gitmek yerine Başbakan'a Ortadoğu ziyaretlerinde eşlik edeceğini duyurdu. "Dünyanın durumu" ele alınacak Dünya Ekonomi Forumu'nun (Davos Zirvesi) 40. yıllık toplantısının gündem konusu, küresel ekonomik krizin verdiği zararın ve bu zararın telafi yollarının aranacağı "Dünyanın Durumunu İyileştirme: Yeniden Düşünme, Yeniden Tasarlama, Yeniden İnşa Etme" olarak belirlendi. Küresel sorunların çözümünde işbirliğinin öneminin vurgulanacağı Davos'ta, iş dünyası, hükümet, medya, bilim, din, sanat ve sivil toplum kuruluşlarının, "gerçek toplumu" oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Davos çerçevesinde, dünyada konusunda uzman binden fazla uzmanın 70 komisyonda görev aldığı belirtilirken, bu uzmanlar toplantılarda "dünyanın durumu"nu ele alacak. Davos Zirvesi'nde, küresel ekonomik krize neden olan temel sistemik sorunlar tespit edilerek, daha sağlıklı, güvenilir ve sürdürülebilir bir yeni dünya düzeninin, yeniden tasarlanarak, yeniden inşa etme yolları tartışılacak. 27-31 Ocak tarihleri arasında yapılacak olan zirvede ele alınacak konu başlıkları arasında, "ekonomik ve sosyal refah, küresel riskleri azaltma ve sistemik sorunlara yönelme, sürdürülebilirliğin sağlanması, değerler çerçevesi oluşturmak, etkin kurumları inşa etmek" gibi başlıklar bulunuyor.
Davos'a sadece Başbaan Erdoğan gitmeyecek. Ekonomi kurmayları da ona uydu. Peki Dovos yolcusu kim?
Aşk-ı Memnu dizisinde Adnan karakterini oynayan Selçuk Yöntem, canlandırdığı karakter ile ilgili başına gelen ilginç bir anısını paylaştı. Yurtdışında katıldığı bir festivalde izleyicilerin kendisini şaşırtan davranışını Selçuk Yöntem şöyle anlattı: "Geçen ay Frankfurt Film Festivali'ne gittim. Birçok insanla fotoğraf çektirdim, sohbet ettim. El sıkıştığım birkaç insan küçük kağıt parçaları sıkıştırdılar elime. Kağıtları açtım; 'Karınız sizi aldatıyor' yazıyordu. Üstelik bu notlardan 3-4 tane aldım” dedi.
Ekranların en çok izlenen dizilerinden Aşk-ı Memnu oyuncularının başına garip olaylar geliyor
Türk Telekom hattı olan herkese 3 bin dakika bedava görüşme hediye ediyor. İşte o indirimli günler.. Türk Telekom, okulların yarıyıl tatiline girdiği ilk hafta boyunca tüm müşterilerine her akşam saat 19.00'dan sabah 07.00'ye kadar şehirlerarası ve şehir içi bedava görüşme imkanı sundu. Türk Telekom okulların yarıyıl tatiline girmesi nedeniyle bir hafta sürecek bir kampanya hazırladı. Bir hafta boyunca akşam saat 19.00'dan sabah 07.00'ye kadar şehirlerarası ve şehir içi bedava görüşebilecek. Türk Telekom hattına sahip olan herkes herhangi bir başvuru ya da taahhüt olmadan bu kampanyadan faydalanabileceği kaydedildi. Türk Telekom'dan yapılan açıklamada, şöyle denildi: ''Türk Telekom, tatil sevincini tüm sevdikleri ile paylaşmak isteyen müşterilere, 22-28 Ocak 2010 tarihleri arasında her akşam saat 19.00'dan sabah 07.00'ye kadar şehir içi ve şehirler arası bedava görüşme hediye ediyor. Kampanyada adil kullanım süresi 3 bin dakika olarak belirlendi. Tüm bireysel müşterilerin faydalanabilecekleri ve bir hafta boyunca devam edecek kampanya için herhangi bir başvuru ya da taahhüt gerekmiyor.”
Türk Telekom hattı olan herkese 3 bin dakika bedava görüşme hediye ediyor. İşte o indirimli günler..
İNTERNETHABER- Denizli maçında sarı kart gören Lugano, Emre, Christian ve Dos Santos cezalı duruma düşerek Sivas karşılaşmasında forma giyemeyecek. Rıdvan Dilmen sarı kart gören futbolculara tepki gösterdi. Yabancı oyuncuların Sivas deplasmanında oynanamak için bilerek kart gördüklerini iddia etti. Yüzde 100 futbol programında konuşan yorumcu Dilmen şunları söyledi: HESAP OLMAYACAK Pozisyonları gördüm Lugano, Santos, Cristian direk bana kart göster demişler. Arkası dönük, bir tanesi çift atladı. Ben buna üzülüyorum. Oyuncuya son derece saygı duyan bir insanım. Hesap olmayacak. Oynadığınız kulüplerin kıymetini bileceksiniz. O HESAP VAR YA Nerede Lincoln nerede yaşıyor kim aldı? Yok piyasada. Sivas'ta oynamıyorsunuz. Kartı istemişsiniz geliyorsun vole vuruyorsun adama. O hesap var ya.. Cebinde üç sarı kart olduğunu bilmiyorn musun? Sivas mivas uğraşmıyım diyorsun. ASLAN GİBİ GİDECEKLER Bunlar problem büyük takımlar için.. Kaçırdığı golleri değil duygularını çözmesi lazım. Kart gördüler ama biz onları götüreceğiz diyecekler. Zaten öyle olmalı. Götürmeseler Aykut Kocaman hata yapar. Aslan gibi gidecekler. Yok öyle. Arkası dönük vur evde kal televizyonu aç seyret. PEKİ RIDVAN FENERBAHÇE'Yİ NASIL BULDU? YATINI SONRAKİ SAYFADA [PAGE] İlk yarıdaki oyun Rıdvan'ın kafasında soru işareti meydana getirdi. Ancak ikinci yarıdaki baskılı ve arzulu oyuncan ise memnun kaldı. İşte Dilmen'in Milliyet'teki yazısı: Aslında bu hafta gazetemden izin isteyecektim. Çünkü dün başlayan kötü hava şartlarının hafta sonu da devam edeceği, hatta daha da artacağı açıklandı. Bu olumsuz ortamda teknik analiz gerçekten zor. Çünkü böyle zeminlerde top oynamak kolay değildir. Bu nedenle dün gece 90 dakikadan çıkacak her sonuç benim için sürpriz olmayacaktı. Fenerbahçe gidip gelen maçı oyunun son bölümündeki müthiş arzusu ve baskısıyla kazanmayı bildi. Özellikle son yarım saatte saha şartlarına uygun bir oyun taktiği geliştirdiler. Daum da biraz geç de olsa doğru değişiklikler yaptı. Emre, Santos ve Cristian ile yay civarına atılan uzun ve isabetli paslarla pozisyon ürettiler. 1-1’e yakalanmalarına rağmen (tıpkı Antalya’daki gibi savunma arkasına atılan topla golü yediler), Fenerbahçe takımı ön tarafta oynayan futbolcularının hareketli oyunlarıyla fırsatlar yakaladı ve bunları değerlendirerek müthiş bir üç puan aldı. İlk yarı soru işareti Fenerbahçe’nin son bölümlerdeki istek ve arzusu olumlu yönleri olsa da, ilk yarıda savunma ile hücum hattı arasındaki uçurum ciddi soru işaretleri yarattı. Düşünün Denizlispor takımı ilk yarıyı yorulmadan bitirdi. Savunma fazla öne çıkıp, baskı yapmayınca ne pozisyon yaratabildiler, ne de rakibi hataya zorladılar. Çok rölanti futbol oynuyorlar. Maç 0-0 giderken bakıyorsunuz tüm oyuncularda bir rahatlık var. Aslında Fenerbahçe hızlı oynadığında bu ligin en tehlikeli takımı. Ancak bu özelliğini oyunun belirli bölümlerinde sergiliyorlar. Bunun süresini daha çok artırmalılar. Fenerbahçe gibi takımların daha atletik bir stoperi olması gerek. Ama Lugano ve Bilica tek hamlelik oyuncular. Bu yüzden geniş alanda yakalandıklarında ciddi problem yaşıyorlar. Hele rakibin orta sahasında iyi top atabilen bir oyuncu varsa pozisyon vermemeleri imkansız gibi. Denizlispor zor bir fikstürle ikinci yarıya girdi. İşleri hakikaten zor. Dün gece de kötü saha şartlarında ellerinden geleni yaptılar. Ancak Fenerbahçe’ye direnemediler.
Kart cezalısı durumuna düşen Fenerbahçe'ni yabancı futbolcularına Rıdvan Dilmen tepki gösterdi.
Lider Fenerbahçe, Süper Lig'de ikinci yarının ilk maçında Denizlispor'u 3-1'lik skorla geçip haftayı 3 puanla kapattı ama, haftaya deplasmanda oynayacağı Sivasspor karşılaşması öncesi de fena halde sarardı. Sarı-Lacivertli ekipte sarı kart sınırında bulunan Lugano, Emre, Christian ve Dos Santos bu akşam Denizlispor maçında da kart görünce cezalı duruma düştü. Bu oyuncular haftaya pazar günü oynanacak Sivas karşılaşmasında forma giyemeyecek. Bilindiği gibi Fenerbahçe'de Alex ile Gökhan Gönül sarı kart cezalısı oldukları için bu akşam Denizli'ye karşı oynayamamıştı.
Süper Lig'de Denizli'yi kendi evinde yenmeyi başaran Fenebahçe'de büyük şok yaşanıyor.
Fenerbahçe'nin Denizlispor maçında 2. golünü atan futbolcu Özer Hurmacı, 11 kişilik kadroda olmayı beklerken, maça yedek başladığını söyledi. Özer, maçın ardından yaptığı açıklamada, yağış nedeniyle hava ve saha şartlarında oluşan kötü durumu mücadele, hırs, motivasyon ve seyircinin desteğiyle geçmek istediklerini, bunu da başardıklarını kaydetti. Özer, ''1-0 öne geçtikten sonra 1-1 oldu. Arkadaşlarımız, ağabeylerim toparlandık ve 2-1'i bulduk. Sonucunda 3-1'i de bulunca 3 golle 3 puanı aldık. Liderliği korumak niyetimiz vardı, bunu başardık. İnşallah haftaya Sivasspor maçından da 3 puanla döneriz'' dedi. Maça yedek başlamasının kendisi için sürpriz olup olmadığı sorulan Fenerbahçeli futbolcu, 'Yedek başlamak sürpriz olmadı, ama ben de ilk 11'de başlamayı bekliyordum. Hocam böyle bir karar almış. Sonradan da girsem, formama layık olarak mücadele edeceğim'' karşılığını verdi. Özer, attığı golden sonra yaşadığı büyük sevinçle ilgili de ''Oynamadığım zamanlarda bana büyük destek verdiler. Gol sevincimi taraftarlarla paylaşmak istedim'' diye konuştu.
Fenerbahçe'nin Denizlispor maçında 2. golünü atan futbolcu Özer Hurmacı, Daum'un ilk onbirini görünce şaşırmış.
İsrail kurtarma ekibince başkent Port-au-Prince'te evlerinin enkazı altında kalan 21 yaşındaki Emmannuel Buso, susadığında idrarını içmek zorunda kaldığını söyledi. Üç katlı evlerinin enkazında eşyanın, mobilyanın oluşturduğu hayat üçgeninde saklı kalan Emmannuel, "Kendimden geçtiğim an annemi gördüm, sonra uyandım yine onu gördüm" dedi. İsrail sahra hastanesinde gözetim altında tutulan Emmannuel, "Çoktan ölmüşüm sandım. Tanrı böyle istemiş" diye anlattı. Annesi ise Emmannuel'i toprağa toza bulanmış halde ilk gördügünde oğlunun öldüğünü zannetti.
Haiti'yi büyük ölçüde tahrip eden depremden 10 gün sonra 21 yaşındaki bir genç enkaz altından sağ kurtarıldı.
İkinci Ergenekon Davası'nda mahkeme heyeti eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan ve Muhammet Sarıkaya hakkında tahliye kararı verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık ve müdafilerinin talepleri alındı. Tutuklu sanık Mustafa Özbek, Cumhuriyet gazetesinin ve Aydınlık dergisinin davada yargılandığını ifade ederek, yasaya aykırı faaliyetleri varsa yayınlarının durdurulmasını istedi. ''Ben bu örgütün finansörlüğü ile yargılanıyorum'' diyen Özbek, şöyle konuştu: ''Sendikanın parasını alacağım, başkasına vereceğim. Ben kafayı mı yedim? Sendika denetlendi, hiçbir şey yok. Her şey uygun. Hangi sendikacı bir örgüte para vermiş. Demokrasi varsa biz varız, demokrasi bizim oksijenimiz. Ben, Allah'a, devlete, adalete ve karıma aşık bir kişiyim. 38 yıllık sendika hayatımda hiçbir yasa dışı işim yoktur. Milliyetçi, muhafazakar bir insanım. Yıllardır bu rotam değişmedi. Bu topraklarda yaşadım, gerekirse bu topraklar için canımı veririm. 12 Eylül'ü eleştirdim ben. İhtilal bizim birçok hakkımızı elimizden aldı. Bir insan kalkacak, terör örgütü üyesi olacak... Olacak şey değil. Elle tutulur bir suç yok. Öyleyse niye ben burada tutuluyorum. Ne yaptım ki bu yaştan sonra 13 ayım burada geçsin. İkametim sabittir, vatan aşığı bir insanım. Tutuksuz yargılanmamı talep ediyorum.'' Tutuklu sanık Ayhan Atabek de, davanın tutuklu sanıklarından Kenan Temur ile aynı koğuşta kaldığını ve birbirlerine sürekli destek olduklarını anlatarak, Temur'un aklını yitirdiğini öne sürdü. Adalete olan inancını hiçbir zaman yitirmediğini, ancak Temur'un bunu yitirdiğini belirten Atabek, tahliyesini talep etti. TAHLİYE TALEBİ Tutuklu sanık Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatı Köksal Bayraktar da, 13 Nisan 2009 tarihinden bu yana tutuklu olan müvekkilinin tahliyesine ilişkin sundukları dilekçede, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 2 önemli kararına yer verdiklerini söyledi. Yargıtay'ın bu kararlarında 3 yeni kıstas sunduğunu ifade eden Bayraktar, bunların ''örgütten söz edebilmek için ortaya koyulan delillerin inandırıcı, kesin ve kuşkuya yer bırakmayacak nitelikte olması gerektiği'' şeklinde belirtildiğini kaydetti. Bayraktar, müvekkilinin ise iddia edilen delillerle ve bulgularla ilgisi olmadığını belirterek, Haberal'ın hayati risk altında olduğunu söyledi. Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar da, müvekkili hakkında tahliye talebinde bulunarak, ''Tahliye talebini reddederseniz, bütün olumsuz raporlara rağmen buraya getireceksiniz, celbini istiyorum. Ölürse burada ölsün, kahramandır çünkü'' dedi. Taleplerin ardından görüşünü açıklayan savcı Mehmet Ali Pekgüzel de, Gürbüz Çapan ile teğmen Cihan Arık'ın tahliyesini istedi. Pekgüzel ayrıca, davada sanık olarak yargılanan askerlerin dosyalarının, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği ''askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin iptaline ilişkin karar'' nedeniyle ayrılmaları yönündeki taleplerin de reddedilmesini talep etti. GELEN EVRAKLAR Duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ara kararlar doğrultusunda yazılan yazılar üzerine dosyaya gelen cevapları okudu. Buna göre, eski kuvvet komutanları emekli Orgeneraller Aytaç Yalman ve İbrahim Fırtına ile emekli Oramiral Özden Örnek'in ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında savcılık tarafından alınan ifadeleri mahkemeye ulaştı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden tutuklu sanık Tuncay Özkan'ın ''teknik takibe alınıp alınmadığı ve kendisiyle ilgili gizli soruşturmacı atanıp atanmadığına'' ilişkin gelen yazıda, teknik takibin olmayıp, gizli bir soruşturmacı kaydına rastlanmadığı belirtildi. Sanıklar Adil Serdar Saçan'ın ev ve iş yeri, İlyas Çınar'ın da evinde yapılan aramaya ilişkin görüntü kaydı ile fotoğraflar da dosyaya eklendi.
Ergenekon'da sürpriz gelişme. İkinci Ergenekon Davası'nın bugünkü duruşmasından tahliye kararı çıktı.
El Kaide terör örgütüne yönelik olarak 16 ilde eşzamanlı gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltların sayısı 250'ye yaklaştı. Gözaltına alınanlar arasında, örgütün Van sorumlusu olduğu iddia edilen Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğretim görevlisi de bulunuyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün geçen hafta sonu başlattığı çalışmada, Adana Emniyet Müdürlüğüne bazı bilgiler verildi. Bu bilgiler ışığında örgüt arşivinin ortaya çıkarılması üzerine yeni bir çalışma başlatıldı. 16 İLDE AŞZAMANLI OPERASYON Ankara, İstanbul, Bursa, Adana, Gaziantep, Malatya, Mersin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Van ve Muş'un da aralarında yer aldığı toplam 16 ilde sabaha karşı eşzamanlı operasyon düzenlendi. Yakalananlar arasında örgütün üst düzey sorumluları da bulunuyor. Operasyonlarda Ankara'da 5 kişi yakalandı. İSTANBUL'DA OPERASYON İstanbul'da gözaltına alınanlanlar arasında 1 yazar, 1 öğretmen ve 2 imam olduğu belirtildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde sorgulanmaya başlanan zanlılardan birinin Afganistan'a gittiği ve orada askeri eğitim gördüğü belirlendi. ÖĞRETİM GÖREVLİSİ GÖZALTINDA Van'daki operasyonda, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yerleşkesi'nde eğitim gören öğrencilere ve internet üzerinden tanıştığı kişilere El Kaide'nin propagandasını yapan, bu yolla kazandırdığı elemanları örgütün Afganistan'daki kamplarına gönderdiği iddia edilen YYÜ öğretim görevlisi M.E.Y. de gözaltına alındı. Aramalarda örgüte ait çok önemli belgeler ele geçirildi ve çok sayıda silah elde edildi. ADANA VE ANKARA'DA 25 TUTUKLAMA Adana ve Ankara'da dün adliyeye sevkedilen 34 kişiden 25'i ise tutuklandı. Tutuklananlar adliyeden cezaevine gönderilirken, sanıklardan bazıları ile yakınları, tekbir getirerek ABD ve İsrail aleyhinde slogan attı. Bu kişilerin, internet üzerinden tanıştıkları kadınları ikna edip, Afganistan'daki kamplara canlı bomba olarak eylemlere katılmaları için gönderdikleri belirlendi
İstihbarat, El Kaide'nin büyük eylemlerin peşinde olduğunu tespit edince polis, 16 ilde şok baskınlar yaptı. İşte bilanco;
BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) yetkilisi hastanelere getirilen çocukların kaybolmaya başladığını açıkladı, kayıp çocuk sayısının 15’e yaklaştığını söyledi 12 Ocak’ta meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremin yerle bir ettiği Haiti şimdi de çocuk ticaretiyle sarsılıyor. Yaralı olarak hastanelere getirilen çocukların kaybolmaya başladığı bildirildi. Cenevre’de basın toplantısı düzenleyen BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) yetkilisi Jean-Luc Legrand, hastanelerden kaybolan 15 kadar çocuğun ebeveynleri tarafından götürülmediği bilgisini aldıklarını belirtti. Legrand, “UNICEF’in Haiti’de yıllardır çalıştığını, çocuk ticareti sorununun daha önce de bu ülkede mevcut olduğunun bilindiğini ve ne yazık ki bu ticaret ağlarının birçoğunun uluslararası evlat edindirme pazarıyla bağlantısı olduğunu” ifade etti. 400 bin kişi taşınacak Haitili yetkililer de, depremde evsiz kalanlardan 400 bininin başka yerlere taşınacağını bildirdi. Devlet Başkanı Rene Preval’in personel şefi Fritz Longchamp, başkent Port-au-Prince’in merkezindeki Mars kampı gibi geçici yerleşimlerde temizlik sorunları ve salgın tehlikesinden endişe ettiklerini belirterek, kampların depremzedeleri barındıracak konumda olmadığını, evsizlerin daha uygun tesislerin bulunduğu bazı yerlere taşınacağını söyledi. Amerikan Habitat for Humanity (İnsanlık için Yaşam Alanı) derneği, Haiti’nin yeniden inşasının yaklaşık 10 yıl alabileceğini bildirdi. Haiti’de depremden önce 2 bin ev inşa eden derneğin başkanı Jonathan Reckford, kurtarma çalışmalarının ve yardımların uzun vadeli olmasını umduğunu ifade etti.
Haiti'de deprem sadece binaları değil insanlığı da yerle bir etti! Deprem bölgesinde çocuklar satışa çıktı.
Balıkesir'in Edremit ilçesi ile Çanakkale'nin Yenice ilçesi arasındaki kara yolunda tipi nedeniyle mahsur kalan 6'sı yolcu otobüsü 16 araca, yaklaşık 2 saatlik çalışmanın ardından ulaşıldı. Alınan bilgiye göre, bastıran tipi nedeniyle Kaz Dağları'ndan geçen Edremit-Yenice kara yolu, ulaşıma kapandı. Yolda mahsur kalan 6'sı yolcu otobüsü 16 araçta bulunanların telefonla durumu haber vermeleri üzerine Karayolları ekipleri Çanakkale tarafından, belediye ekipleri de Edremit tarafından mahsur kalanlara ulaşmak için çalışma başlattı. Edremit Belediyesi ekipleri, yaklaşık 2 saatlik çalışmanın ardından yolda mahsur kalan gruba ulaştı. Belediye ekiplerinin su ve gıda maddesi dağıttığı yolcularda, herhangi bir sağlık problemine rastlanmadığı öğrenildi.
Yoğun kar, 16 aracı esir aldı. Mahsur kalan araçlar, yoğun çabanın ardından kurtarılırken, Türkiye beyazlara büründü.
Antalya'da kendisinden faizle aldığı parayı ödemeyen 45 yaşındaki H.S.'yi 3 adamıyla birlikte kaçırıp makatına şişe soktuğu gerekçesiyle 'nitelikli cinsel saldırı' suçlamasıyla yargılanan Zeki Altun, 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Evli ve 3 çocuk babası H.S. 2005 yılında Zeki Altun'dan faizle para aldı. Altun, vadesinde parayı ödeyemeyen H.S.'yi 3 adamıyla birlikte kaçırıp ormanlık alanda önce dövdü, ardından makatına bira şişesi soktu. KORKMADI ŞİKAYETÇİ OLDU Olayın ardından H.S., kendisini döven ve cinsel tacizde bulunan Altun ve adamlarından şikayetçi oldu. Polisin yaptığı çalışmada Ahmet Say, Mustafa Say ve Ahmet Sarpdağ yakalanıp tutuklanırken, Zeki Altun geçen yıl Ekim ayında yakalanarak tutuklandı. 4 sanık, ‘hürriyeti kısıtlama’ suçundan yargılandıkları 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada 3'er yıl 4'er ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay, yerel mahkemenin sanıklara verdiği 3'er yıl 4'er ay hapis cezasını onadı, ayrıca sanıkların TCK'nın 102'inci maddesi uyarınca ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçlamasıyla da yargılanmaları gerektiğine karar verdi. 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 13 Ocak'ta yapılan ilk duruşmada savcı, tutuklu sanık Altun için 10.5 ila 18 yıl arasında hapis cezası istedi, tutuksuz sanıklar Ahmet Say, Mustafa Say ve Ahmet Sarpdağ'ın bu suça karışmadıkları gerekçesiyle haklarında ceza talebinde bulunmadı. MAHKEMEDE ŞİŞE SOKTUN SOKMADIN TARTIŞMASI... [PAGE] "BEN SANA ŞİŞE SOKTUM MU?" Davanın ikinci duruşması bugün görüldü. Duruşmada, tutuklu sanık Zeki Altun ile tutuksuz sanıklar Ahmet Say, Mustafa Say ve Ahmet Sarpdağ hazır bulundu. Duruşmada gözyaşlarına hakim olamayan Zeki Altun, Mahkeme Başkanı Süleyman Teke’nin “Son sözün nedir” sorusuna, kendisinden şikayetçi olan H.S.’ye dönerek, “Elini vicdanına koy ve söyle ben sana şişe soktum mu? Ne yaptım ben sana? Bu dünyanın öteki yanı da var” dedi. Hakim Teke’nin müdahalesi üzerine ellerini havaya kaldıran Altun, “Ey Allah'ım sen beni koru. Hakim beyim ben kesinlikle cinsel saldırı yapmadım. Bu adamı okşamadım, şişe sokmadım. Bu adam bu güne kadar hiç doğru bir şey söylemedi. Ben anlatamıyorum kimseye kendimi. Benim iki kızım, bir oğlum var. Ben iki kızımla zina yapmış olayım ki, Kuran’a el basarım ki ben bu adama böyle bir şey yapmadım. Oğlum İngilizce öğretmeni, diğer kızım inşaat mühendisi olacak, öteki okuyor. Bu adam benim hayatımı, geleceğimi istiyor. Çocuklarımın geleceğini istiyor” diye konuştu. MAHKEME CEZA YAĞDIRDI Mahkeme heyeti, ağlayarak sözlerini bitiren Zeki Altun’u önce 10 yıl hapis cezasına çarptırdı, daha sonra bu cezayı mahkemedeki iyi hali nedeniyle 8 yıl 9 ay hapis cezasına indirdi. Diğer sanıklar ise ‘nitelikli cinsel saldırı” suçlamasından beraat etti. H.S., duruşma çıkışında gazetecilere “Yüzde 47 özürlü raporum var. Olaydan sonra cinsel hayatım tamamen bitti ve organ kaybı yaşadım. Artık çocuğum bile olmayacak. Eşim beni terk etti ve boşandık. Erkekliğim bitti. Hak yerini bulmadı. Bu ceza az verildi” dedi.
Topuğa sıkmak geride kaldı yeni yöntem daha çok cinsel saldırı. İşte Antalya'dan gelen yeni mafyavari yöntemleri;
Haiti'yi yerle bir eden 7,0 büyüklüğündeki depremin ardından bir hafta enkazın altında kalan Kiki'nin kurtarılışında çekilen fotoğraflar, umudun simgesi oldu. Kiki enkazdan çıkarken, gözleri sevinçle parlıyor ve annesine sarılmak için kollarını öne doğru açıyordu. Çarşamba günü enkazdan çıkarılan 7 yaşındaki Kiki ve 10 yaşındaki ablası enkaz altında hayata nasıl tutunduklarını anlattı gazetecilere. Kurtarma ekiplerine büyük sevinç yaşatan kardeşler, birbirlerine destek olarak açlığa ve susuzluğa dayanmış. Üstelik yanı başlarında bir kardeşleri ölmesine rağmen, pes etmemişler. Tam 7 gün enkaz altında kaldıktan sonra kurtarılan Kiki, "Su ve yiyecek olmadan nasıl bu kadar uzun süre dayanabildin?" sorusuna, "Tanrı yardım etti" diye karşılık verdi. "Anne-babanı tekrar görmek nasıl bir duyguydu?" diyen muhabirlere ise "Onlar için ağladım" cevabını verdi. Kiki, kurtarma görevlilerinin geldiğini duyduğunda çok mutlu hissettiğini söyledi. Kiki'nin yanında ablası Sabrina da vardı. Sabrina Kiki'yi hayatta tutmayı başardı, ama diğer kardeşini kurtaramamıştı. KARDEŞİM ÖLMEDEN GÜNLERCE SU İSTEDİ Sabrina kurtarıldıktan sonra duygularını şöyle anlattı: "Küçük kardeşim yanımda öldü. Cesedi yanı başımda çürümeye başladı. Ölmeden önce günlerce su istedi. Ama su bulamadık. En sonunda susuzluktan öldü" Kiki ve Sabrina'nın durumları şimdi iyi. Anne-babaları da yanlarında. İki çocuklarını kaybeden ailenin başlarını sokacak bir evleri yok, ama hayatta kaldıklarına şükrediyorlar.
Bir hafta kaldığı enkaz altından kurtarılan 7 yaşındaki Kiki ve ablası, nasıl dayandıklarını anlattı.
İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, manken Tuğba Özay'ın 6 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildiğini ve önceki gün de beraat ettiğini ifade ederek, ''Biz bu davanın mankeni miyiz?'' dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu sanık Emcet Olcaytu'nun savunması ve çapraz sorgusu tamamlandı. Avukatı Osman Aydın Şahin, Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen bombaların ardından bir çok kişinin tutuklandığını söyleyerek, ''Bu tertip nedeniyle müvekkilimin tutukluluğunun kaldırılmasını talep ediyorum'' diye konuştu. Diğer avukatı Nur Peri Sancak da Olcaytu'nun bazı hastalıklarının bulunduğunu, tedavisi için tahliyesini talep ettiğini söyledi. Olcaytu'nun savunma ve çapraz sorgusunun bitmesi üzerine mahkeme heyeti sanık ve müdafilerinin taleplerini almaya başladı. Tutuklu sanık emekli Albay Hasan Atilla Uğur, yıllarca komutanlık yaptığını dile getirerek, ''Bu işi yapacak olan üç kuvvet komutanı ifadelerini verdikten sonra dışarıdalar. Ben ve Mustafa Koç, burada darbe teşebbüsünün ana unsurları olarak gösteriliyoruz. Genelkurmay Başkanlığı, Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz, Eldiven darbe planlarının kendilerinde bulunmadığını söyledi'' şeklinde konuştu. Uğur, Cumhuriyet Çalışma Grubu olarak adlandırılan raporda kendisinin isminin ve imzasının bulunmadığını savunarak, ''terörist'' olmaktan yargılandığını, ancak bütün terör yanlısı yayın yapan internet sitelerinde kendisine ''küfür edildiğini'' söyledi. ''BİZ BU DAVANIN MANKENİ MİYİZ?'' Tutuklu sanık Mustafa Balbay da, dünkü Taraf gazetesinde yer alan Balyoz harekatı haberiyle ilgili olarak haberi yapan gazetecinin dün elindeki 5 bin sayfalık bilgi ve belgeyi savcılığa verdiğini söyleyerek, ''Hiç kimse 'niçin bu belgeler sende' diye sormuyor. Herkes konuyu araştırıyor. Benim konum da o dönemdeki olaylarla ilgili haber yapmak'' dedi. Anayasa Mahkemesi'nin dün ''askere sivil yargı yolunu açan'' düzenlemenin iptaline ilişkin verdiği kararı da hatırlatan Balbay, hangi mahkemelerin bu davalara bakacağına devletin bile henüz bir karar veremediğini söyledi. "BİZ BU DAVANIN MANKENİMİYİZ" Balbay, önceki gün İstanbul Adliyesi'nde görülen ''Suç Örgütü'' davasında çıkan kararı da değerlendirerek, ''O davada manken Tuğba Özay, ilk başta tutuklanmıştı ve 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Önceki günkü davada da Tuğba Özay beraat ederken, tutuksuz yargılanan İbrahim Tatlıses ve Alişan ise hüküm giydi. Cezaları ertelendi. Biz bu davanın mankeni miyiz? Tahliyemi talep ediyorum'' şeklinde konuştu. Tutuklu sanık Fahri Kepek de eşinden ayrı olduğunu ve eski eşinin çocuklarına iyi bakmadığını, mağdur olduğunu ve tahliyesini talep ettiğini söyledi. "BİZDEN NE CUNTACI NE CONTACI..." Tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu ise terörist olma suçlamasıyla yaklaşık 20 aydır tutuklu olduğunu ifade ederek, ''Bizden ne cuntacı olur, ne de contacı'' dedi. Tutuklu sanık Tuncay Özkan da, çapraz sorgusu sırasında kendisine savcılar ve mahkeme heyeti tarafından Susurluk davasıyla ilgili çok sayıda soru sorulduğunu ifade ederek, mahkemenin Susurluk dosyasını isteyip istemediğini sordu. Özkan, kendisine ''PKK'lı'' yaftası yapıştırılmak istendiğini öne sürerek, bunu asla kabul etmeyeceğini belirtti. Tutuklu sanık Mustafa Balbay ve kendisinin Uğur Mumcu'nun katili olarak damgalanamayacağını da dile getiren Özkan, ''Ağca ne yaparsa yapsın alnındaki o lekeyi taşıyacak'' diye konuştu. Tutuklu sanık Mustafa Levent Göktaş da, mahkemeye gelen telefon kayıtlarına göre de irtibatlı olduğu iddia edilen İlhan Selçuk, Ergün Poyraz, Levent Ersöz, Sinan Aygün ve Sabih Kanadoğlu ile hiçbir görüşme kaydının bulunmadığını kaydetti. Göktaş, kendi bürosunda bulunduğu iddia edilen ve içinde kişilere ait özel bilgilerin yer aldığı 51 numaralı DVD'nin de kendisine ait olmadığını söyledi. Göktaş, bilgisayarında bu DVD'nin kullanıldığına dair bir iz olmadığını belirtti. Duruşma, sanıkların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
Ergenekon'un tutuklu sanıklarından Balbay bugün yaptığı savunmada Tuğba Özay'ın durumunu değerlendirdi bakın ne dedi...
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, Denizlispor'u 3-1 yendikleri mücadelede rakiplerinin en iyi oyuncusunun kalecileri olduğunu söyledi. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, karşılaşmayla ilgili değerlendirme yapan Alman çalıştırıcı, Denizlispor karşısında skorun 1-1 eşitlenmesinin ardından ortaya koydukları mücadeleyle, takımın karakterini ortaya koyduğunu belirterek, "Bugün zor şartlar altında oynadık. Maç da kolay gitmedi, çünkü büyük bir mücadele ortaya koyduk, pozisyon ürettik, iyi oynadık. Birinci golü çok hak ettik. Sonra yediğimiz golle durum 1-1 oldu. Bu bir şoktur. Öyle bir şey beklemiyorduk. 1-1'den sonra gösterdiğimiz performans çok hoşuma gitti" dedi. Daum, "Sonuçta tek kale oynadık. Rakibin en iyi oyuncusu kalecisiydi. Bir kez kalemizin önüne gelip, gol attılar. Öyle bir durumda gol yemek her takım için şoktur. Önemli olan, o golden sonra takımın tepkisidir. Orada takımın karakteri ortaya çıkar. Bizim de net bir şekilde karakterimiz ortaya çıktı. 1-1'den sonra oyuncularıma seslenerek, yeterince zaman olduğunu söyledim. Devam etmemiz, baskıyı yükseltmemiz gerektiğini, pozisyon bulacağımızı söyledim ve böyle oldu. Hem hava, hem de saha şartlarına rağmen defansta da çok iyiydik. Biri hariç pozisyon vermedik. Oyunu defanstan iyi başlattık" diye konuştu. "Böyle bir sahada iyi maç oynadık" Daum, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nın bozuk zeminine rağmen iyi bir futbol ortaya koyduklarını ifade etti. Alman çalıştırıcı, "Bu zeminde oynamak çok zor. Buna rağmen iyi futbol oynadık. İyi paslaşmalar gördük. Böyle bir zeminde, genelde uzun paslarla oynarsınız. İyi paslaşmalar gördük. Böyle bir sahada, futbol adına iyi bir maç oynadık. Zaten mücadele ve takımın koşma isteği iyiydi. Takımı tebrik ediyorum. İkinci yarıya iyi başladık, zaten bunu istiyorduk. Her takım için, ikinci yarıda ritmi bulmak kolay olmayacak. Biz iyi bir başlangıç yaptık" diye konuştu. "4 futbolcunun cezalı olması handikap" Daum, Sivasspor maçında sarı kart cezalısı durumuna düşen 4 futbolcunun, kendileri için büyük bir kayıp olacağını dile getirdi. Hafta için yapacakları antrenmanlarda, en iyi değerlendirmeyi yapıp, kadro konusunda karar vereceğini belirten Fenerbahçe Teknik Direktörü, "4 futbolcunun cezalı olması handikap. Büyük bir dezavantaj. Bu durum, eminim Sivasspor'u sevindirecektir. Belki bizi biraz küçümserler, ama yeterince zamanımız var. Antrenmanları iyi takip edip, kimin görev alabileceğini değerlendirip, karar vereceğiz" şeklinde konuştu. Bu arada, Fenerbahçe, Sivasspor maçının hazırlıklarına yarın sabah yapacağı basına açık antrenmanla başlayacak. Denizlispor Teknik Direktörü'nün açıklaması Denizlispor Teknik Direktörü Hakan Kutlu, Turkcell Süper Lig'de Fenerbahçe'ye 3-1 yenildikleri maçta, rakiplerinden daha iyi mücadele ettiklerini söyledi. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında, maçı değerlendiren Kutlu, Fenerbahçe'nin kendilerinden birkaç fazla pozisyon bulduğunu kaydederek, "İki takım oyuncularını da mücadeleden dolayı kutlamak lazım. Kötü bir havada ve zor saha koşullarında mücadele ettiler. Maç boyunca Fenerbahçe'den daha iyi mücadele ettiğimizi düşünüyorum. Fenerbahçe bizden birkaç fazla pozisyon buldu. Beraberliği yakaladık, ancak skoru sonuca taşıyamadık. Son dakikalarda Fenerbahçe'ye göre daha çok pozisyonlar bulacağımızı sanıyordum, ama ne yazık ki öyle olmadı. Şanssız bir golle 2-1 geriye düştük, sonra 3. golü de yedik" dedi. Denizlisporlu futbolculardan Roberts ise bu yenilginin kendileri için iyi bir ders olacağını ifade ederek, "Son dakikalarda yediğimiz gollerle mağlup olduk. Gelecek maçlarda galibiyetler alıp iyi yerlere gelmek istiyoruz" dedi.
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, Denizlispor galibiyetini değerlendirirken bakın kimi övdü.
Turkcell Süper Lig'de 2. yarının açılış maçında Kadıköy'de Denizlispor'u konuk eden Fenerbahçe sahadan 3-1 galip ayrıldı.. Fenerbahçe, ligin dibine demir atan rakibi karşısında 77 dakika, bir çamura bir Özden'e takıldı, kilidi Andre Santos'un muhteşem frikiği açtı, Youla Kadıköy'ü bir kez daha dondurdu, Özer "Her şey bitmedi" dedi, noktayı "Okçu" koydu.. Sarı-lacivertli ekip aldığı bu galibiyetle puanını 40 yaparak liderliğini devam ettirdi... Denizlispor ise 7 puanda kaldı... Bu arada Fenerbahçe'de sarı kart gören futbolculardan Emre, Santos, Cristian ve Lugano, cezalı duruma düşerek Sivasspor maçında yer alamayacaklar.. İLK YARININ KIRILMA ANLARI 5. dakikada Semih'in pasında sağdan ceza alanına giren Güiza'nın pasında, top ceza alanı içinde biriken su nedeniyle yavaşlayınca, Semih'ten önce kaleci Özden çıkarak topu kontrol etti. 24. dakikada Semih'in sağdan ortasında, ceza alanı içinde Güiza kafayı vurdu, top üstten auta çıktı. 25. dakikada Vederson'un soldan kullandığı korner atışında, ceza alanı içinde oluşan karambolde kaleci Özden çıkarak topa sahip oldu. 28. dakikada ceza alanı dışından kaleye uzak mesafeden Cristian'ın sert şutunda, kaleci Özden üzerine gelen topu kontrol etti. 31. dakikada Angelov'un sağdan ortasında, ceza alanı içinde penaltı noktası üzerinde müsait durumda topla buluşan Güray meşin yuvarlağı kontrol edemeyince, top yandan kornere çıktı. 34. dakikada Cristian'ın orta sahadan pasında Emre'nin kafayla aşırdığı topla savunmanın arkasında buluşan Güiza, hızla ceza alanına girdi. İspanyol futbolcunun kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda vuruşunda, kaleci Özden önce ayağıyla önlediği topa ikinci hamlede sahip oldu. 35. dakikada Mehmet Topuz'un sağdan ortasında, ceza alanı içinde Güiza kafayı vurdu, top üstten auta gitti. 39. dakikada ceza alanı dışından serbest vuruş kullanan Vederson'un ortasında, ceza alanı içinde Mehmet Topuz kafayı vurdu, top kaleci Özden'de kaldı. 43. dakikada sol kanattan serbest vuruş kullanan Dos Santos'un ceza alanına gönderdiği topa, Bilica kafayla vurdu, kaleci Özden yatarak meşin yuvarlağı kontrol etti. Karşılaşmanın ilk yarısı 0-0 berabere tamamlandı. İKİNCİ YARININ KIRILMA ANLARI [PAGE] 49. dakikada ceza alanı önünde Emre ile Semih duvar pası yaptı. Topa hareketlenen Emre, meşin yuvarlağa sert vurdu; ancak top, savunmaya çarparak tekrar Semih'in önünde kaldı. Bu futbolcunun plase vuruşunda ise meşin yuvarlak az farkla yandan auta çıktı. 59. dakikada Güiza, ceza sahası ön çizgisi üzerinden sert vurdu; ancak meşin yuvarlak direğe çarparak oyun alanına geri döndü. 62. dakikada ceza alanı içinde topla buluşan Semih bekletmeden meşin yuvarlağı Emre'nin önüne bıraktı. Emre, topun gelişen sert vurdu; kaleci Özden diğer pozisyonlarda olduğu gibi topun sahibi oldu. 63. dakikada ataklarını sıklaştıran Fenerbahçe, bu sefer sol kanattan tehlikeli geldi. Andre Santos, sol kanattan getirdiği topu ceza alanına giren arkadaşı Semih'e verdi. Bu futbolcunun yerden vuruşunda meşin yuvarlak yine kaleci Özden'de kaldı. 70. dakikada Semih, mutlak bir gol pozisyonundan yararlanamadı. Bu dakikada Güiza, kafayla topu Semih'in önüne indirdi. Semih de bekletmeden vuruşunu yaptı; ancak meşin yuvarlak üstten auta çıktı. 77. dakikada kazanılan serbest vuruşu Andre Santos, kullandı. Bu futbolcunun yaklaşık 25 metreden plase vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 1 - 0. 82. dakikada oyuna sonradan giren Youla, Bilica'dan topu sökerek kaleci Volkan'la karşı karşıya kaldı. Gineli futbolcunun vuruşunda meşin yuvarlak filelerle buluştu: 1 - 1. 86. dakikada Denizlispor ceza alanında oluşan karambolde topla son buluşan Güiza'nın ortasında altı pas içinde meşin yuvarlağa dokunan Özer, topu ağlara gönderdi: 2 - 1. 90. dakikada Gökhan Ünal'ın ceza sahasında şutunda kaleci Özden'den dönen topu iyi takip eden Güiza, takımının 3. golünü attı: 3 - 1. Uzatma dakikalarında başka gol olmayınca karşılaşmayı Fenerbahçe 3 - 1 kazandı. Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Hakemler: Bünyamin Gezer xx, Cem Satman xx, Gökhan Memişoğlu xx Fenerbahçe: Volkan Demirel xx, Bekir xx (Dk. 76 Gökhan Ünal xxx), Lugano xx, Bilica x, Dos Santos xxx, Mehmet Topuz xx, Cristian xx, Emre xxx, Vederson xx (Dk. 54 Özer xxx), Semih xxx (Dk. 88 Deniz xx), Güiza xxx Denizlispor: Özden xx, Ahmet Cebe x, Bajic xx, Burak x, Çağlar x, Roberts x (Dk. 58 Okan x), Braga xx (Dk. 80 Youla xx), Berberovic xx, Güray xx, Engin xx, Angelov x (Dk. 73 Fatih x) Goller: Dk. 77 Dos Santos, Dk. 86 Özer, Dk. 90 Güiza (Fenerbahçe), Dk. 82 Youla (Denizlispor) Sarı Kartlar: Dk. 16 Bajic, Dk. 43 Ahmet Cebe, Dk. 48 Braga, Dk. 72 Berberovic, Dk. 87 Özden (Denizlispor), Dk. 53 Lugano, Dk. 55 Emre, Dk. 64 Dos Santos, Dk. 74 Cristian, Dk. 87 Özer (Fenerbahçe)
Kadıköy'de Denizlispor'u konuk eden Fenerbahçe sahadan tüm zorluğa rağmen 3-1 galip ayrıldı...
İsrail'in BM'ye, bir yıl önce Gazze'ye düzenlediği operasyon sırasında verdiği zarar için 10,5 milyon dolar ödediği bildirildi. BM Sözcüsü Martin Nesirky tarafından yapılan açıklamada, "Bu ödemeyle BM, Gazze olaylarıyla ilgili mali meselelerin kapandığını belirtmektedir" denildi. Nesirky, İsrail tarafından verilen paranın, BM binalarının gördüğü maddi zarar ve olaylar sırasında yaralanan 11 BM personeline yönelik olduğunu söyledi. İsrail'in BM'deki diplomatları ise ödenen paranın bir tazminat olmadığını ve olaylarla ilgili yasal yükümlülük ya da sorumluluk kabul etmediklerini, yaşananların İsrail'in Hamas militanları karşısında kendisini savunması sırasında meydana geldiğini ileri sürdüler. İsrail'in Gazze'ye Aralık 2008-Ocak 2009 arasında düzenlediği operasyonlarda BM'nin Gazze'deki Filistinlilere yardım misyonu (UNRWA) binasının gıda deposu, eğitim merkezi ve okulları maddi zarar görmüştü. İsrail'in bu operasyonlar sırasında beyaz fosfor da kullandığı da bildirilmişti.
İsrail hükümeti, Gazze saldırılarında verdiği zarar nedeniyle BM'ye 10,5 milyon dolar ödedi.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, "Hukuk boşluk kabul etmez. Mutlaka yasama organı bu boşluğu dolduracaktır" dedi. Şahin, "Yüksek Mahkemenin gerekçeli kararı Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra mutlaka bir değerlendirmenin yapılacağını söyledi. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, "Bu karar yanlış bir karardır" dedi. Kuzu, "Biz onu çıkardığımız zaman zaten bugünkü davaların çoğu başlamış durumdaydı. Dolayısıyla Ergenekon olarak adlandırılan büyük isim altındaki davaların bununla bir alakası yok. Çünkü onlar mevcut yasalar çerçevesinde süren davalardır" diye konuştu. Kuzu ayrıca, "Eğer sivil ve askeri mahkemeler arasında uyuşmazlık çıkarsa ve uygulamada bu çözülemezse, o zaman anayasa değişikliğinden başka çözüm kalmıyor" diye konuştu. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da, "Anayasa Mahkemesi üyelerinin oy birliği ile aldığı karar tabii ki hoşumuza gitmese de saygı duymamız gereken bir karar. Ama bu kararın bize verdiği çok açık ve net bir mesaj vardır. O da Türkiye'nin anayasa reformuna ihtiyaç duyduğudur" ifadesini kullandı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Anayasa Mahkemesi'nin kararının gerekçesini görmeden bir şey söylemek doğru olmaz, ancak bu değişiklikler Türkiye'de olması gereken şeylerdir" değerlendirmesinde bulundu. AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, "Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar Anayasanın 145. maddesine aykırı bir karardır. Hukuk vasfından ziyade siyasi vasfı ağır basan bir karar" dedi. Bozdağ, "145. madde çok açık. Bu düzenleme olmamış olsaydı bile, 250. maddeye göre, soruşturulan ve kovuşturulan suçlarla ilgili yargılama yetki ve görevi adli yargıdadır. Bu iptal kararından sonra da bu değişmeyecektir. Çünkü aynı suçlarla ilgili hem soruşturma yapma yetkisi hem de kovuşturma yapma yetkisi adli yargının görevindedir" diye konuştu. Bozdağ, "Ergenekon operasyonu kapsamında muvazzaf subaylar sivil yargıda yargılanıyor. Bu devam edecek mi?" şeklindeki bir soruya da "Bununla ilgili süreci hep beraber göreceğiz. Çünkü bundan sonraki konularda kararı mahkemeler verecektir" yanıtını verdi. AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, bir gazetecinin "yeni bir anayasa paketinde, askere sivil yargı yolunu açabilecek Anayasanın 145. maddesinde değişiklik düşünüyor musunuz?" şeklindeki sorusunu "Yeni anayasa paketinin kapsamıyla ilgili şu an bir değerlendirme imkanı yok. Önceki Anayasa ve yasa değişikliği noktasında TBMM'nin iradesinin ne şekilde ortaya çıktığı bellidir. Burada arzu edilen şey hem AB uyum yasaları noktasında hem de Türkiye'nin demokrasi kalitesinin görünümünün yükseltilmesine hizmet edecek bir yasa değişikliği yapma noktasındaydı. Mevcut anayasanın Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap veremediği, mevcut anayasanın ülkenin ihtiyaçları karşısında dar bir kalıbı ifade ettiğini hep ortaya koymuştuk" diye yanıtladı. Kılıç, "Anayasa Mahkemesinin dün açıklamış olduğu karar, Anayasa'nın Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak olduğu kanaatimizi pekiştiren bir karar olmuştur. Bu anayasa ile Türkiye'nin demokratik standartlarını da yükseltebilmek de mümkün değildir. Bu Anayasa ile Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltmek mümkün olmadığı gibi bu Anayasa çerçevesinde Türkiye'nin AB üyeliği sürecine de olumlu ve önemli katkılar yapabilmek mümkün değildir" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz da, kararla ilgili, "Henüz gerekçesi ilan edilmedi. Yeni verilmiş bir karardır. Anayasa Mahkemesi'nin kendi alanına giren bir konudaki kararı itibariyle verilen karar herkesi bağlıyor. Ancak gerekçeli kararı gördükten sonra değerlendirme yapmak doğru olur. Alınmış karar bir şeyi ortaya koymuştur ki, artık Türkiye'de yeni bir anayasa, sivil bir anayasa kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu konuda Anayasa Mahkemesi'nin yapacağı bir şey yok. Anayasa Mahkemesi ile ilgili bir takım yorumlar yapılsa bile, sonuç itibariyle bunun sorumlusu siyasettir. Siyaset kurumu sorumluluktan kaçmamalıdır" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin kararına tepkiler sürüyor. Hükümet üyeleri, askere sivil yargının açılması konusunda ısrarlı.
Haiti'deki depremde ailelerini kaybeden ve Fransız aileler tarafından evlat edinilen 33 Haitili çocuğu taşıyan uçak, Fransa'nın başkenti Paris'teki havaalanına indi. Fransız ailelerin evlat edindiği çocukları Carla Bruni-Sarkozy karşıladı. Uçağın piste inmesinden kısa bir süre önce havaalanına gelen Bruni-Sarkozy'nin çocukları karşılamak üzere alanda bulunan tıp personeli ardından da çocukları evlat edinen ailelerle sohbet ettiği belirtildi. aşları 1 ile 6 arasında değişen çocuklar, belgelerinin doğrulanmasından sonra yeni ailelerine teslim edilecek. Çocuklar, kameralar ve gazetecilerden uzakta tutuluyor.
Depremde ailelerini kaybeden Haitili 33 çocuk Fransız aileler tarafından evlat edinildi.
Toyota'nın sözcüsü Brian Lyons, araçların gaz pedalı mekanizmasının aşındığını, bazı durumlarda takıldığı için geri çağrılma kararı aldıklarını söyledi. Lyons, şirketin bu sorunla ilgili henüz çözüm bulmasa da geliştirmeye çalıştığını belirtti. Geri çağrılan araçların 2009-2010 yılı RAV4, 2009-2010 yılı Corolla, 2009-2010 yılı Matrix, 2005-2010 yılı Avalon, 2007-2010 yılı Camry, 2010 yılı Highlander, 2007-2010 yılı Tundra ve 2008-2010 yılı Sequoia olduğu belirtildi. Toyota'nın söz konusu modellerinin diğer ülkelerde çağrılıp çağrılmayacağına ilişkin bilgi verilmedi. ABD Ulusal Otoyolu Trafik Güvenlik İdaresi, ''sorunun ciddi bir güvenlik konusu olduğunu ve Toyota'nın derhal hareket geçmesinin memnuniyet verici olduğunu'' açıkladı. Dünyanın en büyük ya da uygun olmayan zemin döşemesi nedeniyle gaz pedalının sıkışma potansiyeli bulunduğunu ve gaz pedalının sıkışmasının aracın hızının artmasına ve aracın durmasının zorlaşmasına, böylece kaza, ağır yaralanma ya da ölüme yol açacağı gerekçesiyle ABD'de 4.2 milyon aracı geri çağırmıştı. Şirket geçen yıl Ağustos ayında da Çin'de, elektrikli pencere anahtarlarındaki arıza nedeniyle 690 bin aracı geri çağırmıştı. Güvenlikle ilgili sorunların, yüksek kaliteli araçlarla güvenilir bir üretici olarak görülen Toyota'nın bu ününe zarar verdiği belirtiliyor.
Toyota, ABD'de gaz pedalında sorun bulunan 2.3 milyon aracı geri çağırıyor. İşte çağırılan o araçların listesi;
Yurdun büyük bölümü fırtına ve yağışlı havanın etkisi altında. Bugün, kara ve deniz ulaşımında aksamalara yol açtı. Bazı yerlerde su baskınları oldu. Milas ilçesinde de köprü yıkıldı, 10 dakika arayla 80 öğrenci facianın eşiğinden döndü. Fırtına ve yağmur, Ege'de hasara yol açtı. Marmaris'te fırtınanın hızı 80 km'yi aştı. Şiddetli yağış nedeniye köylerindeki evlerinde mahsur kalan 3 kişi kurtarıldı. Bodrum'un Turgutreis beldesinde onlarca evi su bastı. Narenciye bahçeleri su altında kaldı. Taşkın riskine karşı mumcular barajının kapakları açıldı. Tarım arazilerini su bastı. Datça'nın yolları göle döndü ev ve işyerlerini su bastı. Didim ve Söke'de evlerde mahsur kalan çocuklar karnelerini almaya gidemedi. Fırtına Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde ulaşımı aksattı. Çanakkale'den adalara ulaşılamıyor. Boğaz tek yönlü olarak transit gemi geçişlerine kapatıldı. Çorlu ve Kocaeli'de de kar tipi şeklinde kendini gösterdi. Doğu Anadolu ve Karadeniz'de 100'den fazla köy yolu ulaşıma kapalı. Kahramanmaraş'ta yağış tren kazasına sebep oldu. Raydan çıkan yük treninin 6 vagonu devrildi.
Fırtına, yağmur, kar... Soğuk ve yağışlı hava günlük hayatı olumsuz etkiliyor. Yağışlar Ege'de hayatı resmen felç etti.
Türkiye'nin büyük bir bölümü gibi İstanbul'a da kar geliyor. Bu geceden itibaren yağması beklenen kar için AKOM alarmda. Kent sabah saatlerinden itibaren yoğun yağışın etkisinde. İstanbul TEM otoyolunda da aşırı yağış nedeniyle bir TIR kontrolden çıktı. Kaza TEM otoyolu Sultangazi yolunda meydana geldi. Yağış nedeniyle kontrolden çıkan TIR yolda döndü. Arkadan gelen ve içinde yolcu bulunmayan servis otobüsü, aniden frene basınca, önce bariyerlere ardından TIR'a çarptı. Kazada yaralanan TIR sürücüsü hastaneye kaldırıldı. Edirne istikametine doğru yol tamamen kapandı. Trafik felç durumda. Olay yerine polis ve kurtarıcı ekipleri sevk edildi.
İstanbul'da kar bekleniyor. Yağmur nedeniyle yoldan çıkan TIR, TEM'i birbirine kattı.
Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, hükümetin yargı üzerindeki etkisi ve askere sivil yargı yolunu kapatan Anayasa Mahkemesi kararını yorumladı. CNN TÜRK Haber Koordinatörü Yavuz Oğhan ve Kanal D Ankara Haber Müdürü Erhan Karadağ'ın sorularını yanıtlayan Selçuk'un açıklamalarından önemli başlıklar şöyle: Yargıya iktidar baskısı - Kimisi hükümet baskı yapıyor diyor. Buna benzer olaylar olduğuna dair de kanıtlar ortaya atıldı. Varsa gereği yapılır. Bu bir suçtur. - Ben savcıyım. Hiçbir zaman hükümete 'ben şöyle bir soruşturma yapıyorum' diye sorar mıyım? Herkes zannediyor ki hükümet-savcı işbirliği halinde bu işi yürütüyor. Hayır, hiçbir iletişim yok. Bunu unutun. 40 yılda bana kimse telefon etmedi. Bu olmaz, olursa zaten duyulur. Onun için falan kişi tutuklandığında hükümetin eleştirilmesine karşıyım. Askere sivil yargı yolunun kapatılması - Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını görmeden kesin tavır almak yanlış. - Anayasa'nın 148. maddesi askeri yargıyla ilgili. Bu maddedeki 'asker olmayan kişilerin yasada gösterilen görevlerini yaptıkları sırada, askeri yerlerde askerlere karşı suç işledikleri hallerde askeri mahkemeler bakacaktır' sözcükleri önemlidir. Sanıyorum Anayasa Mahkemesi bunu görünce iptal etti. İptali yapmak zorunda idi. Kimse bunun ardında siyasi saik aramasın. - En önemli nokta, Türkiye'de tartışmanın çarpıklığı. Herkes yargının mutlaka başka bir saikle karar verdiğini düşünmesin. Kanıtlayamazsınız. Bun ideolojik olarak karar vermeye kalksam; bunu dışarı yansıtmadığım sürece bunu tek bir varlık bilir, o da Allah'tır. Onun için boş lafları bırakalım. - İktidarın da muhalefetin de siyasi eleştirileri yanlış. Bir mahkeme sağına soluna bakıp bugünlerde gündem ne, ona göre bu görüşmeyi yapıyorum diyebilir mi? Kimse karar ideolojik demesin. Kimse kendini Tanrı yerine koymasın.
Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, yargıya baskı yapıldığı yönündeki iddiaları değerlendirdi.
Rusya, Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri, internette Latin harfleriyle değil kendi dillerinin harfleriyle alan adlarını yazma izni alan ilk ülkeler oldu. Alan adlarını düzenleyen kuruluş Internet Corporation for Assigned Names and Numbers'dan (ICANN) tarafından alınan bu kararla internetteki Latin harfleri egemenliğinin sona erdiği belirtiliyor. Kararla, internetteki alan adlarının “.com” ya da “.org”dan sonra gelen noktaların ardından Latin harfi olmayan karakterler kullanılabilir hale gelecek. Ancak, şimdilik teknik nedenlerle Latin harfleri kullanılmaya devam edilecek. İlk Latin harfi olmayan Arap ya da Kiril alfabesinden harflerin bu yılın ortalarında kullanıma girmesi bekleniyor. ICANN Yönetim Konseyi Başkanı Peter Dengate Thrush, bu gelişmenin uzun bir geçmişe sahip internetin en büyük teknik değişikliği olacağını belirtti.
Rusya, Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri kendi dilleriyle yeni alan adları için başvurdu.
Afganistan'da ABD'nin düzenlediği hava saldırısında 15 militanın öldüğü bildirildi. Aşırı dincilere ait internet sitelerini izleyen Amerikan istihbarat örgütü SITA, Türkistan İslamcı Partisi'nin internet sitesinde, parti üyesi 2'si Türk 13'ü Uygur 15 militanın, salı günü Afganistan'da insansız uçaktan yapılan füze saldırısında yaşamlarını yitirdiklerinin haber verildiğini açıkladı. Sitede, militanların, Afganistan'ın hangi bölgesinde öldüklerine dair ise bilgi verilmediği belirtildi. Pakistanlı yetkililer, salı günü Afganistan sınırında iki füze saldırısının düzenlendiğini açıklamışlardı.
Amerika, Afganistan'da Taliban militanlarına bomba yağdırıyor. Son saldırıda iki Türk militan öldürüldü.
Antalya'nın Akseki İlçesi ile Seydişehir arasındaki karayolunda, yoğun kar yağışı nedeniyle 2 gündür güçlükle ilerleyen trafik akşam saatlerinde tamamen durdu. Etkili olan kar yağışı nedeniyle birçok aracın mahsur kaldığı yolda araç geçişlerine izin verilmiyor. Yaklaşık 2 gündür ara ara devam eden kar yağışı Akseki- Seydişehir karayolunu olumsuz etkiledi. Zincirsiz araçların geçişlerine izin verilmediği Yarpuz beldesinde bu akşam saatlerinde trafik tamamen durdu. Karayolları ekiplerinin yolun kapalı olan bölümlerini açmak için seferber olduğu beldede zincirli veya zincirsiz araç geçişleri durduruldu. Yağışın devam ettiği ilçede ulaşımın sağlanması için yolun tamamen açılması bekleniyor.
Yoğun kar ulaşımı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Konya'da, yağışlar nedeniyle yollar ulaşıma kapandı.
AK Parti Konya İl Başkanlığına KOSKİ Genel Müdürü Ahmet Sorgun atandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Başkan adaylarıyla ayrı ayrı görüştü, kanaatlerini paylaştı, daha sonra il başkan adaylarının hepsinin huzurunda, AK Parti Konya İl Başkanı olarak, Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürü Ahmet Sorgun’un takdir edildiğini açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, diğer adaylara da yönetimde görev almaları teklifinde bulundu. Selçuk Öztürk dışında hepsi yönetimde görev alabiliceklerini ifade etti. Ahmet Sorgun; 1958 Hadim doğumlu. 1981 yılında İstanbul Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Serbest avukatlık, sivil toplum kuruluşlarında kurucu ve yöneticilik yaptı. Konya Büyükşehir Belediyesi I. Hukuk Müşavirliği ve Genel Sekreter Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Teftiş Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini üstlendi. Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürü olarak atandı. KOSKİ Genel Müdürlüğü görevinden ayrıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından, AK Parti Konya İl Başkanı olarak atandı. Evli ve altı çocuk babasıdır. Aktifkulis.com
Bugün başkan adaylarıyla görüşen Başbakan Erdoğan, Ak Parti Konya İl Başkanlığına Ahmet Sorgun'u atadı.
Haiti'de 12 Ocak'ta meydana gelen 7 büyüklüğünde depremden 10 gün sonra 69 yaşındaki bir kadının, enkaz altından sağ çıkarıldığı bildirildi. Doktorlar, Associated Press ajansına yaptıkları açıklamada, enkaz altından sabah çıkarılan kadının hastanede tedavi altına alındığını, ancak durumunun çok iyi olmaması nedeniyle yaşamayabileceğini söylediler. Kadının, başkent Port-au-Prince'de stadyum yakınında enkaz altından çıkarıldığı belirtildi.
Haiti, 10 gün sonra mucize bir kurtuluşa şahit oldu. 69 yaşındaki bir kadın enkazın altından sağ çıktı.
Arjantin kökenli Kübalı devrimci Ernesto "Che" Guevara'nın (1928-1967), sahte bir kimlikle 1966 yılında 5 ay kadar Çekoslovakya'da gizlendiği ortaya çıktı. Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da yayımlanan Dnes gazetesindeki haberde, bir arşiv çalışması sonucunda, Che'nin sakalsız ve saçları kazınmış halde mart ile temmuz ayları arasında o zamanlar hala Çekoslovakya olarak anılan ülkenin istihbarat servisleri tarafından kendisine tahsis edilen, Prag'ın 25 kilometre güneydoğusundaki Ladvi'de bir villada kaldığının anlaşıldığı belirtildi. Ünlü devrimcinin bu villada Tania olarak tanınan Alman kız arkadaşı Tamara Bunke ve birçok arkadaşıyla yaşadığı ve Kongo'da kaldığı sıralarda yakalandığı astım hastalığıyla ilgili tedavi aldığı da belirtilen haberde, komşu köy Kamenice'nin Belediye Başkanı Yardımcısı Jiri Cesal'in, "Yerel halk Kübalıları hatırlıyor" dediği kaydedildi. Haberde, 19 Temmuz 1966'da Ramon Benitez adına düzenlenmiş bir Uruguay pasaportuyla Çekoslovakya'dan ayrılan Che'nin Moskova üzerinden Küba'nın başkenti Havana'ya döndüğü belirtildi. Guevara, bu tarihten sonra Bolivya'daki gerilla hareketini (1966-1967) organize etmiş ve 9 Ekim 1967'de öldürülmüştü. Prag Askeri Tarih Enstitütünden Prokop Tomek de, "Guevara'nın Çekoslovakya'daki günlerine ilişkin ipuçları ile tanıklıklar mevcut, ama kanıtlayıcı nitelikte bir belge yok" diyor.
Kübalı devrimci Che, ülkedeki karışıklıklar sırasında sahte bir kimlikle 5 ay kadar Çekoslovakya'da yaşadığı ortaya çıktı.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, "Ergenekon" soruşturmasını yürüten savcılardan Zekeriya Öz'ün soruşturma ile ilgili kendilerinden belge istemediğini, soruşturma kapsamında tutuklanan eski rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun avukatının, üniversitede konferansa katılmış bir konuğun konuşma içeriğini istediğini bildirdi. Prof. Dr. Çelik, düzenlediği basın toplantısında, görevde bulunduğu süre içerisinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Bir gazetecinin "Ergenekon" soruşturmasını yürüten savcılardan Zekeriya Öz'ün üniversitenin eski yöneticilerine ait bazı belgeler istediğine ilişkin sorusunu yanıtlayan Prof. Dr. Çelik, böyle bir şeyin doğru olmadığını ifade etti. Çelik, "Bizden herhangi bir belge istemedi. Sadece eski rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun avukatı buraya konferans için gelen bir konuğun konuşma içeriğini istedi. Genel sekreterimiz tarafından çıkarılan konuşma metni gönderildi. Üniversitemizin bunun dışında Ergenekon'la bir ilgisi olamaz" dedi. Türkiye'deki üniversitelerin bugüne kadar çok kötü idare edildiğini savunan Çelik, göreve geldiği günden beri herhangi bir beklenti içine girmediğini, ekmeğini yediği, suyunu içtiği Malatya'ya diyet borcu olduğunu ifade etti. İnönü Üniversitesi'ni bulunduğu yerden alıp, kurumsallaştırarak başka bir yere getirmeyi amaçladığını dile getiren Çelik, üniversitenin son derece demokratik bir yapıya sahip olduğunu savundu. Çelik, "Rektör yardımcılarımdan biri önceki dönemde aday olan sosyal demokrat bir arkadaşım, diğer ise TÜBİTAK bilim ödülü sahibi bir arkadaşım. Üniversitedeki hiçbir arkadaşım, ideolojik ekseninden dolayı bir araya gelmiş ve üniversite yönetiminde görevlendirilmiş insanlar değildir. Yürekleriyle iş yapacaklarına inandığım insanlardır" diye konuştu. "3 tane öğrencinin dağa çıkarılmasına mı hizmet edeceğiz?" Battalgazi Erkek Öğrenci Yurdu'nda karşıt öğrenciler arasında çıkan olaylara da değinen Çelik, "İnsanlara zulmedip, 3 tane öğrencimizin dağa çıkarılmasına mı hizmet edeceğiz? Onların devlete karşı mücadelesini demokratik yollarla yaparak kendi kontrolümüzde devletin saygın vatandaşları olması işiyle mi uğraşacağız?" dedi. Bugüne kadar üniversite içerisinde herhangi bir olay olmadığını, üniversite dışında iki öğrencinin siyasi olaylardan dolayı bıçaklanmasının üzücü olduğunu vurgulayan Çelik, "Bugüne kadar bu işleri provoke etmek isteyen farklı niyetli insanlar olacaktır. İnönü Üniversitesi, Türkiye'nin en huzurlu üniversitelerinden birisi. Birkaç kendini bilmez ve farklı niyetli insanın olduğunu biliyoruz. Bunları emniyetimiz ve belirli güçlerle takip ediyoruz. Kimseye pabuç bırakmayız. O işleri yapanlar hakkında da soruşturma devam ediyor" şeklinde konuştu. "Üniversiteler her türlü düşüncelerin konuşulduğu yerdir" İnönü Üniversitesinin, demokrat bir üniversite olduğuna vurgu yapan Çelik, "İnsanlar birbirine hakaret etmediği, birbiriyle kavga etmediği sürece medeni sınırlar içerisinde düşüncelerinin dillendirecektir. Üniversiteler her türlü düşüncelerin hür ve bağımsız olarak konuşulduğu, her türlü soruların, düşüncelerin cevaplandırıldığı yerlerdir. 24 bin öğrencimiz var. Bu işlerle uğraşan öğrencilerimiz 100'ün altında. Güvenlik güçlerimiz ve üniversite yönetimimiz bunları birebir tanıyoruz. Birtakım konularda hoşgörülü davranılmadığı zaman olaylar daha büyük boyuta tırmanır. Bizim tarzımız anarşiye, terörizme yol vermek değil. Sevecen, babacan tavırlarla anarşizmi terörizmi ortadan kaldırmak. Birisine bir cop attırdığınız zaman ölünceye kadar devlete düşman olur" ifadelerini kullandı.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çelik, Ergenekon soruşturması kapsamında kendilerinden belge istenmediğini açıkladı.
Nevşehir'de bir camiye giren 2 kişiden biri, ikindi namazı için camide bulunan cemaat tarafından yakalandı. Yakalanan şahsın daha önce hırsızlık suçundan sabıkalı olduğu öğrenildi. Nevşehir'de Belediye Caddesi Sarraflar Çarşısı'nda bulunan Bekir Efendi Camii'nde, Cuma namazı sırasında para toplandığını gören F.G isimli bir şahıs daha sonra yanında bir arkadaşı ile birlikte İkindi namazı vaktinde camiye geldi. Önce cemaat ile birlikte namaz kılmak için safa duran F.G ve ismi henüz öğrenilemeyen arkadaşı daha sonra cemaatin yanından ayrılarak cami imamının odasına yöneldi. Oda içerisinde dolapları karıştırarak Cuma namazı sırasında toplanan parayı arayan hırsızlardan F.G bu sırada odaya giden cami cemaatinden iki kişi tarafından yakalanırken diğer kişi kaçmayı başardı. Cami cemaatinin haber vermesi ile olay yerine gelen polis, daha önce aynı suçtan sabıkalı olduğu öğrenilen F.G'yi Polis Merkezi'ne götürdü. Olayı anlatan cami cemaatinden Kemal Arslan isimli vatandaş, "Biz namaz kıldığımız sırada cami görevlilerinin odasından sesler gelmeye başladı. Bu sırada birkaç arkadaş odaya gitti ve bağrışmalar oldu. Bir kişi hızla odadan çıkıp kaçarken diğeri ise yakalandı" diye konuştu.
Nevşehir'de camide hırsızlık yapmak isteyen iki kişiden biri, ikindi namazında cemaat tarafından kıskıvrak yakalandı.
Bostancılar Köyü'nde yaklaşık 30 yıldır hayvan yetiştiriciliği yapan Mehmet Şen (42), Göldağı Köyü'nden 2 kuzu satın aldı. Şen, ''Pamuk Prenses'' ve ''Karagöz'' adını verdiği biri 20 günlük diğeri 2 aylık kuzuları, biberona koyduğu ine sütüyle beslemeye başladı. Bir süre sonra ahırdaki bir ineğin yavru kuzuları sahiplenip emzirmeye başladığın fark eden Şen, biberonla hayvanları beslemeyi bıraktı. Şen, AA muhabirine, kuzular ile ineklerin büyük bir olasılıkla aynı ahırda yaşadıkları için birbirlerine alıştıklarını belirterek, ''Bir sabah ahıra geldiğimde gözlerime inanamadım. İki aylık kuzu ineğin sütünü emiyordu. İneğin tepki vermediğini görünce 20 günlük kuzuyu önce kendimiz tutarak daha sonra da ineğin altına kutu koyarak emzirttik. Kuzu, bir süre sonra kendisi emmeye başladı'' dedi. İneğin, kuzuları emzirme zamanı geldiği zaman ses çıkararak bunu belli ettiğini ifade eden Şen, ''Kuzuları günde iki defa emziriyor. İnek kuzulara hiç tepki göstermiyor, adeta annelik yapıyor'' diye konuştu. İlçe Tarım Müdürü Vedat Kaya da dişi hayvanlarda annelik içgüdüsünden dolayı emzirme olayının doğuştan gelen bir davranış olduğunu belirterek, ''Türleri, cinsleri farklı da olsa, birbirini emzirme görülmektedir. Bu, tamamen içgüdüsel davranışlardan kaynaklanmaktadır'' dedi.
Bilecik'in Gölpazarı ilçesinde, doğduktan kısa süre sonra satılan iki kuzu, aynı ahırda bulunan bir ineği emmeye başladı.
İstanbul'da terör örgütü El Kaide'ye yönelik yapılan operasyonlarda gözaltı sayısı 25'e yükseldi. Eylem hazırlığı içerisinde oldukları tespit edilen şüpheliler ile birlikte el bombası, pompalı ve av tüfeğinden oluşan mini bir cephanelik ele geçirildi. Edinilen bilgiye göre, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 6 ay önce El Kaide örgütünün eylem için harekete geçmeye hazırlanan bir koluna yönelik bir araştırma başlattı. Aralarında cami ve derneklerinde bulunduğu kurumlarda incelemeye alınırken kişiler de fiziki ve teknik takibe alındı. Araştırma ve incelemenin tamamlanmasının ardından bu sabah erken saatlerde tüm yurtta olduğu gibi İstanbul'da da operasyon kararı verildi. İstanbul'da tespit edilen adreslere düzenlenen operasyonda bu kolun Türkiye ve İstanbul sorumlusunun aralarında bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı. Ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda el bombası, pompalı ve av tüfeğinden oluşan mini bir cephanelik ele geçirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen kişilerin arasında bir cami imamı, bir öğretmen ve yazar olduğu ortaya çıktı. Yazarın örgütün ideoloğu olduğu ve eylemleri yönlendirdiği bildirildi. Yapılan sorgulamada zanlıların, bir eylem hazırlığı içerisinde olduğu belirlendi. Yetkililer, örgütün hangi eylemleri gerçekleştirmeyi planladığının belirlenmesi için sorgulamanın devam ettiğini belirtti. Öte yandan İstanbul İl Jandarma Komutanlığı tarafından da İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleriyle koordineli El Kaide operasyonu yaptığı belirtildi. Jandarma ekiplerinin de gözaltına aldığı 20 kişinin arasında bir imam bulunduğu öne sürüldü. Ayrıca, yurt genelinde 16 ilde sürdürülen operasyonlarda toplam gözaltı sayısının 250 olduğu belirtildi.
El Kaide, İstanbul'da eylem düzenleyecek ihbarı polisi harekete geçirdi. Operasyonlarda 25 kişi gözaltına alındı.
Türkiye ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere çeşitli ülkelerden döner üretim ve satışıyla uğraşan Türk girişimcileri bir araya getiren “İkinci Dünya Döner Kongresi” Antalya'da başladı. Merkezi Almanya'da bulunan Türk Döner Dergisi'nin “Dünya Döneri Sevdi” sloganıyla düzenlediği kongreye, Türkiye ile birlikte 31 ülkeden 500'e yakın sektör temsilcisi katılıyor. Kongrenin açılışında konuşan Ak Parti Ordu Milletvekili ve TBMM KİT Komisyonu üyesi Ayhan Yılmaz, dönerin sadece açlık duygusunu gideren ve damak zevki veren bir ürün olmadığını, Türk kültürünü dünyaya anlatan ve tanıtan bir ürün olduğunu söyledi. Türk dönerinin bugün Burger King, Mc Donalds gibi uluslararası kimlik taşıyan hazır yiyecek devlerine rakip olma özelliği de kazandığını belirten Yılmaz, bugünlere kolay gelinmediğini, dönerin tanınmasında başta Almanya olmak üzere Avrupa'da bu alanda faaliyet gösteren Türk girişimcilerin önemli payı olduğunu bildirdi. DÜNYA DÖNER GÜNÜ Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ramazan Kadak da Türk dönerinin dünyaya tanıtılmasında ve bir tür marka olarak tanınmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Bakanlık olarak dönercilerin sorunlarının giderilmesi için ellerinden gelen desteği göstereceklerini anlatan Kadak, dönerciliğin, ekonomik boyutları ciddi rakamlara ulaşan bir sektör haline geldiğini söyledi. Kadak, AB uyum süreci uygulamaları da dikkate alınarak dönerin, iyi bir standarda kavuşması için Bakanlığının hazırladığı kimi tüzük ve yönetmeliklere de girdiğini kaydetti. Geçen yıl yapılan kongrede 1 Şubatın “Dünya Döner Günü” ilan edilmesi yolunda alınan kararı desteklediklerini ifade eden Kadak, Bakanlık olarak Avrupa'daki Türk dönercilerin daha iyi örgütlenmeye gidebilmesini arzuladıklarını vurguladı. AVRUPA'DAKİ YILLIK CİRO 3,5 MİLYAR AVRO Avrupa Türk Döner İmalatçıları Derneği (ATDİD) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Taşyumruk ise Avrupa'da 30-40 yıl önce sınırlı sayıda dükkanla başlanan döner satışının, bugün fabrikalarıyla, araç-gereç ve üretim tesisleriyle, dağıtım ağı ve satış noktalarıyla büyük bir sektör haline geldiğini belirtti. “Avrupa ülkelerinde dönercilik alanında faaliyet gösteren Türk girişimcilerin yıllık cirosu 3,5 milyar avroyu aştı” diyen Taşyumruk, bunun 2,7 milyar avroluk bölümünün yalnızca Almanya'da ortaya çıktığını ve sektörün Almanya'nın yıllık toplam ulusal geliri içindeki payının yüzde 2 olduğunu anlattı. Taşyumruk, Avrupa'da dönere olan tüketici talebinin giderek arttığına, Türk girişimciler yetişemedikleri için Polonya, İspanya, Ukrayna gibi birçok Avrupa ülkesinde, bu ülke vatandaşlarının dönercilik yapmaya başladığına dikkati çekti. “Kendi piyasamıza sahip çıkamıyoruz. Onun için başkaları da bu işi yapıyor” diyen Taşyumruk, kolektif bir yapılanmaya ihtiyaç bulunduğunu, bu nedenle bu kongreden itibaren bunu uygulamaya koymanın çarelerinin bulunması gerektiğini söyledi. Döner sektöründe standart ve kurumsallaşmanın da önemini vurgulayan Taşyumruk, bu yapılabildiği takdirde dönerin dünya markası “Türk ürünü” olarak büyümesinin çok daha ileri boyutlara taşınacağını kaydetti. Daha sonra, değişik Avrupa ülkelerinden, “bu alanda profesyonel yaklaşım sergileyerek geleneksel yöntemlerle bilimsel verileri birleştirip başarıyı yakalamış” Türk girişimcilere plaket verildi. Bu bağlamda sektörünün haber sitesi konumundaki “www.turkdoner.com” okuyucularınca seçilen Fransa'dan Fatih Yılmaz, Almanya'dan Tugay Bayramoğlu, Yıldırım Erze, Mehmet Salman ve Birol Kaplan, plaketlerini Milletvekili Yılmaz ile Müsteşar Yardımcısı Kadak'tan aldı. Kongre, sektöre ilişkin değişik konuların ele alınacağı toplantı ve diğer etkinliklerin ardından yarın sona erecek.
Türk girişimcileri bir araya getiren “İkinci Dünya Döner Kongresi” Antalya'da başladı.
Almanya'dan Türkiye'ye seyahat eden bir yolcu uçağının, bomba tehdidi nedeniyle Yunanistan'a acil iniş yaptı. Bu gelişmenin ardından yapılan açıklamada, yolcuların güvenli biçimde Selanik Havaalanı'na iniş yaptığı belirtilti. İşte yapılan o açıklama; 'XQ973 sayılı Stuttgart-İzmir seferini gerçekleştiren uçuş ekibi, uçak Belgrad hava sahasında seyir halindeyken, tuvalet kabininde bir kağıda yazılı bomba ihbarı metni bulmuştur. Kaptan, güvenlik yönetmeliği gereğince uçağı derhal en yakındaki Selanik Havaalanı'na yönlendirmiş, güvenli bir şekilde iniş yapılmış, 62 yolcu ve 6 mürettebat uçaktan tahliye edilmiştir. Yetkililer tarafından uçakta bomba araması başlatılmıştır. Alanda yolcularının her türlü ihtiyacını karşılayan SunExpress, Yunan makamlarının izin vermesinin ardından, yolcularının İzmir'e güvenli bir şekilde ulaşmalarını sağlayacaktır. Yolcularımızın rahatsızlığından ötürü üzgün olduğumuzu belirtir, ancak uçuş güvenliği en önemli önceliğimiz olduğu için prosedürler tamamlanır tamamlanmaz yolcularımızı İzmir'e ulaştıracağımızı bildiririz.''
Almanya'dan Türkiye'ye seyahat eden bir yolcu uçağına, havadayken bomba ihbarı yapıldı. İşte detaylar;
Yoğun kar yağışının devam ettiği Bursa’nın Ankara ve Eskişehir ile ulaşımını sağlayan İnegöl-Bursa karayolunda kayan araçlar yüzünden uzun kuyruklar oluştu. Sabah saatlerinden itibaren kar yağışının devam ettiği İnegöl-Bursa karayolunda Sultansuyu ve Ümitalan mevkilerinde zincirsiz yola çıkan araçların kayması yüzünden uzun kuyruklar oluşuyor. Karayolları 14'üncü Bölge Müdürlüğü yetkilileri, Bursa’nın Eskişehir ve Ankara ile bağlantısı sağlayan yolun ulaşıma açık kalması için ekiplerin çalışmalarını yürüttüğünü belirttiler. Bu arada, trafik ekipleri İnegöl’den araçların zincir takmadan yola çıkmasına izin vermiyor, ağır tonajlı araçlar da parklarda bekletiliyor.
Marmara Bölgesi"ni etkisi altına alan kar yağışı karayolu ulaşımını olumsuz etkiliyor.
Olgun erkeklerden hoşlanan Catherine Zeta Jones'un efsane aktör eşi Michael Douglas, mutluluğun sırrını Viagra'da buldu! Oscar ödüllü Catherine Zeta Jones'un, olgun erkekleri daha çekici bulduğuna ilişkin açıklamasının ardından güzel oyuncunun eşi Michael Douglas da çok konuşulacak sözleriyle gündeme oturdu. ZORUNDAYIM! Yatak sırlarını bir bir ortaya döken 65 yaşındaki efsane aktör, kendisinden 25 yaş küçük olan eşi Catherine'le birbirlerini çok sevdiklerini ancak zaman zaman cinsel birlikteliklerinde sıkıntı yaşadıklarını itiraf etti. "Catherine'le birlikte olabilmek için Viagra kullanmak zorundayım" diyen Douglas, bunun hem ilişkilerini hem de kendilerini daha genç tuttuğunu söyledi. Ünlü aktör, eşinin daha önceki sözlerine atıfta bulunarak, "Tanrı'ya şükür Catherine kendisinden yaşça büyük erkeklerden hoşlanıyor" demeyi de ihmal etmedi... 2000 yılında evlenen çiftin Carys ve Dylan adında iki çocuğu bulunuyor.
Catherine Zeta Jones'un efsanevi oyuncu eşi Douglas, evliliklerinin sırrı anlattı. Ünlü oyunca yatıp kalkıp Viegraya dua ediyor.
Batı Afrika ülkesi Moritanya'da kadınların sünnet edilmesi uygulamasının dini olmadığı yönünde fetva verilmesinden sonra, Nijerya'da da kızlarını sünnet olmaya zorlayan annelere ceza uygulaması başlatıldı. Ülkede 2003 yılında çıkarılan bir yasa gereği, Kollo bölgesindeki 45 kadına ceza verildi, suçun cezası olarak verilen 8 aylık hapis cezaları ise ertelendi. Moritanya'da 12 Ocak'ta imzalanan fetvanın, kadınların yüzde 72'sinin sünnet olduğu Moritanya'da bu hafta kamuoyunun gündemine geldiği bildirildi. İslami Düşünce Forumu Genel Sekreteri Şehy Ould Zeyn, uygulamanın Kuran'da yeri olmadığını söyleyerek 34 imam ve din alimi tarafından imzalanan bir fetva çıkardıklarını açıklamıştı.
Moritanya'da genç kızların sünnet eziyeti sona eriyor. Yayınlanan fetva anneleri yakacak.
Tam gün yasası Meclis'ten geçti. Kamuoyunda yasanın ayrıntılarını bilmeyen çok sayıda vatandaş var. Hatta sağlık çalışanları bile yeterli derecede bilgi sahibi değil.. İşte bu haber yeni ve eski yasa arasındaki farkları göstermesi açısından önem arzediyor.. Öte yandan Sağlık Bakanı Recep Akdağ Tam Gün Yasası'na ilişkin bir açıklama yaptı.. Akdağ ''Vatandaşlarımız için çok güzel bir yasa yaptık, sağlık çalışanları için de çok güzel bir yasa yaptık'' dedi. Üniversite Hastaneler Birliği Toplantısı'na katılmak üzere İzmir'e gelen Sağlık Bakanı Akdağ, İzmir Valiliğini ziyaret etti. Akdağ, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, son 1,5 yıldır üniversite hastaneleriyle ortak çalışmalar yürüttüklerini söyledi. TARİHİ BİR KANUN YAPTIK Tam Gün Yasası'nın etkilerine ilişkin bir soru üzerine Bakan Akdağ, şunları kaydetti: ''Şükürler olsun. Tam Gün Yasası, vatandaşımızın işini kolaylaştıran, bir üniversite hastanesine gittiğinde, özel muayene parası öderse ancak hizmet alabildiği bir sistemi tarihe gömmüş oldu. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde altı ay, üniversite hastanelerinde bir sene geçiş süreci var. Buralarda muayenehanesi bulunan hekimlerimize fırsat tanımak ve sistemi düzenlemek amacıyla geçiş süreci olacak. Vatandaşlarımız için çok güzel bir yasa yaptık, sağlık çalışanları için de çok güzel bir yasa yaptık. Hekimle hastası arasında doğrudan para al-ver ilişkisinin olduğu bir sistemin kimseyi rahat ettirmediği açıktı. Tarihi bir kanun yapmış olduk.'' ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİ BORÇLARI Sağlık Bakanı Akdağ, Tam Gün Yasası ile Sağlık Bakanlığının borçları bulunan üniversite hastanelerine destekte bulunup bulunmayacağına ilişkin soruya, ''Tam Gün Yasası, üniversite hastanelerinin daha verimli çalışmasını sağlayacağı için finansal açıdan hastanelerimizin işini kolaylaştıracak bir düzenlemedir'' yanıtını verdi. HEKİMLERİ MAAŞLARI Bakan Akdağ, Başbakan Erdoğan'ın, ''Hekimlerin benim kadar maaşı olacak'' açıklamasının hatırlatılması üzerine, ''Şu anda Sağlık Bakanlığı hastanelerindeki değerli meslektaşlarımın, uzman hekimlerin ortalama gelirleri, maaşları ve ek ödemelerle 6 bin 500 lira civarındadır'' diye konuştu. Tam Gün yasanın ana hatları neler? Mevcut uygulamadan farkı ne olacak? İşte ayrıntılar... [PAGE] Yasaya göre, personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden personele bir ayda yapılacak ek ödemenin tutarı, ilgili personelin bir ayda alacağı aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı ile yabancı dil tazminatı hariç) toplamının; klinik şefleri ve şef yardımcıları ile uzman tabip kadrosuna atanan profesör ve doçentlerde yüzde 800'ünü geçemeyecek. Bu ödemeler; uzman tabip ve tıpta uzmanlık mevzuatında belirtilen dallarda, bu mevzuat hükümlerine göre uzman olanlar ile uzman diş tabiplerinde yüzde 700, pratisyen tabip ve diş tabiplerinde yüzde 500, idari sağlık müdür yardımcısı, hastane müdürü ve eczacılarda yüzde 250, başhemşirelerde yüzde 200, diğer personelde ise yüzde 150 ile sınırlı olacak. İşin ve hizmetin özelliği dikkate alınarak yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, ameliyathane, enfeksiyon, özel bakım gerektiren ruh sağlığı, organ ve doku nakli, acil servis ve benzeri hizmetlerde çalışan personel için yüzde 150 oranı, yüzde 200 olarak uygulanacak. Sözleşmeli olarak istihdam edilen personele yapılacak ek ödemenin tutarı ise aynı birimde aynı unvanlı kadroda çalışan ve hizmet yılı aynı olan emsali personel esas alınarak belirlenecek ve bunlara yapılacak ek ödeme hiçbir şekilde emsaline yapılabilecek ek ödeme üst sınırını geçemeyecek. Üniversite elamanları Yükseköğretim Kanununa göre Sağlık Bakanlığı merkez teşkilatı ile bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında görevlendirilenler, ilave ödemelerden yararlanmamak kaydıyla, Bakanlık merkez veya bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yaptıkları unvan için belirlenen ek ödemeden faydalandırılacak. Sağlık kurum ve kuruluşlarında ihtiyaç duyulması halinde, ilgilinin isteği ve kurumlarının onamasıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevli sağlık personeli, haftanın belirli gün veya saatlerinde veya belirli vakalar ve işler için görevlendirilebilecek. Yıl veya ay itibarıyla belirli bir süre için görevlendirme halinde bu kişilere, sadece görevlendirildikleri sağlık kuruluşundaki döner sermaye işletmesinden ödeme yapılacak. Belirli bir vaka ve iş için görevlendirilenlere ise kadrosunun bulunduğu kurumdaki döner sermaye işletmesinden yapılan ödemenin yanı sıra, katkı sağladıkları vaka ve iş dolayısıyla görevlendirildiği sağlık kuruluşundaki döner sermaye işletmesinden, toplamda tavan oranları geçmemek üzere döner sermayeden ek ödeme yapılacak. Sağlık Bakanlığı ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezinde kadro ve pozisyonlarına (döner sermaye dahil) atanan ve döner sermaye gelirlerinden ek ödeme alan klinik şef ve şef yardımcılarına, ek gösterge dahil en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 410'u, uzman tabip, Tıpta Uzmanlık Tüzüğüne göre uzman olanlar ve uzman diş tabiplerine yüzde 335'i ve pratisyen tabip ve diş tabiplerine ise yüzde 180'i oranında, her ay herhangi bir katkıya bağlı olmadan döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılacak. Bu ödemeye hak kazanılmasında ve ödenmesinde, aylıklara ilişkin hükümler uygulanacak. Tıp fakültelerinde çalışanların durumu nasıl olacak? [PAGE] Tıp fakültelerinde de tam gün Yasaya göre, öğretim elemanları, üniversitede devamlı statüde görev yapacak. Bu durumda, üniversitelerin tıp fakültelerinde görev yapan öğretim elemanları da tam gün çalışacak. Öğretim elemanları, bu Kanun ile diğer kanunlarda belirlenen görevler ve telif hakları hariç olmak üzere, yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde ücretli veya ücretsiz, resmi veya özel başka herhangi bir iş göremeyecekler, ek görev alamayacaklar, serbest meslek icra edemeyecekler. Öğretim üyesi, kadrosunun bulunduğu yükseköğretim birimi ile sınırlı olmaksızın ve ihtiyaç bulunması halinde görevli olduğu üniversitede haftada asgari 10 saat ders vermekle yükümlü tutulacak. Öğretim görevlisi ve okutmanlar ise haftada asgari 12 saat ders verecekler. Öğretim elemanlarının, ders dışındaki uygulama, seminer, proje, bitirme ödevi ve tez danışmanlıklarının kaç ders saatine karşılık geldiği; kendi üniversitesi dışındaki devlet veya vakıf üniversitelerine bağlı yükseköğretim kurumlarında haftada verebileceği azami ders saatleri ve uzaktan öğretim programlarında verdikleri derslerin örgün öğretim programlarında verilen kaç ders saatine karşılık geldiği YÖK tarafından belirlenecek. Rektörlerin ders zorunluluğu yok Rektör, rektör yardımcısı, dekan, enstitü ve yüksekokul müdürlerinin ders verme yükümlülüğü bulunmayacak. Başhekimler, dekan yardımcıları, enstitü ve yüksekokul müdür yardımcıları ve bölüm başkanları haftada asgari 5 saat ders vermekle yükümlü olacak. Öğretim elemanları; ilgili kurumların talebi ve kendisinin kabul etmesi, üniversite yönetim kurulunun uygun görmesi ve rektörün onayı ile ihtiyaç duyulan konularda, özlük işlemleri kendi kurumlarınca yürütülmek kaydıyla, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında geçici olarak görevlendirilebilecek. Bu şekilde görevlendirilenlerin, kadrosunun bulunduğu yükseköğretim kurumlarındaki aylık ve diğer ödemeler ile öteki hakları devam edecek. YÖK, bağlı birimleri ve Üniversitelerarası Kurul ile Adli Tıp Kurumunda görevlendirilenler hariç olmak üzere görevlendirilenler, döner sermayeden yararlanamayacak. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile dernek veya vakıfların yönetim ve denetim organlarında görev yapanlar bakımından, ayrıca bir görevlendirme kararı aranmayacak. Ancak, bu görevler, öğretim elemanının bu Kanundan kaynaklanan mesaisini aksatmayacak şekilde yürütülecek. Üniversitelerde döner semraye nasıl olacak? [PAGE] Üniversitelerde döner sermaye Yükseköğretim kurumlarında, üniversite yönetim kurulunun önerisi ve YÖK'ün onayı ile döner sermaye işletmesi kurulabilecek. Kurulacak döner sermaye işletmesinin başlangıç sermayesine ilgili yükseköğretim kurumu bütçesinde bu amaç için ödenek öngörülmek şartıyla katkı sağlayabilecek. Döner sermaye işletmesine tahsis edilen sermaye, üniversite yönetim kurulu kararı ile artırılabilecek. Artırılan sermaye tutarı yıl sonu karlarından karşılanacak. Ödenmiş sermaye tutarı, tahsis edilen sermaye tutarına ulaştıktan sonra kalan yıl sonu karı, döner sermaye işletmesinin hizmetlerinde kullanılmak üzere ertesi yılın gelirine ilave edilecek. Süreklilik arz eden hizmet alımları ile maliyeti yüksek ve ileri teknoloji ürünü olan tıbbi cihazların hizmet alımı yoluyla temini veya kiralanması için döner sermaye kaynaklarından gelecek yıllara yaygın yüklenmelere girişilebilecek. Döner sermaye gelirlerinden tahsil edilen kısmın, tıp ve diş hekimliği fakülteleri ile bağlık uygulama ve araştırma merkezleri için asgari yüzde 35'i, ziraat ve veteriner fakülteleri, sivil havacılık yüksekokulu ile bünyesinde atölye veya laboratuvar bulunan yükseköğretim kurumları için ise yüzde 25'i, diğer yükseköğretim kurumları için ise yüzde 15'i; ilgili yükseköğretim kurumunun ihtiyacı olan mal ve hizmet alımları, her türlü bakım, onarım, kiralama, projelerin tamamlanmasına yönelik inşaat işleri ve yönetici payları için kullanılacak. Döner sermaye gelirlerinden tahsil edilen kısmın yüzde 5'i, üniversite bünyesinde yürütülen bilimsel araştırma projelerinin finansmanına ayrılacak. Döner sermaye payları Tıp ve diş hekimliği fakülteleri ile sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinin hesabında toplanan döner sermaye gelirleri bakiyesinden, bu yerlerde; gelir getiren görevlerde çalışan öğretim üyesi ve öğretim görevlilerine aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme, ödenek (geliştirme ödeneği hariç) ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı ile yabancı dil tazminatı hariç) toplamından oluşan ek ödeme matrahının yüzde 800'ünü geçemeyecek. Bu oran, araştırma görevlilerine ise yüzde 500, bu yerlerde görevli olmakla birlikte gelire katkısı olmayan öğretim üyesi ve öğretim görevlilerine yüzde 600, araştırma görevlilerine ise yüzde 300 olarak uygulanacak. Devlet Memurları Kanununa tabi personel (döner sermaye işletme müdürlüğü ve döner sermaye saymanlık personeli dahil) ile sözleşmeli olarak çalışan personele ek ödeme matrahının; hastaneler başmüdürü ve eczacılar için yüzde 250'si, başhemşireler için yüzde 200'ü, diğerleri için yüzde 150'si, işin ve hizmetin özelliği dikkate alınarak yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, ameliyathane, enfeksiyon, özel bakım gerektiren ruh sağlığı, organ ve doku nakli, acil servis ve benzeri sağlık hizmetlerinde çalışan personel için yüzde 200'ü geçmeyecek şekilde aylık ek ödeme yapılacak. Sözleşmeli personele yapılacak ek ödeme matrahı, sözleşmeli personelin çalıştığı birim ve bulunduğu pozisyon unvanı itibarıyla aynı veya benzer unvanlı memur kadrosunda çalışan, hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personel dikkate alınarak belirlenecek. Emsali bulunmayan sözleşmeli personelin ek ödeme matrahı ise brüt sözleşme ücretlerinin yüzde 25'ini geçemeyecek. Öğretim üyelerine bir yıl süre Rektör, rektör yardımcısı ve genel sekreterlere, gelir getirici katkılarına bakılmaksızın, üniversite yönetim kurulunun uygun gördüğü birimin döner sermaye hesabından yönetici payı olarak ayrılan tutardan ek ödeme yapılacak. Yapılacak ek ödemenin tutarı ek ödeme matrahının, rektörler için yüzde 600'ünü, rektör yardımcıları için yüzde 300'ünü, genel sekreterler için yüzde 200'ünü geçemeyecek. Döner sermaye gelirinin elde edildiği birimlerin dekan, başhekim ve enstitü ve yüksekokul müdürleri ile bunların yardımcılarına, gelir getirici katkılarına bakılmaksızın, görev yaptıkları birimin döner sermaye gelirlerinden yönetici payı olarak ayrılan tutardan ek ödeme yapılacak. Yapılacak ek ödemenin tutarı, ek ödeme matrahının dekan, enstitü ve yüksekokul müdürü için yüzde 250'sini, bunların yardımcıları için yüzde 100'ünü; tıp ve diş hekimliği fakülteleri dekanları ile sağlık uygulama ve araştırma merkezleri başhekimleri için yüzde 500'ünü, bunların yardımcıları için yüzde 300'ünü geçemeyecek. Kanunun Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte, kısmi statüde görev yapan öğretim üyelerinden, yayım tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde talepte bulunanlar, devamlı statüye geçirilecek. Bu süre içerisinde talepte bulunmayanlar istifa etmiş sayılacak. Hekimler hangi kuruluşlarda sadece birinde görev yapacak? Sağlık kurumları Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda değişiklik yapan kanun, tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların, görevlerini yapabilecekleri sağlık kurumlarını da yeniden belirliyor. Buna göre, hekimler şu kuruluşlardan yalnızca birinde görev yapabilecek: -Kamu kurum ve kuruluşları. -Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan özel sağlık kurum ve kuruluşları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan vakıf üniversiteleri. -Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan özel sağlık kurum ve kuruluşları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan vakıf üniversiteleri, serbest meslek icrası. Tabipler, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilecek. Sosyal Güvenlik Kurumunca branş bazında sözleşme yapılan özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversiteleri, yalnızca sözleşme yaptıkları branşlarda hasta kabul edebilecek. Mesleğini serbest olarak yapanlar, hizmet bedeli hasta tarafından karşılanmak ve Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmemek kaydıyla hastaların teşhis ve tedavisini yapabilecekler. Sözleşmeli statüde olanlar da dahil olmak üzere mahalli idareler ile kamu tabipliklerinde çalışan ve döner sermaye ek ödemesi almayan tabipler, iş yeri hekimliği yapabilecek. Zorunlu sigorta yaptıracak Kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, "tıbbi kötü uygulama" nedeniyle kendilerinden talep edilebilecek zararlarla, kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara karşı sigorta yaptırmak zorunda olacak. Söz konusu sigorta priminin yarısı kendileri tarafından, diğer yarısı döner sermayesi bulunan kurumlarda döner sermayeden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda ise kurum bütçelerinden ödenecek. Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan ya da mesleklerini serbest yapan tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, tıbbi kötü uygulama nedeniyle kişilere verebilecekleri zararlarla, bu nedenle kendilerine yapılacak rücuları karşılamak üzere mesleki mali sorumluluk sigortası yaptıracak. Zorunlu mesleki mali sorumluluk sigortası, mesleklerini serbest olarak yapanların kendileri, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanların ilgili özel sağlık kurum ve kuruluşları tarafından yaptırılacak. Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanların sigorta primlerinin yarısı kendileri tarafından, yarısı istihdam edenler tarafından ödenecek. Zorunlu sigortaları yaptırmayanlara, sigortası yaptırılmayan her kişi için 5 bin TL idari para cezası verilecek. İyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerlerde çalışan personel için haftalık çalışma süresi 35 saat olacak. Bu süre içinde Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu, limitleri ayrıca dikkate alınacak. Nöbet ücretleri Yataklı tedavi kurumları, seyyar hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezleri ve 112 acil sağlık hizmetlerinde, haftalık çalışma süresi dışında normal, acil veya branş nöbeti tutan, ancak bu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlar ile sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için (nöbet süresi kesintisiz 6 saatten az olmamak üzere) ücret ödenecek. Ücretler, kanunda hazırlanan gösterge rakamlarının, aylık katsayısı ile çarpılmasıyla hesaplanacak. Ancak ayda 130 saatten fazla çalışma süresi için ödeme yapılmayacak. Ücretler, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmayacak. İcap nöbeti tutan ancak karşılığında kurumunca izin kullanmasına izin verilmeyen memurlar ile sözleşmeli personele, her bir icap nöbeti saati için, -icap nöbeti süresi kesintisiz 12 saatten az olmamak üzere- aynı ücretin yüzde 40'ı tutarında nöbet ücreti ödenecek. Bu şekilde ücretlendirilebilecek toplam icap nöbetinin süresi, aylık 120 saati geçemeyecek. Ödemeler, döner sermayesi bulunan kurumlarda döner sermaye bütçesinden karşılanacak. Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurum ve kuruluşları ile üniversitelerin ilgili birimleri, Bakanlık ve üniversitelerce karşılıklı olarak işbirliği çerçevesinde, birlikte kullanılabilecek. TSK kadrolarında bulunanlar Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında bulunan personelden, rütbelerine göre, öğretim üyesi tabip, öğretim üyesi diş tabibi, uzman tabip, uzman diş tabibi, tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatındaki dallarda, bu mevzuat hükümlerine göre uzman olanlara, kanunda belirtilen oranları geçmemek üzere, orgeneral aylığının brüt tutarı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda sağlık hizmetleri tazminatı ayrıca ödenecek. Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında görevli sivil öğretim üyesi tabipler ile Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak görev yapan uzman tabip, uzman diş tabibi, tabip ve diş tabiplerine de kanunda belirtilen oranları geçmemek üzere, en yüksek devlet memuru aylığının, brüt tutarı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda sağlık hizmetleri tazminatı ayrıca ödenecek. Sağlık hizmetleri tazminatının oranları ile usul ve esasları; personelin rütbesi, unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, görev yeri ve özellikleri, eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri, mesleki uygulamaları ile özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi hizmete katkı unsurları esas alınarak, Maliye Bakanlığının görüşü, Genelkurmay Başkanlığının uygun görüşüyle Milli Savunma Bakanlığınca belirlenecek. TSK'nın sağlık personeli ihtiyacı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığına bağlı eğitim hastaneleri ile askeri tıp fakültesinde öğretim üyesi veya tabip ihtiyacı doğması halinde, TSK Sağlık Komutanlığının talebi üzerine, Sağlık Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu tarafından öncelikli olarak görevlendirme yapılacak. TSK'ya bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında ihtiyaç duyulması ve TSK Sağlık Komutanlığının talep etmesi halinde, Sağlık Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlarda veya üniversite hastanelerinde görevli öğretim üyeleri ile diğer sağlık personeli, haftanın belirli gün veya saatlerinde ya da belirli vakalar ve işler için, Sağlık Bakanlığı veya Yüksek Öğretim Kurulu tarafından görevlendirilecek. Sağlık Bakanlığında vekaleten atama ve görevlendirilenler ile kanunun ilgili maddesince ek ödeme alanlar hariç, döner sermaye gelirlerinden ek ödeme alanlar, tabip ve diş tabipleri ile uzmanlar; sigorta priminin işveren payı da dahil tamamını ödeyerek, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasıyla sınırlı olmak kaydıyla ilave olarak sigorta primine tabi tutulacak. Kanun, ilave prim ödemesinde bulunanlardan, malullük, yaşlılık, vazife malullüğü, emeklilik aylığı ya da sürekli tam iş göremezlik geliri bağlanmasına hak kazananlara verilecek ilave aylık ödemesini de düzenliyor. Bu kişilere; ilave olarak ödedikleri her yıla ait sigorta prim matrahının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren söz konusu aylık veya geliri talep ettiği tarihe kadar geçen yıllar için her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, ilave prim ödedikleri gün sayısına bölünmesi sonucu bulunacak ortalama günlük kazancın 30 katının, ilave prim ödedikleri gün sayısının her 360 günü için yüzde 2'si oranında bulunacak tutarda ilave aylık ödenecek. Kamu kurum ve kuruluşlarında memur statüsünde çalışırken, 26 Mayıs 1995 ile 1 Ocak 2010 tarihleri arasında görevinden çekilen, çekilmiş sayılan tabip, diş tabibi, uzman tabip ve uzman olanlar, kanunun yayımından itibaren 6 ay içinde başvururlarsa, görevden ayrıldıkları ildeki Sağlık Bakanlığına ait kurum ve kuruluşlara açıktan atanabilecek. Bu yerlerde ihtiyaç olmaması halinde, atamalar, ihtiyaç olan yerlere yapılacak. Sağlık Bakanlığının tabip, uzman tabipler ve diş tabipleri, açıktan atanabilecekler. Başka neler var? Sonraki sayfada [PAGE] Hudut ve sahillerde çalışanlara ek ödeme Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünde çalışan memurlar ile sözleşmeli personelden taşra teşkilatında görev yapan tabipler için ek gösterge dahil, en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 400'ünü, merkez ve taşra teşkilatında görev yapan diğer personele yüzde 200'ünü geçmemek üzere ek ödeme yapılabilecek. Ek ödemenin oranı ile usul ve esasları; görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, çalışma süresi, personelin sınıfı, kadro unvanı, derecesi ve atanma biçimi gibi kriterler ile personele aylık ve özlük hakları dışında ilgili mevzuatına göre yapılan diğer ilave ödemeler dikkate alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığınca belirlenecek. Bu ödemelerden damga vergisi hariç, herhangi bir vergi kesilmeyecek. Kızılay'ın hastaneleri Türkiye Kızılay Derneğine (Kızılay) ait, 1 Mayıs 2009 tarihi itibarıyla ruhsatlı olarak işletilmekte bulunan hastane ve tıp merkezleri, bu Kanunun yayımından itibaren 6 ay içerisinde Sağlık Bakanlığı ile Kızılay arasında yapılacak protokolle Bakanlığa devredilecek. Bu kurumlarda, 1 Mayıs 2009 tarihi itibarıyla iş sözleşmesine bağlı olarak çalışmakta olan Devlet Memurları Kanununda öngörülen genel ve ilgili kadro veya pozisyon için öngörülen özel şartları taşıyan personelden; tabipler ve diş tabipleri, istekleri halinde çalışmakta oldukları ildeki ihtiyaç bulunan sağlık kurum veya kuruluşlarının memur kadrolarına atanacak. Tabipler ve diş tabipleri dışındaki diğer personel, istekleri halinde, yaptıkları iş, eğitim durumu ve bulundukları pozisyon dikkate alınarak Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine, Maliye Bakanlığının izni ile çalışmakta oldukları ildeki sağlık kurum veya kuruluşlarında Bakanlık veya döner sermaye teşkilatı adına vizelenecek pozisyonlarda istihdam edilecek. Bu kişiler, sözleşmeli personel statüsüne geçirilecek. Personel sayısı bin 375 kişiyi geçmeyecek Bu şekilde istihdam edilecek toplam tabip sayısı 180'i, sağlık personeli sayısı 490'ı ve diğer personel sayısı 705'i geçemeyecek. Kadro ve pozisyonlara atanma ve geçirilmede, iş sözleşmeleri askıda bulunanlar, tam zamanlı çalışanlar ile emeklilik veya yaşlılık aylığı kesilmek suretiyle çalışanlar dahil herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanmamış olanlar dikkate alınacak. İşlemler, sağlık kuruluşunun devir tarihini müteakip 6 ay içerisinde tamamlanacak. Personele, memur ve sözleşmeli personel statüsüne geçirilmeleri nedeniyle, iş mevzuatına göre Bakanlık veya Kızılay tarafından herhangi bir tazminat ödenmeyecek. Kullanmadıkları yıllık ücretli izin süreleri için herhangi bir ödeme yapılmayacak. Personelin emekli ikramiyesi veya iş sonu tazminatının hesabına dahil edilecek hizmet sürelerinden kaynaklanan ilave maliyetin finansmanına karşılık olmak üzere, devir tarihi itibariyle ilgililerin atandıkları kadro unvanı ile derecesi ve kademesi veya geçirildikleri sözleşmeli personel pozisyonlarının unvanı ve hizmet süreleri esas alınarak hesaplanacak emekli ikramiyesi veya iş sonu tazminatı toplam tutarı, 5 yıl içerisinde 5 eşit taksitte Kızılay tarafından Bakanlığın döner sermayesine ödenecek veya devredilen sağlık kuruluşlarına ait taşınır bedelleri ile devredilen sağlık kuruluşlarının bulunduğu Kızılay'a ait taşınmazların kiralanması halinde kira alacağından mahsubu yapılacak. Komisyon oluşturulacak Sağlık Bakanlığına devredilen sağlık kuruluşlarına ait taşınırlardan Bakanlıkça devralınacaklar ile bunların bedeli, Maliye Bakanlığı temsilcisinin koordinatörlüğünde, Bakanlık ve Kızılay temsilcilerinden oluşacak 3 kişilik komisyonlar tarafından tespit edilecek. Tespit edilen tutar, Bakanlıkça belirlenecek sağlık kurum ve kuruluşlarının döner sermaye gelirlerinden karşılanacak. Komisyonlar, bedel tespit ederken gerektiğinde meslek kuruluşlarından veya bilirkişilerden yararlanabilecek. Kanunun bazı maddelerinin uygulanmasına geçiş süreci konuldu. Yasa, tam gün çalışma açısından, üniversite hastanelerinde bir yıl, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde ise 6 ay sonra yürürlüğe girecek.
Çok tartışıldı, konuşuldu. Kamuoyu tam Gün yasasını yeterince bilmiyor. İşte yasanın mevcut uygulamadan farkları.
Dünyada turizm 2009 yılında ciddi sıkıntı yaşadı. Pek çok ülkede turizmde azalma yaşanırken Türkiye'de artış yaşandı. Kültür ve Turizm Bakanlığının yaptığı basın açıklamasında 2009 yılında dünyada turizmin daraldığını Türkiye'de ise turizmin artış gösterdiğini belirterek, Aralık ayında ülkemize ziyaret eden yabancı sayısında yüzde 12,35 artış gösterdiği belirtildi. Dünyadaki bu eğilimin aksine 2009 da bu sayının geçen yıla oranla yüzde 2.81 artış göstererek 27 milyon 77 bin 144 olduğu belirtildi
Kültür ve Turizm Bakanlığı 2009 yılı turist sayısını açıkladı. Krize rağmen turist sayısında artış var.
İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesi, Türkiye’ye karşı ılımlı tavrıyla bilinen İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Benjamin Ben-Eliezer ile son Ankara-Tel Aviv krizinin mimarı olan Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın, Almanya ziyareti sırasında Türkiye ve "Kurtlar Vadisi Pusu" dizisi yüzünden tartıştıklarını yazdı. Gazetenin köşe yazarlarından Yossi Verter, tartışma esnasında Ben-Eliezer'in Lieberman'a, "Eğer arkadaşım olmasaydın seni shawarma (Türk döneri) yapardım" dediğini, İsrail Dışişleri Bakanı'nın da Ben-Eliezer’i “fino köpeği gibi davranmakla” suçladığını iddia etti. Haaretz yazarı Verter tarafından kaleme alınan yazıya göre, geçen hafta Başbakan Benjamin Netanyahu’nun başkanlığındaki heyetle Almanya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştiren iki bakan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile düzenlenen basın toplantısının ardından İsrail büyükelçiliğine gitti. Sanayi Ticaret ve Çalışma Bakanı Benjamin Ben-Eliezer Verter’e göre, iki bakan, İsrail’in Almanya Büyükelçisi Yoram Ben-Zeev ile birlikte en az 10 kişinin daha bulunduğu diplomatlar salonunda Türkiye tartışmasına tutuştu. Lieberman, Ben-Eliezer’i “fino köpeği gibi davranmakla” suçlarken, Ben-Eliezer de Dışişleri Bakanı’nın çifte standart uyguladığını söyledi. Olay sırasında orada bulunan bir kaynağa dayandırılan habere göre, Ben-Eliezer’le Lieberman arasındaki Türkiye tartışması aynen şöyle gerçekleşti: - Ben-Eliezer: “Dışişleri Bakanlığı’nın ayrıştırıcı değil birleştirici unsurlar bulması lazım. Bakanlığın on yıllar içinde oluşan politikalarını yerle bir ediyorsun. Eğer arkadaşım olmasaydın seni shawarma (Türk döneri) yapardım.” - Lieberman: “Sen geleneksel Musevi yaklaşımına takılıp kalmışsın. Yani hep efendilerini mutlu etmeye çalışıyorsun.” "MISIR VE ÜRDÜN'DEKİ DİZİLERE NİYE KIZMIYORSUN?" - Ben-Eliezer: “Mısır ve Ürdün’de her gün İsrail karşıtı televizyon dizileri yayınlanıyor. Onlara niye kızmıyorsun?” - Lieberman: “Fark şu ki, Mısırlılarla Ürdünlüler, Türkiye Başbakanı’nın yaptığı gibi, Ahmedinecad’ın en iyi dostları olduğunu söylemiyorlar ve sabah akşam İsrail’in cumhurbaşkanıyla başbakanına saldırmıyorlar. Yakında siz Mapaynikleri (İşçi Partisi’nin selefi olan Mapay partisi taraftarı) soyu tükenmekte olan tür ilan edip Brei Ayish hayvanat bahçesine koyacaklar. Orası bile size büyük gelecek.” - Ben-Eliezer: “Niye işi kişiselleştiriyorsun? Torunum, bunun konuyla alakası yok, deyince ona şöyle diyorum: Konuyu saptırma, anlamlı bir şey söyle.” - Büyükelçi Ben-Zeev: “Almanya’da büyük bir Türk azınlık var. Türk Başbakanı bir süre önce buraya geldi. Bir Türk topluluğa hitap etti ve ülkelerine olan bağlılıklarından vazgeçmemelerini söyledi.” - Ben-Eliezer: “Bak işte, görüyor musun? Böyle söyledi diye Almanlar keçileri kaçırmadılar.” "FİNO KÖPEĞİ OLMAK İSTEYEN OLSUN" - Lieberman: “Fino köpeği olmak isteyen fino köpeği olsun. Ortadoğu’da başka seçeneğimiz yok. Bazen sinirden kendini kaybetmiş gibi davranman gerekir.” - Ben-Eliezer: “Almanya’nın İran’la bir sürü ticaret ilişkisi var. Bugün bütün gün boyunca Almanlarla birlikte oturduk ve iyi dostuz. Eğer eleştirecek bir şeyi olsa bile, bunun nasıl dile getireceğimiz bellidir. Türkiye’nin bizden uzaklaşma süreci, Avrupa Birliği’nin kendilerini kabul etmemesinden sonra Araplara doğru itilmeleriyle başladı. Buna liderlerimiz aracılığıyla biz de çirkin bir şekilde katkıda bulunduk. (Ben Eliezer burada Olmert’in Gazze operasyonunun başlamasından iki gün önce Ankara’yı ziyaret etmesini ve Türkleri kızdırmasını kastediyor.)” - Lieberman: “Sen onlardan korkuyorsun. Tek istediğin onları yatıştırmak ve haklı çıkarmak.” - Ben-Eliezer: “Ben kimseden korkmam. Ben savaşlarda yaralandım. Ben sadece kendimizi Müslüman dünyadan soyutlamanın çıkarlarımıza nasıl hizmet ettiğini anlayamıyorum.”
İsrailli bakanlar Türkiye konusunda kavgaya tutuşmuşlar. İki bakanın tartışmasında ağır laflar havada uçuşmuş.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) İstanbul İl Temsilciliği'nin internet sitesinde yapılan açıklamada, kriz masası oluşturulduğu belirtilirken, şu ifadelere yer verildi: ''Meteorolojiden ve yerel yönetimlerden aldığımız bilgiler neticesinde, hafta sonu İstanbul'da ve çevre illerde soğuk ile kar yağışlı hava beklenmektedir. Kulüplerimizin durumları göz önünde bulundurularak, 23-24 Ocak 2010 tarihlerinde İstanbul'da oynanacak olan Süper Amatör Lig, 1. Amatör Lig, U-19 Ligi, U-16 Ligi ve U-14 liglerinde oynanacak olan müsabakaların bir sonraki haftaya ötelenmesi uygun görülmüştür.''
İstanbul'da beklenen kar yağışı nedeniyle amatör lig futbol müsabakalarının ertelendiği açıklandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'gerekirse hükümet deviririz' diyen Tek Gıda İş Sendikası Başkanı Mustafa Türker'e tepki gösterdi. "Genel grev kararı alırsak hükümeti deviririz" diyen Türker'e cevap veren Başbakan, "Neymiş, hükümet devirirmiş. Sen avucunu yalarsın, avucunu. Neyi deviriyorsun?" dedi. Başbakan Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, TEKEL işçilerinin gösterilerinin, tümüyle hükümeti kışkırtmaya dönüştüğüne dikkat çekti. Erdoğan, "Küresel krizle birlikte Türkiye'de işsiz sayısı 4 milyon rakamına ulaştı. Dünyanın her ülkesinde ciddi artışlar var. Şu anda çok şükür düşüş başladı. Dört milyona yakın iş sınavlarında ter döküyor. Hükümet olarak imkanlarımızı zorluyoruz. İstihdam alanları oluşturmak için yoğun gayret sarf ediyoruz. Yedi yıl önce göreve geldiğimizde tabii ki işsizliği düşürmek için geldik. İşsizliği yüzde 10.7, yüzde 9'a kadar düşürdük, sonra tekrar çıkmaya başladı." diye konuştu. HÜKÜMET DEVİRİRLERMİŞ! AVUCUNU YALARSIN SEN! Tek Gıda İş Başkanı Mustafa Türker'in, "Gerekirse hükümeti deviririz." sözlerini de eleştiren Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti; "Şu ifadeye bak. 'Genel grev kararı almadık, grev kararı alırsak hükümet deviririz.' Bu anlayışta olan bir sendikacının, bu ülkenin istikbalini, aydınlık yarınlarını düşünme derdi diye bir şeyi olabilir mi? Bunlarla siz nasıl masaya oturursunuz ya? Neymiş, hükümet devirirmiş. Sen avucunu yalarsın, avucunu. Neyi deviriyorsun? Bunlar ülkeyi sadece kendilerinden ibaret zannediyorlar. Bu AK Parti, 15 milyon seçmeninin oyunu alarak işbaşına geldi. Sen, 15 milyon temsilcisi olan AK Parti'yi devireceksin. Senin kaç tane üyen var. Ve bizi, bu kadar işçisine, memuruna yakın bir iktidar olan AK Parti'yi bununla tehdit edeceksin, önce haddini bil, bizi söylemeyi düşünmediğiniz ifadeyi kullanmaya mecbur etmesinler." TEKEL İŞÇİLERİ UZLAŞMADAN KAÇINIYOR Ankara'da eylem yapan TEKEL işçilerini de eleştiren Erdoğan, 2 yıldır işçilere milletin emanet ettiği paradan aylıkları ödediklerini söyledi. TEKEL işçilerinin kıdem ve ihbar tazminatlarının verildiği söyleyen Erdoğan, bu işçilere 4-C'li yeni iş yerlerinde çalışma önerdiklerini anlattı. Erdoğan, TEKEL işçilerinin, muhalefet partilerinin ve marjinal örgütlerin ve hükümet karşıtı güçlerin istismarına alet oldukları için uzlaşmadan kaçındıklarını kaydetti. YUMUŞAK BAŞLIYSAM KİM DEDİ UYSAL KOYUNUM Medya organlarında "Başbakan sert konuşuyor." diye yazıldığını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Nasıl konuşmayayım. Hep vuracaksın, ben de sana öbür yanağı çevireceğim, yok böyle bir şey. Dedim ya biz Asım'ın nesliyiz; 'Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum'. Biz uysal koyun değiliz." diye konuştu. "Ey memur, işçi kardeşim; şu AK Parti iktidarının yaptıklarını nasıl bir kenara atıyorsun, bu, akla, iz'ana sığar mı?"diye soran Erdoğan, TEKEL işçilerinin medyanın, muhalefetin çirkin oyununa gelmemeleri çağrısında bulundu. "Bugüne kadar alışılan şuydu; devletin malı deniz yemeyen domuz anlayış buydu." diyen Erdoğan, TEKEL işçilerine ayda 40 trilyon maaş ödendiğini söyledi. DOKTORLAR BENDEN FAZLA MAAŞ ALACAK Başbakan Erdoğan, dün Meclis'te kabul edilen Tam Gün Yasası'na da değindi. Bu yasanın sağlık sistemi adına tam anlamıyla bir devrim olduğunu vurgulayan Erdoğan, vatandaş ve doktor arasındaki tüm aracı mekanizmaların ortadan kalktığını söyledi. Vatandaşın daha kaliteli sağlık hizmetine kavuşacağını belirten Erdoğan, doktorlar üzerindeki haksız iddia ve ithamların da ortadan kalkacağını kaydetti. Gelirini az bulan doktorların da önünü tıkamadıklarını ve isterlerse özel sektöre geçebileceklerini ya da hastanede mesai dışında görev yapabileceklerini belirten Erdoğan şunları kaydetti: "Şimdi ne diyorlar? 'Bize bu noktada fazla mesai yüklüyorlar'. Muayenehaneneye gittiğin zaman bu fazla görev olmuyor mu? Adres orası, uygulama yine hastane. Biz bu yanlışlardan bıktık. Buna ideolojinin deli gömleğini lütfen kimse giydirmesin. Şu anda halkımızın karşısına çıkıp doktorlar ile vatandaşı karşı karşıya getiriyorlar. Ben de vatandaşım, bana da kart verdiniz, ben de muayenehanenize geldim, bana tekrar hastaneyi gösterdiniz. Ben damdan düşenim. Benim gibi Anadolu'nun her köşesinde bu bedeli ödeyen halkım var, biz onların sözcüsüyüz. Evindeki ineğini, danasını satmak suretiyle gidip de o muayenehaneye bedel ödeyip ondan sonra da ameliyat olanları biliyoruz. Şimdi bu ortadan kalkıyor. Niye rahatsız oluyorsunuz? Hani sosyal demokrattınız, neden rahatsız oluyorsunuz? Kimler buna sahip çıkıyor; sosyal demokratım diye geçinen ana muhalefet, milliyetçiyim diye geçinen MHP sahip çıkıyor." Muhalefete bu konuda işbirliği çağrısı yapan Erdoğan, "Hadi gelin omuz omuza verelim, birlikte mücadele sürdürelim. Sürdürelim ki gerçek anlamda hastanelerimiz halkına hizmet veren yerler olsun. Şu anda klinik şefleri yeni sistem içinde bizim aldığımız maaş kadar maaş alacaklar. Belki de daha fazla maaş alanlar olacak bunların içinde" dedi.
Başbakan Erdoğan sendika başkanının söylediklerine öyle bir sinirlendi ki "avucunu yalarsın! ülke senden mi ibaret" dedi.
Afyonkarahisar’da öldürüldükten sonra cesedi parçalanarak, şehrin 3 değişik yerine atılan Kemal Gözel’in katil zanlısı Serhan Hasar’ın (32), cinayeti kendisine "fiili livata" yoluyla tecavüz edilmesi nedeniyle işlediğini, cesedi ise taşıyamadığı için parçaladığını söylediği öğrenildi. Zanlı, olay günü öldürdüğü Kemal Gözel’in önce cinsel organını kestiğini, sonra da bıçaklayarak, öldürdüğünü itiraf etti. Eşi hemşire olan katil zanlısı, olayı önce Adıyaman’daki annesine anlattığını ve annesinin Afyonkarahisar’a gelmesiyle, annesi ile birlikte Emniyet Müdürlüğüne giderek, teslim olduğunu ifade etti. Yıllık izinini kullanan hemşire eşinin, Manisa’nın Salihli ilçesindeki ailesinin yanına gittiğini belirten zanlı, durumu telefonla eşine anlatamadığını, çocuğunun sesini duyduktan sonra telefonu kapattığını bildirdi. FİİLİ LİVATA YOLUYLA TECAVÜZ ETTİ Afyonkarahisar’a eşinin tayini nedeniyle 2006 yılında geldiğini belirten Hasar, sürekli bir işi olmaması nedeniyle amele pazarında iş aradığı bir sırada, yaklaşık 2 ay önce Kemal Gözel ile bir cami avlusunda tanıştıklarını anlattı. Olay günü yine cami avlusunda bir araya gelerek, iş konuşmak için birlikte eve geldiklerini belirten zanlı, evde yaşadıklarını şöyle anlattı: "Kendisinin bir inşaat aldığını belirterek, beni de yanında çalıştırabileceğini söyledi. Cami avlusunda bana bir sigara verdi. Biraz oturduktan sonra başım ağrımaya başladı, eşimin de nöbetçi olması nedeniyle ’eve gidelim çay içelim orada konuşalım’ dedim. Eve giderken bir bakkalın önünde indik ve bir şeyler aldık. Eve gittiğimizde ise ben kola içtim, o da şarap içti. Bu sırada ben de ona bir kaç kez mutfaktan buz ve ekmek getirdim. Başımın ağrısı geçmediği için bana kola içmemi ve başımın ağrısına iyi geleceğini söyledi. Ben de onun bana verdiği kolayı içtim. Kola içtikten sonra duramaz hale gelince, kanepeye uzandım. Kendimden geçmişim." Uyandığında ise Kemal Gözel’in kendisini çırılçıplak soyduğunu ve kendisinin üzerinde olduğunu ileri süren Serhan Hasar, kendisinin bıçakla önce cinsel organını kestiğini, sonra da çeşitli yerlerinden bıçaklayarak öldürdüğünü itiraf etti. "CESEDİ TAŞIYAMADIĞIM İÇİN PARÇALADIM"- Öldürdüğü Kemal Gözel’in elindeki bıçağı almaya çalışırken, elinin de kesildiğini bildiren zanlı, cesedi ise taşıyamadığı için parçaladığını söyledi. Cesedi, yorgana sararak sokağa atmak istediğini ancak kaldıramadığını belirten zanlı, ifadesinde şunları bildirdi: "Evde her taraf kan olmuştu. Cesedi yorgana sarıp sokağa atmaya çalıştım ama kaldıramadım. Cesedi banyoya götürerek önce başını sonra diğer yerlerini kestim. Büyük bir poşete koyarak, pazar arabasıyla götürerek, dışarı attım. Cesedi taşıyamadığım için parçaladım. Başka bir nedeni yok. Götürdüğüm poşetleri boşaltarak, poşetleri ve elbiselerini evdeki sobada yaktım. Daha sonra banyoda bir parça kaldığını görünce, onu da kül dolu bir çuval ile evin önündeki çöpe bıraktım." "YÜRÜYEREK POLİSLERİN ÖNÜNDEN GEÇTİM" Kemal Gözel’in parçalanmış cesedini değişik yerlere attıktan sonra evdeki kan lekelerini de temizlediğini belirten zanlı, evinin çevresindeki polisler nedeniyle bir süre evden çıkamadığını söyledi. Daha sonra evinden çıkarak, polislerin önünden geçip gittiğini ifade eden zanlı, çarşıyı dolaşıp geldikten sonra evdeki geri kalan kanlı yorganı parçalayarak, atmak istediğini ancak çevredeki polisler nedeniyle atamadığını, bir koliye yerleştirip evine bıraktığını ifade etti. BABAN KALP KRİZİ GEÇİRİR O GELMESİN Çarşıya çıktığında, Adıyaman’daki annesine telefon ederek, babasıyla birlikte Afyonkarahisar’a çağırdığını söyleyen zanlı, annesinin ısrarı üzerine durumu kendisine anlattığını kaydetti. Zanlı, telefonla durumu anlatmasının ardından annesinin, "baban duymasın o kalp rahatsızı, kalp krizi geçirebilir" demesi üzerine sadece kendisinin Afyonkarahisar’a gelmesini istediğini ifade ederek, "Annemle telefonla konuştuktan sonra onun gelmesini bekledim. Sabah saat 04.00 gibi annem geldi ve ne yapacağımı sordu. Ben de teslim olacağımı anlattım. Birlikte Emniyet Müdürlüğüne gittik, teslim oldum" dedi. ÇOCUĞUMUN SESİNİ DUYDUM EŞİME ANLATAMADIM- Eşinin Afyonkarahisar’da sözleşmeli olarak hemşirelik yaptığını ve o nedenle kente geldiklerini belirten zanlı, olayın ardından eşinin yıllık izinli olması nedeniyle Manisa’nın Salihli ilçesindeki ailesinin yanına gittiği söyledi. Zanlı, olayın ardından eşini telefonla aradığını ancak durumu anlatamadığını, çocuğunun sesini duymasının ardından telefonu kapattığını kaydetti. O ADAM ANNEMİN ÜZERİNDEYDİ [PAGE] O ADAM ANNEMİN ÜZERİNDEYDİ Adana'da, kendisini aldattığını öne sürdüğü eşi 32 yaşındaki Sevim Kutlu ile yanındaki komşusu 45 yaşındaki Ayşe Aydemir'i tabancayla vurarak öldüren adam eşini sevgilisiyle aşk yaşarken yakaladığını iddia etmişti. Olayın 9 yaşındaki tanığı Mehmet Kutlu da “O adam annemin üzerindeydi” dedi. Cinayet zanlısı 32 yaşındaki Murat Kutlu'nun yargılanmasına başlandı. İKİ KADIN BAŞLARINDAN VURULMUŞ HALDE BULUNDU Olay, 31 Mayıs 2009'da, kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Sarıhamzalı Mahallesi'ndeki bir bahçenin içinde meydana geldi. Bir minibüsün içinde 2 kadın cesedi bulunduğu ihbarı üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri, çalışır durumdaki minibüsün içinde 4 çocuk annesi Sevim Kutlu ve komşusu 5 çocuk annesi Ayşe Aydemir'in başlarından tabancayla vurulmuş cesetleri ile karşılaştı. 9 YAŞINDAKİ OĞLU OLAYA TANIK OLDU Sevim Kutlu'nun oğlu Mehmet Kutlu da olay yerine yakın bir noktada ağlarken bulundu. Çocuk, annesinin ve komşusunun öldürülmesine tanık olduğunu ve cinayeti babasının işlediğini söylerken şüpheli Murat Kutlu, olaydan 184 gün sonra teslim oldu. KARIMI ADAMLA GÖRÜNCE KENDİMİ KAYBETTİM Hakkında 2 kez ömür boyu ve 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Murat Kutlu'nun Adana 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına başlandı. Olaydan sonra linç edilme korkusuyla kaçtığını belirten Murat Kutlu, “Ben fabrikada güvenlik görevlisi olarak çalışmaktayım. O gün eşim bana yemek getirecekti. Ayrıca telefonla babamın rahatsızlandığını söylediler” dedi. İşyerinden izin alarak babasını hastaneye götürmek için eve geldiğini belirten Kutlu, “Yolda oğlum 13 yaşındaki Deniz ile karşılaştım. Bana yemek getirmek için evden çıktıklarında çeşmenin yanına geldiklerinde annesinin kendisine tokat vurduğunu, sonra da Sevim Kutlu ve tanımadığı bir erkekle birlikte minibüse binip gittiğini söyledi. Ben de oğlumun tarif ettiği yöne gittim. Minibüsle karşılaştığımda o adam karıma sarılmıştı. Beni görünce minibüsten indi. Elini beline attı. Ben daha hızlı davranmış olmalıyım ki ateş ettim. Adam tarlaya kaçtı. Sonrasını hatırlamıyorum. Kendimi kaybetmişim” diye konuştu. Mahkeme tanık olarak dinlenen görgü tanığı Mehmet Kutlu, evlerinden babasına yemek götürmek için çıktıklarını ancak çeşmenin yanına geldiklerinde minibüse bindiklerini söyledi. O ADAM ANNEMİN ÜSTÜNDEYDİ Olaydan sonra Diyarbakır'da bulunan yatılı ilköğretim okuluna yerleştirilen Kutlu ifadesini şöyle sürdürdü: “Komşumuz Ayşe Aydemir ve tanımadığım adamla birlikte çiftliğe geldik. Adam bana 2 lira verdi. Sonra annemle birlikte kulübeye girdiler. Ayşe Aydemir bahçede dolaşıyordu. Ben anneme bakmak istediğimde o adam annemin üzerindeydi. Sonra tekrar minibüse bindiğimizde annem babamı görünce ‘Bu benim kocam. Şimdi bizi öldürür’ dedi. Babam gelince adam da minibüsten indi. Adam elini beline atınca babamda silahını çıkardı. Sonra silah sesleri gelmeye başlayınca ben koltukların arasına saklandım. Daha sonra da annem ile komşumuz Ayşe Aydemir'in vurulduğunu gördüm.” Mahkeme, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi. YAKLAŞMAYIN KESERİM DEDİ KESTİ [PAGE] YAKLAŞMAYIN KESERİM DEDİ KESTİ Konya’da işsiz 26 yaşındaki G.K., hastanede tedavi gören birlikte yaşadığı sevgilisi 5.5 aylık hamile 25 yaşındaki Ö.Ş.’yi görmesine izin vermeyen özel güvenlik görevlileri ile tartıştıktan sonra bıçakla bileklerini kesti. Ö.Ş.'yi gördükten sonra hastaneden ayrılan ve alkollü olduğu belirtilen G.K.’ye Kabahatlar Kanunu'na göre 69 lira para cezası uygulandı. Olay, gece saat 03.30 sıralarından Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde meydana geldi. 5.5 aylık hamile olan Ö.Ş., kanaması olduğu için akşam saatlerinde Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde getirilerek, tedavi altına alındı. Birlikte yaşadığı sevgilisinin hastaneye kaldırıldığını haber alan ve alkollü olduğu belirtilen G.K. de görmek için hastaneye geldi. Ancak, hastanenin özel güvenlik görevlileri ziyaret saati olmadığı için G.K.’yi içeri almadı. Bunun üzerine özel güvenlik görevlileri ile tartışan G.K., ardından hastane bahçesinde üzerinde taşıdığı bıçakla sol koluna kesikler attı. G.K., hastanenin güvenlik görevlileri tarafından çağırılan polise de, Ö.Ş. ile imam nikahlı olduğunu belirterek, görmek istediğini, yoksa intihar edeceğini söyledi. Görevlilerle bahçeye gelen Ö.Ş.’yi gören G.K. daha sonra hastaneden ayrıldı. Polis, G.K.’ye, Kabahatler Kanunu'na göre 69 lira para cezası uyguladı. KANLI ELLERLE POLİSİ DURDURDU [PAGE] AĞABEY ARKADAŞIMI ÖLDÜRDÜM Gaziantep'te cinayet zanlısı, devriye gezen polis ekibini durdurarak, elindeki kanlı bıçağı gösterip arkadaşını öldürdüğünü söyledi. Kadir K. (32), Aydınlar Mahallesi'nde devriye görevi yapan polis ekibini durdurdu. Polislere elindeki kanlı bıçağı gösteren Kadir K, ''Ağabey arkadaşımı öldürdüm, inanmazsanız gelin size cesedi göstereyim'' dediği bildirildi. Zanlıyla Asri Mezarlığa giden polisler, cesedi bulamadı. Bunun üzerine bölgede yapılan aramada Neşet Parlak (29), 4 yerinden bıçaklanarak öldürülmüş bulundu. Bıçaklandığı yerin 200 metre uzağında ve 2 mezarın arasında cesedi bulunan Parlak'ın, kan kaybından öldüğü belirlendi. Gözaltına alınan Kadir K'nin, mezarlıkta içki içtikleri sırada kendine küfür etmesi üzerine arkadaşı Neşet Parlak'ı bıçakladığını söylediği öğrenildi. Kadir T, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin olay yeri incelemesinin ardından Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Zanlının, işlemlerinin ardından ''adam öldürmek'' suçundan adliyeye sevk edileceği kaydedildi ROJİN'İN ELLERİ VE AYAKLARI ERİYOR [PAGE] ROJİN'İN ELLERİ VE AYAKLARI ERİYOR Diyarbakır’da doğuştan ‘Epidermolizis Bülloza’ hastası 5 yaşındaki Rojin Karateke'nin dramı ailesini kahrediyor. El ve ayak parmakları her gün biraz daha eriyen ve bir çok iç organını da kaplayan hastalık karşısında çaresiz kaldıklarını belirten anne Aynur Karateke, “Doğumdan 20 dakika sonra kızımın derisi soyuldu. Her seferinde bana, ‘anne elerini kes benimkine yapıştır’ demesi beni ölümden beter ediyor” dedi. ELBİSELERİ VÜCUDUNA YAPIŞIYOR Merkez Kayapınar İlçesi’nde yaşayan belediye işçisi 32 yaşındaki Mehmet Karateke ile 25 yaşındaki Aynur Karateke’nin 2 çocuğundan kızları Rojin'in, doğuştan itibaren derisisoyulmaya başladı. 5 yıldan beri her gün gözlerinin önünde bir tarafı eriyen kızına çare bulamamanın üzüntüsünü yaşayan anne Aynur Karateke ne yapacağını şaşırdı. Küçük kızın tüm vücudunu saran yaralar ağırlaşınca Rojin’in el ve ayakları da eridi. Elbiseleri vücuduna yapışan Rojin’in annesi Karateke, “Elbiseleri makasla kesip çıkarmak zorunda kalıyorum. Elbiselerinin bazı parçaları vücuduna yapışık kalıyor. Her seferinde, ‘anne nolur canımı acıtma, ben sana ne yaptım canımı acıtıyorsun’ demesi yüreğimi dağlıyor” diye konuştu. ‘PARMAKLARINI İSTİYOR’ Kızını imkansızlık nedeniyle Diyarbakır dışındaki hastanelere götürememekten yakınan anne Karateke, gözyaşları arasında şunları söyledi: “"Her elbisesini değiştirdiğimde, kızım ona acı çektirdiğimi düşünüyor. Okula gitmek istiyor, benden el ve ayak parmaklarını istiyor. Tüm bu isteklerine karşılık veremiyorum. Diğer çocukları görünce oynamak istiyor, yapamadığı için de ağlıyor. Yemek yiyemiyor ağzı yara içinde ve sadece mama ile besliyoruz. O acılar içinde kıvrandıkça benim de yüreğim kan ağlıyor. Kızımı mutlu eden tek şey ise çok sevdiği İbrahim Tatlıses’ten Rojin şarkısını dinlemek.” HASTALIĞIN TEDAVİSİ YOK Dünyanın bir çok ülkesinde rastlanılan ve bir çok bilim adamı tarafından araştırılan kalıtsal bir hastalık olan ‘Epidermolizis bülloza’ hastalığının günümüzde henüz bir çaresi olmadığı belirtildi. Uzmanlar, hastalık sürecinde sadece hastanın travma bölgelerinde enfeksiyon tedavisi yapılması gerektiğini belirtti. SEKS TEKLİFİ YÜZÜNDEN 8 PARÇAYA BÖLÜNDÜ [PAGE] SEKS TEKLİFİ YÜZÜNDEN 8 PARÇAYA BÖLÜNDÜ Afyonkarahisar'da vahşi bir şekilde öldürüldükten sonra cesedi 8 parçaya ayrılarak 3 ayrı noktaya atılan 56 yaşındaki Kemal Gözel'in katil zanlısı 32 yaşındaki Serkan H. yakalandı. Zanlının ifadesinde "Bana ilişki teklif ettiği için öldürdüm" dediği öğrenildi. Bugün toprağa verilen Gözel'in cesedi, dikilerek ailesine teslim edildi. Afyonkarahisar'da, öldürüldükten sonra 8 parçaya bölünüp vücudunun parçaları yol kenarındaki 3 ayrı noktya atılan Kemal Gözel'in katil zanlısı yakalandı. Öldürülen Kemal Gözel'in telefon kayıtlarından yola çıkan polis, 32 yaşındaki cinayet zanlısı Serkan H.'yi evinde gözaltına aldı. Evli olan zanlı cinayeti işlediğini itiraf etti. Zanlının evinde işlediği cinayetin ardından attığı bıçak da gösterdiği yerde bulundu. Zanlının polisteki ifadesinde, "Bana ilişki teklif etti. Çok sinirlendim. Bu yüzden öldürdüm dediği iddia edildi. ZANLI CİNAYETİ İTİRAF ETTİ Afyonkarahisar Valisi Haluk İmga, İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay ve Asayiş Şube Müdürü Musa Sürer ile birlikte yaptığı basın açıklamasında cinayet zanlısının yakalandığını bildirdi. Zanlının yakalanması için ölen Gözel'in görüştüğü kişilerin belirlendiğini, daha sonra yapılan soruşturmada şüpheli görülen Serkan H.'nin evine baskın düzenlendiğini söyleyen İmga, zanlının evinde cinayet işlendiğine dair bulgular elde edildiğini Serkan H.'nin cinayet işlediğini itiraf ettiğini söyledi. DETAYLAR ARAŞTIRILIYOR Gözaltında tutulan zanlının çelişkili ifadeler vermesinden dolayı cinayetin nedeninin henüz açıklık kazanmadığını söyleyen Vali İmga, "Serkan H.'nın cinayeti tek başına işlediği yönünde kanaatimiz var. Son günlerde bir tanışıklık söz konusu. Her ihtimal kayda değer. Zanlının görüldüğü kadarıyla herhangi bir işi yok. Konu derin bir şekilde araştırılıyor. Bu tür uzuvların parçalanması şeklindeki cinayetlere karşı bir hassasiyet oluştu. Çok detayına girmek istemiyoruz. Failin ele geçirilmesini kamuoyuna duyurmayı görev bildik. Bu, bıçakla gerçekleştirilmiş bir cinayet" dedi. KOCAMDAN NE İSTEDİNİZ 34 yıllık eşi Kemal Gözel'in parçalanarak öldürüldüğünü ve parçalarının ayrı ayrı yerlerden toplandığını televizyondan öğrenen Güler Gözel, bugün kocasını defnettikten sonra fenalık geçirdi. Uzun zamandır İzmir'de yaşayan ve değişik işlerde çalışan Kemal Gözel'in 2 ay önce emekli olduğunu ve kasabaya döndüğünü kaydeden Güler Gözel, "Kocam 15-20 günde bir gelir giderdi. Emekli olduktan sonra temelli yanımıza gelmişti. Ama pazar günü geldi salı günü öldürdüler. Hasretim dinmeden benden aldı vicdansızlar" dedi. MAAŞINI ÇEKMEYE GİTMİŞTİ Öldürülmeden önceki gün eşinin neşesinin yerinde olduğunu söyleyen Güler Gözel, "Eğer biriyle kavga etseydi ilk bana söylerdi. Neşesi yerindeydi. Akşam evimizde ailece yemek yedik. O sıralarda da morali düzgündü. Ertesi gün maaşını çekmeye gitti, bir daha geri gelmedi. Aradık açmadı. Telaşlanmaya başladık. Sonrasında da haberlerde adını söylediler. Biz duyduklarımızı anlamaya çalışırken eve bir sürü polis geldi. (Başın sağ olsun) dediler" ifadelerini kullandı. NAMUS CİNAYETİ OLAMAZ Bazı haberlerin cinayeti "Namus cinayeti" olarak lanse etmesine de tepki gösteren Gözel, "Benim kocam ayda bir defa gelirdi. Kahveye çıkmazdı. Kimseyle konuşmazdı. Kimsenin karısını kızını tanımazdı. Böyle bir adamı neden öldürsünler. Hiçbir düşmanı yoktu. Hiç kimseyle kavgalı değildi. Maaşını çekmeye gitmişti. Parası için öldürdüler kocamı" diye feryat etti. OĞLUMU YENİ KAYBETTİM Bundan 4 ay önce de oğlunu tuvalette ölü olarak bulduğunu söyleyen Güler Gözel, daha oğlunun acısı dinmeden kocasının acısıyla tanıştığını söyledi. Oğlunun fotoğrafına sarılarak feryat eden Güler Gözel, "4 ay önce oğlumu kaybettim. Tuvalete girdiğinde kalp krizi geçirmiş oracıkta ölmüş. Oğlumun ölüsünü tuvaletten çıkardık. Keşke kocamı da tuvaletten çıkarsaydık. Ölüsünü bile göremedim. Dayanılacak gibi değilmiş. Çok feci etmişler" dedi. CESET DİKİLEREK TESLİM EDİLDİ Kemal Gözel'in 8 parçaya ayrılmış cesedi, dikilerek aileye teslim edildi. Gözel, kılınan cenaze namazının ardından Susuz Beldesi'nde toprağa verildi. KAÇIRILDIM DEMİŞTİ, MSN AŞKINA GİTMİŞ [PAGE] KAÇIRILDIM DEMİŞTİ, MSN AŞKINA GİTMİŞ Çanakkale’den eter koklatılıp bayıltıldıktan sonra kaçırıldığını ve Kayseri Otogarı yakınlarında kendisini otomobilden atarak kurtulduğunu öne süren evli bir çocuk annesi kadın yalan söylemiş. Televizyondaki bir arkadaşlık ilanından tanıştığı kişiyle buluşmak için Kayseri’ye geldiği belirlenen T.D., ‘Polise yalan beyanda bulunmak’ suçundan ifadesi alındıktan sonra ailesinin yanına gönderildi. Dün Kayseri Otogarı'nda sürekli ağlarken görevlilerce fark edilen T.D., Çanakkaleli olduğunu, dün akşam saatlerinde Çanakkale SSK Hastanesi'ne muayene giderken içerisinde 2 kadın ve 1 erkeğin bulunduğu otomobilin adres sorma bahanesiyle yanında durduğunu anlattı. Bu arada otomobilden inen bir erkeğin kendisine eter koklattığını söyleyen T.D., gözünü Kayseri Otogarı yakınlarında açtığını ve kendini otomobilden attığını iddia etti. Genç kadın haber verilmesi üzerine gelen polis ekibince Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. İLANDA TANIŞTIĞI KİŞİYLE BULUŞMAYA GELMİŞ İddiayı ayrıntılı bir şekilde araştıran ve kadını sorgulayan polis, 3 yaşında bir erkek çocuk annesi T.D.'nin bir ulusal televizyonda yayınlanan aşk ilanlarından tanıştığı kişiyle buluşmak için Kayseri’ye geldiğini, ancak buluşacağı erkeğin son anda “Başım belaya girer. Sen evine dön” demesi üzerine otogarda sinir krizi geçirdiğini ortaya çıkardı. Polis bunun üzerine genç kadın hakkında, ‘Polise yalan beyanda bulunmak’ suçundan tutanak düzenledi. Bu arada T.D.’nin Çanakkale'deki eşi 32 yaşındaki İ.D.’ye telefonla bilgi verildi. Yalan söyleyip polisi olayan T.D.’nin eşi,“Eşimin ruhsal sıkıntıları vardı. Kendisi tedavi görüyor. Böyle bir şeyi neden yaptı bilmiyorum” demekle yetindi. T.D., gece yarısı otobüse bindirilerek Çanakkale’ye gönderildi.
Cesedi 8 parça halinde 3 bölgede bulunan adamın katil zanlısı o anları anlattı. Cinayetin nedeninin kendisine fiili livata olduğunu söyledi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural "Korkunun ecele faydası yok. Sayın Genel Başkanımızın nefesi ensende" dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "hangi oyun oynanırsa oynansın, gündemi değiştirmek için ne yapılırsa yapılsın, artık sandığın geldiğini" savunarak, "Korkunun ecele faydası yok. Sayın Genel Başkanımızın nefesi ensende" dedi. Vural, düzenlediği basın toplantısında, ekonomik krizin bedelini çalışan, emekli, esnaf, işçi ve gençlerin ödediğini, AK Parti’nin, çalışanların alın terini vermediğini söyledi. Hükümetin, bu dönem içerisinde yan gelip yattığını savunan Vural, bugün çalışma hayatında barışın bulunmadığını ifade etti. Hükümetin, vatandaşların sorunlarıyla ilgilenmek yerine, küresel sermayenin isteklerini gerçekleştirmek, dış politikadaki teslimiyetçiliğini örtmek amacıyla sanal gündemler oluşturduğunu öne süren Vural, "Bu kadar toplumundan, milletinden kopuk, bu kadar milletine şaşı bakan zihniyetin Türkiye’yi yönetmesi kadar utanç verici bir tablo yoktur" dedi. Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, çalışan bütün kesimlere gözlerini kapattığını, kalbinin mühürlü olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletini temsil etmekten, hakkını korumaktan uzak olduğunu ileri sürerek, Erdoğan’ın, "ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" anlayışının, Türkiye’deki temsilcisi konumuna geldiğini savundu. -"O MAKAMDA OTURMASI BİLE ZULDÜR"- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in, çalışandan, emekten yana tavır oluşturamadığını ve Dinçer’e güvenlerinin kalmadığını kaydetti. Vural, Dinçer’in, çalışma hayatı ve emekle hiç ilgilenmediğini öne sürerek, çalışma barışını oluşturmak mümkün olmadığı için gensoru önergesi verdiklerini bildirdi. Vural, "Böyle bir tablo karşısında, böyle bir bakan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak, o makamda oturması bile zuldür. Kanunun sana verdiği görevleri ihmal ettin, savsakladın. Açılım, saçılımla ilgili hususlar peşinde koşan birisin" diye konuştu. Hiçbir başbakanın, medyaya, TEKEL işçisine hakaret edemeyeceğini dile getiren Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yandaş medya muhalefetin yanındaymış... Elini vicdanına koy. Meteoroloji haberlerinde, spor haberlerinde varsın. Sabah, öğlen, ikindi, akşam, her konuda spikerden, muhabirden daha fazla konuşuyorsun, iş yapmıyorsun, konuşuyorsun. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Deniz bitti. Havuç ve sopayla medya üzerinde sürekli baskı oluşturuyorsun. 1-22 Ocak 2010 tarihleri arasında Erdoğan hakkında çıkan haber sayısı 8 bin 7, Devlet Bahçeli hakkında çıkan 656. Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış, aynen bu... Medya, halkın bilgi edinme gücünü kullanmalı. Ama Başbakan’ın her ifadesini, manşetlere taşıyıp, AKP’nin politik pazarlaması yapılması, medyanın kendi bindiği dalı kesmesidir. Takımların transfer politikalarına kadar müdahale ediyorsun. Eğer bu kadar çok konuşmazsa, mızrağın çuvala sığmayacağı gözükecek. Onun için her söylediği, diğerini tekzip ediyor. Başbakan, sonra kalkıp, ’yandaş medya muhalefetin yanında’ diyebiliyor." Vural, Hükümetin, TEKEL işçilerine karşı tutumunu da eleştirerek, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, daha önce "TEKEL’in özelleştirilmesi hak gaspı olacaktır" dediğini, bunun "utanç" vesikası olduğunu savundu. Vural, gazetecilere bu konuşmaya ilişkin CD dağıtarak, "Utanır insan bunu görür ağlar, bir daha televizyona çıkmaz. Hangi yüzle gidiyorsun oraya" dedi. -"SANDIKLA GELDİN, SANDIKLA GİDECEKSİN"- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partinin grup konuşmasında emeklilerin maaşlarını artırdıklarını açıklamasına rağmen emeklilerin, zamlı maaşı alamadığını anımsatan Vural, Erdoğan’ın daha sonra emeklilere kızdığını, suçladığını söyledi. Vural, Erdoğan’a, "Emeklilerin, incir çekirdeğini bile doldurmayacak bu zamma bile nasıl muhtaç olduklarını biliyor musun, onun ızdırabını duyuyor musun?" diye sordu. Başbakan Erdoğan’a, "Sandıkla geldin, sandıkla gideceksin. Millet iradesiyle geldin, millete hizmet etmiyorsan gideceksin" diye seslenen Vural, "Sen bu millete hizmet etmedin, sen artık avucunu yalayacaksın. Seni hiçbir şey kurtaramayacak. Hangi oyunu oynarsanız oynayın, gündemi değiştirmek için ne yaparsanız yapın, artık sandık geldi. Korkunun ecele faydası yok. Sayın Genel Başkanımızın nefesi ensende. Yapıştın zamkla oraya, her türlü oyunu oynuyorsun" görüşünü dile getirdi. -"ASKER-SİVİL GERİLİMİ ÜZERİNDEN SİYASET"- Vural, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptaline ilişkin soru üzerine, Hükümetin, asker-sivil gerilimi üzerinden siyaset üretmek için yasanın iptal edilmesine yönelik zemin hazırladığını öne sürdü. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, bu kanunu onaylarken 8 Temmuz 2009’da, tereddütleri giderecek yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılmasının uygun olacağını söylediğini anımsatan Vural, "Yapılsaydı, belki bu yasa iptal edilmeyecekti, tartışma olmayacaktı. Tartışma olmayınca, Başbakan neye sarılacak, neden besleniyor, bunlardan. Cumhurbaşkanı ivedilikle düzenleme yapın diyor ama Hükümet yapmıyor. Belki bunun iptal edilmesini istiyordu. Amaç, bunun üzerinden siyasal rant oluşturmak" dedi. Vural, Başbakan’ın, iğneyi kendisine batırmadığı gibi millete sürekli çuvaldız batırdığını savunarak, "Sanki bulunmaz Hint kumaşı. Hukuk dışı bir eylem varsa, üzerine gitmezsen namertsin. Görevini yapmamışsın. Başbakan ’duyduk ama gerilimden yana olmadık’ diyor. Şimdi niye yanasın? Şimdi belki bunları kendisi mi verdi bilmiyorum? Sağda solda bir sürü plan var, Erdoğan 7 yıldan beri iktidarda" diye konuştu.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural "Korkunun ecele faydası yok. Sayın Genel Başkanımızın nefesi ensende" dedi.